Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ali Fuad Başgil’in vefatının 50.yılında düzenlenen anma sempozyumunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararı ve devamında oluşan gelişmeleri değerlendiren Kalın, ‘’Kudüs’ün İsrail’e verilecek bir mülk olmadığını, satılık olmadığını, Kudüs’ün kutsiyetinin asla ve asla çiğnetilmeyeceğini tüm dünyaya hatırlatalım’’ diyerek, Perşembe günü yapılacak oylamaya dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla, Muhafazakâr Düşünce Dergisi tarafından vefatının 50'nci yılında Ali Fuad Başgil’in anma sempozyumu düzenlendi. Ankara Grand Otel’de düzenlenen sempozyumun açılışında, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Muhafazakâr Düşünce Dergisi’nden Serhat Buhari Baytekin konuşma yaptılar. FİLİSTİN KONUSU YENİDEN GÜNDEMDE Sözcü İbrahim Kalın, Filistin meselesinin 2011 yılından beri unutturulmaya çalışıldığını söyleyerek, ‘’Dünyanın mevcut sistemi içerisinde, küresel adaletin nasıl ertelendiğine dair çok somut şeyler de yaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi de son 15 gündür Trump yönetiminin aldığı Kudüs kararı ile yaşadığımız hadisedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok değerli çabalarıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi ile Kudüs meselesi tekrar küresel gündemin merkezine taşınmış oldu. Belki bunda da bir hayır vardır. Her ne kadar hukuksuz bir kararsa da bundan bir hayır çıktı. Zira 2011 yılından beri sistematik bir şekilde unutturulan Filistin meselesi tekrar bütün dünya tarafından hatırlanmış oldu. Adap Baharı, Suriye, Irak, DEAŞ gibi bahanelerle Filistin gibi bir mesele gündemin ikinci üçüncü aşamalarına itilmişti. Şimdi bu konu tekrar canlı bir şekilde gündeme geldi’’ ifadelerini kullandı. ABD YALNIZ KALMIŞTIR BM Güvenlik Konseyi toplantısında, ABD’nin aldığı kararın sonucunda, ABD’nin BM’de yalnız kaldığına dikkat çeken Sözcü Kalın, ‘’Özellikle dün yaşanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki oylamanın çok önemli olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin aldığı kararın BM tarafından hukuksuz ilan edilmesi için Güvenlik Konseyi toplantısında karar 14’e 1 ile reddedildi. ABD’nin vetosu ile bu karar reddedildi. Bu bile aslında çok önemli bir gösterge. Çünkü Amerika burada yalnız kalmıştır. Bütün dünya Kudüs konusunda birlik içinde hareket etmiştir. Kudüs meselesini küresel bir ittifakın oluştuğunu göstermesi açısından dünkü oylama aslında son derece önemli. Bir diğer önemli konu da, hem bu oylamaya katılan diğer 14 ülke, 4 daimi üye ve 10 geçici üye hem de diğer Avrupa ülkeleri, Afrika ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri, İslam ülkeleri büyükelçiliklerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımayacaklarını ilan ettiler. Fiilen de Trump yönetiminin kararının yok hükmünde olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu’’ şeklinde konuştu. OYLAMADA ÇOĞUNLUK SAĞLANACAKTIR Perşembe günü yapılacak olan oylamanın büyük önem taşıdığını belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ‘’Bu veto kararından dolayı dün Dışişleri Bakanlığımız bir açıklama yaptı ve kınadı, biz de aynı şekilde kınıyoruz. Amerikan yönetiminin hala bu hatasının farkına varmaması, dünyadan gelen uyarılara rağmen hatasından geri adım atmaması da çok düşündürücü. Fakat tabi mesele burada bitmiyor. Perşembe sabahı BM Genel Kurulunun bu konuda bir oylama yapacak. Üçte iki çoğunluğun sağlanması halinde de ki, biz büyük ihtimalle bu çoğunluğun sağlanacağını düşünüyoruz, BM’den Trump yönetiminin aldığı Kudüs kararının hukuksuz olduğu tescil edilmiş olacak. Bu Filistin davasında, Kudüs davasında çok önemli bir kilometre taşı bir dönüm noktası olacaktır. Biz de bugün, yarın ve perşembe gününe kadar bu konuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve bu kararın BM Genel Kurulundan çıkması için el birliği ile çalışacağız’’ dedi. KUDÜS, İSLAM DÜNYASINI BİRLEŞTİRDİ Kudüs meselesinde TBMM’de 4 partinin de bir araya geldiğine vurgu yapan Sözcü Kalın, ‘’Bir kez daha Kudüs’ün İsrail’e verilecek bir mülk olmadığını, satılık olmadığını, Kudüs’ün kutsiyetinin asla ve asla çiğnetilmeyeceğini tüm dünyaya hatırlatalım. 15 günlük süre içinde Kudüs kararı her ne kadar bizi üzdüyse de Kudüs’ün kutsiyeti bütün İslam dünyasını birleştirdi. İİT’de neredeyse her konuda birbiri ile tartışan, ihtilaf içinde olan ülkeler aynı masa etrafında toplandılar ve aynı bildiri altına imza attılar. Kudüs’ün kutsiyeti Türk siyasetini de birleştirdi. TBMM’de 4 partinin imza ise 2 tane bildiri yayınlandı. Sadece siyaseti değil, kalplerimizi de gönüllerimizi de akıllarımızı da birleştiren bir değer olarak biz Kudüs’ten asla vazgeçmeyeceğiz. Bunu da herkes böyle bilsin’’ ifadelerini kullandı. TÜRKİYE’DE 2 ÇİZGİ MÜCADELE EDİYOR Ali Fuad Başgil’in vefatının, 50.yılı dolayısıyla düzenlenen sempozyumda konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, ‘’Ali Fuad Başgil, Türkiye’nin yakın dönemdeki, fikri, siyasi, gelişmesinde en önemli katkılarda bulunan şahıslardan birisidir. Türkiye’nin aslında bu son iki asrı hakikatten hem çözülme, hem de yeniden doğuş dönemidir. Aslında son iki asırdır Türkiye’de fikri anlamda da siyasi anlamda da iki farklı çizgi mücadele ediyor. Bir tarafta Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasının yegâne kaynağı olarak, batıcılık anlamında modernleşmeyi tercih edenler ve pusulasını batıya doğru döndürenler, diğer tarafta her milletin kendi kökleri üzerinde yükselmesi gibi sadece ve sadece kendi kökleri üzerinde yükselebileceğine inananlar, yani kendi medeniyetimizin birikimine dönmemizi isteyenler arasındaki bir mücadele devam ediyor’’ ifadelerini kullandı. EN ÖNEMLİ FİKİR ADAMLARINDAN BİRİSİ Ali Fuad Başgil’in, Türkiye’nin en önemli fikir mücadelecilerinden biri olduğuna değinerek sözlerini şöyle sürdürdü, ‘’İnanın ki isimler değişmekle birlikte, fikir adamlarının münakaşalarının değişmesiyle birlikte aslında aynı tartışmalar yapılıyor. Bizim yerli, milli ve fikri mücadelenin en önemli isimlerinden birisi de Ali Fuad Başgil’dir. Ali Fuad Başgil, önce yaşadığı dönem itibariyle, bütün bu söylediğimiz fikri değişimlerin, hem de bunların pratik hayata olan yansımaları, siyasete ve toplumsal hayata yansımalarını, ilk çocukluk yıllarından itibaren yaşamıştır. 1908’de Meşrutiyet ilan edildiğinde, henüz genç birisi olarak, Samsun Çarşamba’daki toplumsal hayatın değişmesine tanık olmuştur. Bir taraftan nasıl değişiyoruz diye endişe edenlerin arasında kendi şahsında yaşamış birisidir. Aynı zamanda bu çerçevede savaş meydanlarında da gerçekten hem siyasi fikirlerin gelişmesini sağlamış birisidir.’’ (Rozita Merve HAMİDİ)      

Editör: TE Bilisim