Altı kadın sanatçının düzenledikleri ‘İçimizden Renkler’ isimli karma resim sergisi Galeri Çankaya’da yerini alarak sanatseverle buluştu. Sergide eserleri yer alan sanatçılar Burcu Özdemir, Gonca Erdener, Gülnur Günakan, Gülseren Biçer, Hatice Dinç ve Sevgi Bakırcı için ‘İçimizden Renkler’ 7 Haziran’a kadar başkentlilerle Galeri Çankaya’da buluşmaya devam edecek. Haziran ayında da dolu dolu kültür-sanat programı hazırlayan Çankaya Belediyesi 2-7 Haziran tarihleri arasında altı kadın sanatçıyı Ankaralılarla buluşturdu. Sanatçıların eserleri büyük ilgi görürken, gazetemize sergilerini anlatan Gonca Erdener, “Biz altı kadın henüz yolun başında olduğumuzu düşünüyoruz. Sanat anlamında kendimizi ilerletmek için de çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz” dedi. ‘İçimizden Renkler’in sanatçıları arasında yer alan Gonca Erdener ile resim sergileri ve sanat üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Keyifli ve faydalı sohbeti siz okuyucularımıza sunuyoruz. Gonca Hanım öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz? İsmim Gonca Erdener. 19696 doğumluyu. Sanatla uğraşmam ise 2015 yılının ekim ayında oldu. Hazine Müsteşarlığından emekli olmadan önce öğlenleri hocamız Müsteşarlığa geliyordu. Öğlen aralarını değerlendirmek için resim sanatıyla ilgilenmeye başladım. Sadece ben değil, işyerindeki birçok arkadaşımız benim gibi öğlen aralarını bu şekilde geçiriyordu. Ve genelde arkadaşlarımızın da amacı öğlen aralarını verimli şekilde değerlendirebilmek ve bir hobi edinebilmekti. Neredeyse çoğumuz 2,5 sene aynı hoca ile devam ediyoruz. Peki altı kadını bir araya getiren ne oldu? Başlangıçta hepimiz dediğim gibi hobi olsun diye resim sanatıyla uğraşmaya başlamıştık. Resim yaparak resmin aslında insanı dinlendirdiğini fark ettik. Adeta bir terapi gibiydi. Biraz iş stresinden kaçmak, biraz farklı bir şeylerl uğraşmak için çoğumuz bu amaçlarla başladık. işin içine girince de ne kadar keyifli olduğunu fark ettik ve o keyifle resimler yapmaya başladık. Sergiyi açan altı kişilik ekibimizden bahsetmek gerekirse 3 kişi Hazine Müsteşarlığından, 1 arkadaşımız Ekonomi Bakanlığından, bir diğer arkadaşımız Türk Hava Yollarından emekli, gruptaki bir başka arkadaşımız da diş hekimi olarak çalışıyor. Resme ilk başladığımızda ise hepimiz aynı hoca ile çalışıyorduk ve birebirimizle bağlantı kurup sergi açacak şekilde bir ilişki geliştirmemiz ise aynı hocayla çalışıyor olmaktan kaynaklanıyor. Daha önce sergileriniz oldu mu? Tabii. Öncesinde de her birimizin birçok sergisi oldu. İçimizden Renkler’in şöyle bir özelliği var ki kendimizin organize ettiği ilk sergi olması. Daha önce Hazine Müsteşarlığında 3 kere sergi açtık,  ben ve iki arkadaşım Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde başka başka sergiler açtık. Bu sene yoksul çocukların yararına bir sergi açılmıştı orada da bulunduk. Bu ise bizim 5’inci sergimiz oluyor. Dediğim gibi kendimizin organize ettiği ilk sergi. Bu yüzden bu sergimizin heyecanı daha başka. Sizin çalışmalarınızda kadın figürlerine de rastlanıyor. Galiba seviyorsunuz bu şekilde çalışmayı… Kadının daha estetik olduğunu düşünüyorum. Çizimlerimde de kadın figürüne yer veriyorum. Birde ülkemizde de kadının konumu biraz tartışmalı. Bu yüzden resimlerimde kadın çalışmayı seviyorum. Renkli çalışmayı da seviyorum. Sergimizdeki eserlerin tamamı da neredeyse renkli çizimler. 2,5 yıl önce resim yapmaya başlamış olmanıza rağmen hepinizin de çok güzel çizimleri var. Bu anlamda resim yapmak isteyip de bir türlü vakit ayıramayan ya da kendisine türlü türlü bahaneler bulan insanlara bir mesajınız var mı? Bence bizim toplumumuzda özellikle resim alanında kişide muhakkak yeteneğin olması gerektiğine inanan insan sayısı çok fazla. Ama açıkçası kendi tecrübemi de buna katarak şunu söyleyebilirim ki ben yetenekli olduğumu hiçbir zaman düşünmedim. Başladıktan sonra resmin de öğrenilebilir bir şey olduğunu düşündüm. Bundan dolayı insanların sanatla ilgili konularda kendilerine şans vermeleri gerektiğine inanıyorum. Sanatı düşünecek olursak özelde de resmi esasından hayatın karmaşasından kaçmak için çok güzel bir yöntem. Örneğin bir resmi yapmaya başladığım zaman sırf 3-4 saatimi ona ayırıyorum ve vaktin de nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Günlük rutinden kaçış için ben çok gerekli olduğunu herkesin denemesi gerektiğini düşünüyorum. Denememek denemekten daha kötü çünkü. Birde şunu fark ettim ki okul hayatımız boyunca bize resim dersinde resim öğretmiyorlarmış. Teknik öğretmeden öğrencilerden direkt resim istendiğinden birçok yetenekli öğrencilerin yetenekleri keşfedilemiyor. Ben bir sürü yetenekli öğrenci olduğuna inanıyorum. Resmin ya da başka sanat dallarının insanın kendisini keşfetmesinde bir kaçış noktası olduğu da düşünülebilir. Yine öğrencileri düşünecek olursak sınavlara hazırlanıyorken aynı zamanda bir sanat dalıyla da ilgileniyor olabilmeleri onları sınavlarında daha da başarılı yapacaktır. Gonca Hanım Ankaralıların serginize olan ilgisinden memnun musunuz? Kızılay gibi merkezi bir yerde sergi açmamızdan dolayı çok fazla ziyaretçimizin olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar geliyorlar, sergimizi geziyorlar ve iyi dileklerini de bize iletiyorlar. Tabi yine de toplum olarak sanata çok fazla değer verdiğimizi söyleyemeyeceğim. Ama bu noktada da insanlara hak vermiyor değilim. Çünkü gün içerisinde birçok koşuşturmaca ile vaktimizi geçirerek kendimize vakit ayırmayı unutuyoruz. Son olarak bir mesajınız var mıdır Gonca Hanım? Sergimiz 7 Haziran akşamına kadar devam edecek. Fırsatı olan herkesi bekliyoruz. Yeni başlayanlar açısından da moral olacak ve motivasyonlarını yükseltecek. Gelip sergimizi gezmelerini tavsiye ediyor, Güçlü Anadolu’ya da ilgisinden dolayı teşekkür ediyoruz. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim