Hormonal değişiklikler vücudumuzu etkilediği gibi cilt sağlığımızı da etkiliyor. Dermatolog Doç. Dr.Alev Eken, cildin hormon değişikliklerinden doğrudan etkilendiğini belirterek,  ‘’Menopoz, hormonal dengesizlik (östrojen ve progesteron hormonlarındaki dengesizlikler gibi) ve değişim sürecidir. Ciltte incelme, kuruluk, elastikiyet kaybı, sarkmalar ve kırışıklıklar gelişir’’ ifadesinde bulundu. Hormonların düzeyindeki iniş-çıkışlar cildimizde de değişimlere neden oluyor. Dermatolog Doç. Dr. Alev Eken, Ergenlik çağından başlayıp menopoza kadar süren süreçte hormonların, derinin gelişim, görünüm ve yaşlanmasında önemli rol oynadığını belirterek günümüzde her kadının, bilinçli bir cilt bakımı ve destekleyici tedaviler ile bu sorunlarının üstesinden gelebileceğinin altını çizdi. ‘’CİLTTE İNCELME, KURULUK, ELASTİKİYET KAYBI, SARKMALAR VE KIRIŞIKLIKLAR GELİŞEBİLİR’’ Dermatolog Doç. Dr. Alev Eken, hormonların vücut ve cilt sağlığı açısından son derece önem teşkil ettiğini belirterek şunları dile getirdi: ‘’Menopoz, hormonal dengesizlik (östrojen ve progesteron hormonlarındaki dengesizlikler gibi) ve değişim sürecidir. Ciltte incelme, kuruluk, elastikiyet kaybı, sarkmalar ve kırışıklıklar gelişir. Ayrıca erkek tipi saç dökülmesi, yüzde tüylenmede artış, sivilce benzeri oluşumlar ve kahverengi lekeler belirmeye başlar. Günümüzde her kadın, bilinçli bir cilt bakımı ve destekleyici tedaviler ile bu sorunlarının üstesinden gelebilir.’’ BELİRTİLERE DİKKAT ‘’Ergenlik çağından başlayıp menopoza kadar süren süreçte hormonlar, derinin gelişim, görünüm ve yaşlanmasında önemli rol oynarlar. “zamana bağlı deri yaşlanması”nın hormonal ve genetik faktörlerin kontrolü altında olduğu bilinmektedir. Derinin bütünlüğü ve fonksiyonları için hormonların, (tiroid, büyüme hormonu, cinsiyet hormonları/östrojen) yeterli miktar ve oranlarda bulunması gereklidir. Ancak bu hormonlar, yaş ilerledikçe ve kadınlarda menopozdan sonra azalmaya başlar. Yaşam kalitesini bozan birçok belirti (uyku bozuklukları, hatırlamada güçlük, sıcak basması, sinirlilik vb.) değişik şiddette ortaya çıkarken, deride de bir takım belirtiler meydana gelir.’’ ‘’CİLTTE KURULUK VE PÜRÜZLER MEYDANA GELEBİLİR’’ ‘’Kolajen, cildimizde elastikiyet ve gerginlik sağlayan en önemli destek proteinidir. Menopozdan sonra hormonların azalması ile birlikte kolajende de azalma olur. Menopoz sonrası dönemde derinin kolajen miktarındaki azalma, ilk yıllarda daha hızlı seyretmektedir. Deri kolajeninin yaklaşık %30 kadarı menopozdan sonraki ilk beş yıl içinde kaybedilmektedir. Daha sonraki 20 yıl içinde her yıl kolajenin yaklaşık %2.1 kadarı kaybolmaktadır. Ciltte kolajen kaybına bağlı kırışıklıklar, esneklik kaybı ve sarkmalar gelişir. Aynı zamanda hücreler arası dolgu maddesi olan hiyaluronik asit de azalır; cilt dolgunluğunu kaybeder, incelir. Bütün bu değişikliklerle birlikte su kaybı belirginleşir, ciltte kuruluk ve pürüzler meydana gelir. Dıştan uygulanan kozmetik ürünler, östrojen içeren destekleyici hormon ilaçları ve hormon benzeri bitkisel maddeler (soya izoflavonları gibi), cildimizin fizyolojik dengesini korumaya yardımcı olur.’’ Menopoz öncesi ve menopoz döneminde, hormonal yaşlanmanın cildiniz üzerindeki etkilerini azaltmak için önerileri sıralayan Dermatolog Doç Dr Alev Eken, şu ifadelere yer verdi: ‘’Cildinize bilinçli ve özenli bir bakım uygulayın. Cildiniz ince ve kuru olduğu için hassas ciltler için geliştirilmiş temizleyici ürünler ve yoğun nemlendirici maddeler içeren gece ve gündüz kremleri kullanın. Cildinizin nemini artırmak, koruyucu fonksiyonlarına destek olabilmek için bol su (günde en az 2 litre) için; esansiyel yağ asitlerini (zeytinyağı, kabuklu yemişler, balık kaynaklı) tüketin. Deriden su kaybı gece en yüksek düzeydedir. Bu nedenle gece kullanılacak nemlendiriciler, cildinizin doğal lipit yapısını destekleyen maddeler (seramit, skualen gibi) içermelidir. Ayrıca cilt hücrelerinin yenilenmesi ve tamir işlevi gece uyku sırasında gelişir. Bu nedenle, derideki yaşlanma belirtilerini önlemek ya da onarmak için, kolajen dokuyu uyarıcı ve onarıcı maddeler (A vitamini, alfa hidroksi asit, peptit vb. içeren) içeren gece kremleri kullanın. Gündüz, cildinizdeki lekelenmeleri azaltmak ve güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, güneşten koruyucu kremler (en az 15 koruma faktörlü) kullanın. Ayrıca, kullandığınız kozmetik ürünlerin antioksidan maddeler (vitaminler, bitkisel özler) içermesine dikkat edin. Kozmetik ürünlerde bulunan antioksidanlar, güneş ışınlarının cilt üzerindeki zararlı etkilerini önler. Çevresel zararlı etkilerden (sigara dumanı, hava kirliliği, kimyasal maddeler vb.) korunmak için bol meyve ve sebze (özellikle taze ve koyu renkli olanları) tüketin. Besin desteği olarak antioksidan, vitamin ve mineral içeren tabletler (vitamin C, vitamin E, likopen/beta karoten, soya ekstresi, yeşil çay, üzüm çekirdeği, DMAE, evening primrose oil, selenium, çinko vb.) kullanın. Yüksek kalorili diyetler deri yaşlanmasını hızlandırır. Bu nedenle diyetinizdeki günlük kalori miktarını kısıtlayın. Sigara cildinizi yaşlandırır. Sigara kullanmayın. Daha genç, ışıltılı ve gergin bir cilt için, hücreler arası dolgu maddesini ve kolajen dokuyu destekleyen, kozmetik uygulamalar (mezolifting, kimyasal peeling, dolgu maddesi enjeksiyonları vb.) yaptırabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi ve destek için dermatologunuzdan  mutlaka yardım isteyin.’’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)
Editör: TE Bilisim