Ulucanlar Cezaevi müzesi Sanat Sokağı’nda yer alan atölyesinde hem ahşap tasarımıyla uğraşan  hem de gönüllü olarak özel çocuklara rehabilite amaçlı dersler veren Ali Bayram, nam ı diğer Ahşap Baba, atölyesinde atık maddeleri sanat eserine dönüştürüyor. Görüntüden ziyade, tasarımın geçmişine ve hikayesine önem veren Ahşap Baba, yaptığı bir tasarımın hikayesine atıfta bulunarak ‘’ Ufak şeyleri dert edip kendinizi hiçbir kapıya kilit yapmayın hep anahtar olun’’ çağrısında bulundu. Ankara-  Ulucanlar Cezaevi müzesi Sanat Sokağı’nda ‘’Ahşap Baba’’ adını verdiği atölyesinde özellikle ahşap atıklarını sanat eserine dönüştüren  tasarımcı Ali Bayram ile bir araya gelerek keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Dört yıldan beri ahşap işiyle uğraştığını kaydeden Bayram,  ‘’Kendimi bu işe adadım, hayalimde ne varsa gerçekleştirme yoluna koyuldum’’ ifadesini kullandı.   ‘’ÇOCUKLUĞUMDA HİÇ PARALI HEDİYEM OLMADI’’ Söze kendisini tanıtarak başlayan ahşap ustası şunları kaydetti: ‘’Ben Ali Bayram nam ı diğer Ahşap Baba. Yaklaşık 25 yıl Hava Kuvvetleri’nde uçak bakım astsubayı olarak görev aldım. 2013’de emekli oldum 4 yıldır da ahşap işiyle uğraşıyorum. 3 yıldır görmüş olduğunuz bu dükkandayım.  Önceden bu işe herhangi bir ilgim yoktu. Ama rahmetli babam torna ustasıydı metal eşyalara şekil veriyordu. Çocukluğumda hiç paralı hediyem olmadı ya onun yaptıklarıyla ya da kendi yeteneklerimle yaptığım oyuncaklarla oynadım. Yıllar geçti, sonrasında Hava Kuvvetleri’nde teknik astsubay olarak görev aldım o yüzden yetilerime çok güveniyordum. Uçak yaptıktan sonra her türlü tasarım yaparım diye düşündüğümden bir özgüven vardı. Yaklaşık 4 yıl önce 3 ay ufak bir eğitim aldım sonrasında da kendimi bu işe adadım ve 1 yıl boyunca hayalimde ne varsa onları gerçekleştirme yoluna koyuldum. ‘’ÖNEMLİ OLAN AHŞABIN HİKAYESİ’’ Atölyesine Ahşap Baba adını vermesinde etkili olan faktörleri aktaran Bayram, ‘’Ben bu ismi ahşapta çok iyiyiz anlamında kullanmadım. İlk başta web sitesi kurmam gerekiyordu. Toprak baba diye bir arkadaşım vardı kendisi teraryum bitkileri yapıyordu bu  ismi bana ilham oldu ve bende ahşapla ilgilendiğim için ahşap baba ismini düşündüm. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim biz Ahşap baba olarak ticari objeler yapmıyoruz. Çoğunluğu anlatım. Elimdeki tasarımdan bahsetmek isterim. Bu çok basit bir obje bunlara küçük hikayeler ya da söylemler yaparak insanlar için daha anlamlı hale getiriyorum. Burada iki insan birbirini kilitlemiş durumda, bunu bir anahtar deliği gibi düşünün. Biz burada hiçbir kapıya kilit olmayın, anahtar olun hayata pozitif bakın diyoruz. Kilit olursan hayat zindan olur senin için, bırak karşı tarafa verdiğin eziyeti seni de stres sokar. Ufak şeyleri dert edip kendinizi hiçbir kapıya kilit yapmayın hep anahtar olun’’ dedi. ‘’HER ŞEYİ YAKIYORUZ YOK EDİYORUZ’’  Ahşap boyama ve oymacılığının detaylarını  gazetemiz okurlarına aktaran Ahşap Baba, ‘’Öncellikle ahşap işinde özgün olacaksınız, algınız çok iyi olacak bir ahşaba başlamadan önce gidip özel bir ahşap seçmenize gerek yok cinsini bilmeniz yeterlidir. Yani ahşabın yumuşak olması önemli bir detay ama asıl olan bir de hikayesinin olmasıdır.   Ben, özellikle sitelerde ustaların kesim yapıp yanması için sobaya verdikleri atık ve küçük malzemeleri alıyorum. Önemli olan şekilden ve görsellikten ziyade, çıkan bu çöplerden yeni bir şeyler yaratabilmektir. Yanmayan odunlar var her şeyi yakıyoruz, yok ediyoruz  hayatı yok ettiğimiz gibi..  En azından bir kısmını koruyalım diyoruz. Az öncede belirttiğim gibi önemli olan hazır almak değil, olan şeyleri yeniden üretip hayata kazandırmaktır’’ dedi. ‘’SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİNE ULAŞMAMIZ GEREK’’ Özel çocuklara da gönüllü olarak eğitimler verdiğini ifade eden Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Ali Umut adında ve henüz 6 yaşında olan bir yeğenim var. Kendisi hayatımıza yeni bir sayfa açtı biz de onunla beraber biraz daha farklı olmamız gerektiğini yani sosyal sorumluluk bilincine ulaşmamız gerektiğini anladık.. İlk başlarda insanda özel çocuklarla birebir çalışma cesareti olmuyor çünkü nasıl davranacağınızı bilmiyorsunuz. Dükkanımı iki buçuk yıl önce bir anne ziyaret etti. Oğlunun mental yani zihinsel engelli olduğunu söyleyerek benden yardım istedi ben de bu isteği son derece mutluluk duyarak seve seve kabul ettim. Bu sayede oğluyla tanışmış olduk ve özel eğitim verdiğim ilk öğrencim oldu. Rehabilitasyon merkezleriyle de görüştüm. Aslında her şey yeğenim Ali Umut sayesinde oldu. Onun vesilesiyle kafamızdaki tüm soru işaretlerini gidermeye çalıştık bu anlamda birtakım korku ve çekincelerimiz vardı. Eğitimlere başladıktan sonra çocuklardaki doğallığı gördüm. Benim yanımda çalışırken, ailelerinin yanlarında olmalarını istemiyorlar çünkü bu onları daha özgür kılıyor. Biz toplumda varız diyorlar, aslında onlar var ama biz onları çocuk gibi görerek engel koyuyoruz. Kendi başlarına bir şeyler başarınca özgüvenleri yerine geliyor. Doğal olmalıyız aynı yaşta ki başka bir bireye nasıl davranıyorsak onlara da aynı şekilde davranılmalı.Burada doğalız, ben onlara her türlü şakayı, espriyi yapıyorum yakın arkadaş gibiyiz o yüzden burada mutlular. Aynı zamanda üretim de yapıyorlar. Üretirken elbette hataları oluyor ama asıl önemli olan onlara karşı daha dikkat ve sabır göstermemizdir’ ‘’KALE DUVARLARIM VARDI BUNLARI YIKTINIZ HOCAM’’ Verdiği eğitimler sonrası özel çocuklarda gözle görülür değişimler olduğunu ve hayata bakış açılarının değiştiğini vurgulayan nam ı diğer Ahşap Baba, ‘’Öğrencilerimin rehabilitasyon merkezlerinden geliş sebeplerini bilmiyorum. Hiçbir rehabilitasyon merkezine bağlı değilim ve ücret karşılığında yapmıyorum bu işi. Onları topluma kazandırmaya çalışıyorum. Ben onlara bir şey öğretmiyorum tam tersi onlardan bir şeyler öğreniyorum. Yine başka bir öğrencimden yola çıkarak örnek vereyim, öğrencim rehabilitasyondan intihar sebebi ile atölyeye geldi. Onunla çalışmaya başladım çeşitli objeler tasarladık kendisini motive etmek için de her gelene bu tasarımları öğrencimin yaptığını söyledim ama yüzde 70’ini 80’ini ben yapmıştım ona sadece yapabileceği bazı kısımlarını yaptırdım ve her gelene de öğrencim yaptı dediğimde  her defasında beni düzeltti ben yapmadım, ben bu kadarını yaptım dedi. Daha sonra bir araba yaptırdım ona..  Bir kere bile fotoğraf çektirmeyen, kendini beğenmeyen çocuk tasarımı bittikten sonra kapının önünde dişlerini göstererek poz verdi ve bana  ‘’kale duvarlarım vardı bunları yıktınız hocam ‘’ dedi. Onlarda ‘’ben’’ kavramı yok.. Birlikte çalışmalarımızın sonucunda elbette ki birtakım değişiklikler gözlemledim.  Özellikle kas sistemleri gelişiyor, hayata bakış açıları değişiyor, burada iletişime geçtikleri için dışarı da ki insanlarla da iyi iletişimler kuruyorlar’’ şeklinde konuştu.  ‘’BURAYA GELEN KENDİNİ YONTMAK İÇİN GELSİN’’ Son olarak gazetemiz okurlarına ve Ahşap Baba atölyesine gelmek isteyenlere çağrıda bulunan Bayram, ‘’Buraya gelen kişi kurs anlamında gelmesin, kendini yontmak için gelsin. Çünkü hepimizin her sabah kalktığında yontulması gereken yeni yeni budakları var. Kin, nefret ve daha birçok çirkinlikler. Biz ahşabı yontuyor gibi görünüyoruz ama aslında kendimizi yontuyoruz, o yüzden buraya gelip ahşabı yontacaklarına kendilerini budayıp kendilerini yontsunlar’’ ifadesini kullandı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER –Melisa ARSLAN FOTO: Yusuf ALPTEKİN)          

Editör: TE Bilisim