Hoşgörülü olalım, hoşgörülü davranalım, hoşgörü gösterelim… Hayatımızın her alanında en çok kullandığımız kelimelerden birisi… Kullanıyoruz ama ne için kullanıyoruz o belli değil işte. Kendi işimize gelince kullanıyoruz mesela. Bana hoşgörülü davranın, benim işime gelince hoşgörülü davranın… Yani kısacası ben ben ben… Ben dediğimiz anda da ego devreye girmeye başlıyor. Ego devreye girince de hiç hoş olmayan şeyler gündeme gelmeye başlıyor. Hoşgörünün temelini saygı oluşturur… Saygı duymak için de anlamak gerekir. Egoyu devreden çıkarıp saygılı ve hoşgörülü olmaya yoğunlaştığımız zaman gerisi çorap söküğü gibi gelecektir zaten. Mesele başta saygılı olmamız ve hoşgörülü davranmamız gereken konu insan ilişkileri ve diğer insanların düşünceleri. Sadece kendimizi düşünerek, bencilce hareket ettiğimiz hiçbir konudan hayır geleceğini sanmıyorum… Ben yaşıyorum, ben böyle uygun gördüm… Sen gördün de ben görmedim arkadaşım. Bana niye saygısızlık yapıyorsun…. Hoşgörü ve saygı konusu bizim toplumumuzda biraz eksikliği hissedilen bir konu… Trafikte görürüz bunu, otobüste yer kavgasında görürüz, markette sırada görürüz, yolda yürürken bile görürüz de görürüz kısacası… Çünkü bu özellikleri fazlasıyla bünyemize almış durumdayız. Hatta hayat felsefesi yapmış durumdayız. Gösteriş meraklısı, karşı tarafı küçük görmeye yönelik hareketler bizleri dibe en dibe çekiyor ama farkında değiliz… En güzeli herkese, her şeye gülümsemek… İnsanlık olarak en büyük eksiklik insanlığımız olduğu için bu tarz sıkıntıların çıkması gayet normal gerçi… Bunun için insanlık maskelerimizi biraz daha benimseyerek biraz daha sıkı takarak, toplum olarak iyi insanlar olmaya çabalayalım… O zaman hoşgörü de olur saygı da olur sevgi de…