Antelya, İstanbul, Aydin, İzmir çok hoştur ama benana diyorsanız Karadeniz’de tatilinizi yapabilirsiniz. Genelde tatil dediğimizde aklımıza Ege ve Akdeniz gelir. Oysa bütün yıl beklediğimiz asla yetmeyen yıllık izinlerimizi ayarlamak için baktığımız takvim sayfalarında yeşil mi yeşil Karadeniz’i görürüz. Karadeniz yeşilin elli tonuyla olduğu kadar yürekleri dalgalandıran şarkılarıyla da meşhurdur. Karadeniz’in kulaklarını "koyverdun gittun beni allahundan bulasun kimse almasun seni gene bana kalasun" diye sevdiceğimize beddua ederken çınlatırız. Beddua etmekten sıkılıp kafanızı dağıtmak isterseniz her an yağmur yağabilir valizi hazırlayıp Karadeniz’e gidebilirsiniz. Sürekli neden evlenmediğinizi soran kişilerden turşunu mu kuracaklar senin diye yapılan esprilerden uzakta, yöresel lezzet turşu kavurmanın tadını çıkarabilirsiniz. Turşu kavurmayı yerken turşusu kurulan şeylerin de çok güzel olabileceğini düşünürsünüz. Sen yemek yapabiliyor musun bakiyim diye soranlara çok güzel mıhlama ve kuymak yapabiliyorum cevabıyla dönebilirsiniz çünkü Tabiat Bungalow’un sahibi Osman Bey size özel tarifini vermiştir. Osman beyden mıhlama tarifi dışında yüksekten korkuyor bile olsanız zipline binebileceğinizi de öğrenirsiniz ve yerde geçirdiğiniz zamandan çok fırtına deresinin üzerinde dolaşmayı tercih edersiniz. Karadeniz deresiyle yaylasıyla yeşiliyle tamda takvimlerdeki gibidir ve takvimdeki sayılı gününüzün geçmesini istemezsiniz. Sayılı tatil gününüz fırtına deresi gibi hızlıca akar gider ama huzurlu dinlenmiş şekilde şehrinize dönersiniz. Döndüğünüzde hayattaki tek pişmanlığınızın Hamsi köyde o son sütlacı da yiyecektik olması kuvvetle muhtemeldir. Son sütlacı yemediğinize pişman olur ama Karadeniz’e gittiğinize asla pişman olmazsınız.

Editör: TE Bilisim