Toplum olarak inanç ve yaşam ilkelerimizin temelinde tevazu ve hoşgörü vardır. Bu ahir alemde Makamınız neresi olursa olsun, dönüp dolaşacağınız yer ‘HİÇLİK’ makamıdır. Günümüzde oturduğu makamları onurlandırmayanlar, makamla kimlik bulanlar hiçlik makamının en büyük adaylarıdır. Türkiye’yi yönetenlere bu pencereden baktığımızda hiçlik makamına kimler yolculuk edebilir diye merak etmiyor değilim. Bakın şu kıssadan hisseye; ne güzel tarif etmiş makam koltuğuyla makam arabası arasında kalıp, dostlarını unutup, hoşgörüyü hiç sayan yöneticileri; Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.” Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam... “Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki ondan sonra?” Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş “Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca.. Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘hiçlik makamı’ında… Şu bir gerçek ki; Hacı Bektaş Veli ve Mevlana anlayışını hatim etmeden, Şeyh Edebali’nin nasihatını ezberlemeden yönetmeye kalkanlar, koltuk gidince ‘HİÇ’ olurlar. Hakkı ve hakikati savunanlarda ilahi adaleti bekler ve geçte olsa kazanan olurlar. Şimdi şu sorulara cevap bulmak gerekiyor. Türkiye’de makam körlüğüne inanan kaç yönetici var acaba! Altındaki makam ve gücün tüm insani ev vicdanı değerlerin üzerinde olduğuna kendini inandıran ve güce tapan isimler elbet ilahi adaletin tecellisi ile yüzleşecektir. Söylemi başka, eylemi başka olan bu şahsiyetlerin kentin yaşamsal sorunlarına olan samimiyetine de inanmak oldukça güç. Bu nedenle Türkiye’nin birçok kademede koltukla onurlanan değil, oturduğu makama değer katan yöneticilere ihtiyacı olduğu aşikardır. Geçmişte siyasi gücün verdiği şımarıklıkla hareket edenlerin, bugün hiçlik makamında oturduğuna hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bizler kent sevdalısı memleket aşığı insanlarız. Bizler hancıyız. Bu handa çok yolcu geçti ve geçmeye de devam edecek. İnsani değerleri makam koltuğuna, dostluk ve vefayı rant kasasına tercih edenler elbet birgün HİÇ’lik kabusa ile uyanacaklardır. İşte o vakit biz insanlık hanında yeni yolcuları bekliyor olacağız. Bilmem anlatabildim mi?

Editör: TE Bilisim