Değerli Okurlarım; Mutlaka hatırlıyorsunuzdur; Ankara’nın görevinden alınan eski belediye başkanı 30 Mart 2014 seçimlerinden sonra verdiği bir beyanda “(O seçimlerde) Sn. Mansur YAVAŞ seçilmiş bile olsaydı AK Parti çoğunluğundaki Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin kendisini görevinden düşüreceğini” belirtmişti.  2014‘te Sayın Gökçek’in seçimleri nasıl kazandığı hususunda çeşitli şaibe iddiaları bundan sonra da hep kamuoyunda tartışılacak olmakla beraber, benim bugünkü konum O şaibe iddiaları değil, Sayın Gökçek’in demokrasi anlayışı çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 31 Mart 2019 seçimlerinden, yani “hakkın yerini bulduğu” seçimlerden sonra Belediye Meclisindeki işleyiş olacak. Değerli Okurlarım; biliyorsunuz 31 Mart 2019 seçimlerinde CHP’li Sayın Mansur YAVAŞ  Ankaralı seçmenin %51’e yakın oyunu alarak  seçildi. Belediye Meclisi üyeliği seçimlerinde ise AK Parti-MHP ittifakı %48 civarında CHP ve İYİ Parti ittifakı da %45 civarında oy almasına rağmen yanlış seçim sistemi gereği AK Parti ve MHP’nin kazandıkları sendeliye sayısı CHP ve İYİ Parti’nin neredeyse üç katı kadar oldu. Bu sonuç temsilde adalet ilkesine aykırıdır. 5393 Sayılı yasanın 18. Maddesinde belediye meclisinin yetki ve sorumluluklarını düzenler. Bu kanun çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisinde ezici çoğunluğu elinde tutan muhalefet, halka rağmen politika yapmış olsaydı ve halkın iradesini hiçe saysaydı bugüne kadar Sayın Mansur YAVAŞ’ın birçok alanda hizmet vermesini engelleyebilirdi. Ancak; birkaç istisna hariç, Ankara Büyükşehir Belediyesinde bugüne kadar neredeyse her karar oy birliği ile alındı. Bu manada tüm meclis üyelerimize ve hizmet esaslı Belediye Meclisi gündemi oluşturduğu için Sayın Yavaş’a çok teşekkür ediyorum. Değerli Okurlarım; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde bugüne kadar sağlanan ahenk,  Sayın Gökçek’in 2014 seçimlerinden sonraki beyanını şaibeleri örtmek için sarf ettiğini göstermektedir.  Bu çerçevede; akla hemen şu soru geliyor; peki O seçimlerde eğer Sayın Yavaş seçilmiş olsaydı ve Sayın Gökçek’in beyan ettiği gibi belediye meclisi Sayın Yavaş’ı düşürseydi ne olurdu? Öncelikle belirtmeliyim ki öyle bir durum olmuş olsaydı belediye meclisi öncelikle kendisini seçen iradeyi hiçe saymış olacaktı. Şöyle ki; ülkemizdeki seçim kanunu çerçevesinde belediye başkanını halk “AYRICA” seçer. Bu manada, belediye meclisleri belediye başkanlarını görevlerinden alamazlar. Yerleşik demokratik uygulamalarda bir yapı ancak kendi seçtiği başka bir yapıyı görevden alabilir.  Belediye meclisleri sadece faaliyet raporlarını onaylamadıkları takdirde belediye başkanının düşürülmesi söz konusu olabilir ki bu duruma da sonuçta yargı karar verir. Belediye başkanları belediye meclisinin seçtiği bir organ değildir. Bir belediye başkanını bir belediye meclisi keyfen görevden alamaz, bu ülkede tüm eleştirilere rağmen bir hukuk sistemi var ve bu  sistem keyfiyetin önüne geçer. Hukuk sisteminin keyfiyetin önüne geçmesi durumunda, yani belediye meclisinin aldığı kararı yasadışı bulması durumunda, belediye başkanını haksız ve hukuksuz olarak düşüren belediye meclisinin demokratik ve hukuki durumu halk tarafından sorgulanır ve O belediye meclisi üyeleri ve mensup oldukları siyasi parti bir sonraki seçimde halkın karşısına çıkamaz. Eğer hukuk sistemi de adil karar almazsa, ülkede kaos ortamı hazırlanır, ki bu ortam da, Allah korusun yıkıcı ve bölücülerin istediği ortamdır! Değerli Okurlarım; yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi; başkanıyla, meclisiyle, bürokrasisiyle ve tüm çalışanlarıyla bugüne kadar ahenk içinde hizmet esaslı çalışıyor. Seçim atmosferinde söylenen çok şeyin de yalan ve iftiradan ibaret olduğu da artık açık. Şöyle ki; Ankara Büyükşehir Belediyesinde bugüne kadar ne bir bölücü ve yıkıcı işe alındı ne de haksız yere bir çalışan işinden çıkarıldı. Bürokrasinin en üst kısmındaki bazı bürokratlar ise kendilerini O makamlara getiren ve daha sonra “metal yorgunluğu” sebebiyle görevinden alınan eski belediye başkanı gibi metal yorgunluğu oldukları için “idarenin takdir hakkı” ilkesi çerçevesinde görevlerinden alındılar. Yeni bürokrat arkadaşlarımız ise adeta harikalar yaratıyorlar; Genel Sekreter Yardımcısı Baki KERİMOĞLU maliye alanındaki 30 yıllık bilgi ve birikimiyle Ankara Büyükşehir Belediyesinin mali yapısını yeniden düzenliyor, İnsan Kaynakları Daire Başkanı Eyüp TURPÇUOĞLU liyakat çerçevesinde personel düzenlemesi yapıyor, Bilgi İşlem Daire Başkanı Ulaş ALTUN Ankara’yı bilim ve teknolojiyle tanıştırıyor, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir ÖDEMİŞ Ankara tarih ve kültürünü plan ve projeleriyle Ankara’ya yakışır hale getiriyor, Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Necip ÖZKAN hem belediyenin halka sağladığı sosyal yardımları aynen devam ettiriyor hem de kartlı sisteme geçerek sadece gıda yardımlardan 30 Milyon TL tasarruf sağlıyor. Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin ASLAN’ın çevre ve halk sağlığı alanında yaptığı projeleri bile dinlemek insana muhteşem bir Ankara’da yaşama özleminin imkansız olmadığını kanıtlıyor, Kent Estetiği Daire Başkanı Selami AKTEPE ise nasıl daha estetik bir Ankara yaratabiliriz özlemiyle gecesini gündüzüne katıyor, Eski Kaymakam Aslı KUZULU hanımefendi Ankara’yı çağdaş kimliğine kavuşturacak kültür projelerini tek tek uygulamaya sokuyor, Yılların deneyimi ve basın yayın dünyasının “belediyeci” kimliği ve yazarlık yanıyla yakından tanıdığı Yüksel IŞIK çağımızın iletişim yöntemi olan sosyal medyayı “şeffaf yönetim” anlayışına sahip belediye yönetimimizin hizmetlerini halka duyurmakta temel medya aracı yapmak için gece gündüz çalışıyor.  Fenişleri Daire Başkanı Erol GÜNDÜZ ise sessiz sedasız hizmet odaklı çalışmalarına devam ediyor. İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığına henüz atanan Harita Mühendisleri Odasının eski Genel Başkanı ve TOKİ Uzmanı Ertuğrul CANDAŞ’ın merhum Prof. Dr. Raci BADEMLİ hocamızın 1990lı yıllarda başlattığı başarılı çalışmalara ivme ötesi katkılar sunacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalı. Destek Hizmetleri Daire Başkanımız Mustafa ÜNSAL herkesle barışık, işini doğru ve adaletle yapmaya çalışan çok değerli bir bürokratımız. Afet Koordinasyon Daire Başkanlığı görevine birkaç gün önce atanan Jeolog Mutlu GÜRLER’in gerçekleştirmeyi düşündüğü projeleri dinlemek bile Ankara halkı adına bizi heyecanlandırıyor. Uzun yıllardır Ankara Büyükşehir Belediyesinde her tür mobing ve sürgüne tabi tutulmuş, dünya çapında Türkiye kentçiliği alanında konferanslar vermiş Büyükşehir Belediyesinin adeta kendi evladı ve kurumsal hafızası olan Saffet ÖZDEMİR ise henüz daire başkanı olarak atandı ve hemen atandığı gün; Sayın Mansur YAVAŞ tarafından kamuoyuna yakında bir basın toplantısıyla açıklanacak olan muhteşem projesiyle herkesin gönlünde taht kurdu. Tüm yeni atanan ve önceki yönetimle de çalışmış iken liyakatleri nedeniyle Sayın Yavaş’ın birlikte çalışmaktan imtina etmediği bürokratlarımızın tamamına inanıyoruz, güveniyoruz! Velhasıl, Değerli Okurlarım; 31 Mart’tan bugüne kadar Ankara Büyükşehir Belediyesinde her şey çok güzel oldu ve inşallah bugünden sonra her şey daha da güzel olacak! Sevgiyle kalın…

Editör: TE Bilisim