Tezcan Karakuş Candan, “Dünyamızda, bölgemizde, kentlerimizde, herkes için konut, adil ve demokratik bir yaşamı talep etmeye; doğayla uyumlu, nitelikli mimarlık üretme kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2019 yılı teması UIA tarafından “Mimarlık… Herkes için konut” olarak belirlenen ‘Dünya Mimarlık Günü’ etkinliklerini yaptığı basın açıklamasıyla başlattı. Saraçoğlu Mahallesi Adnan Ötüken Halk Kütüphanesi önünde yapılan basın açıklamasını Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan gerçekleştirdi. Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ve üye ülkelerin her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü Dünya Mimarlık Gününü kutladığını; çeşitli etkinlikler ile mimarlığın toplumun gündemine getirilmesini ve farkındalık oluşturulmasını amaçladığını ifade eden Tezcan Candan Karakuş, “UIA 2019 Dünya Mimarlık Günü temasını  ‘Mimarlık… herkes için konut’ olarak belirlemiştir. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bizler de; yüzden fazla üye ülkede bir milyondan fazla mimar tarafından kutlanacak olan 7 Ekim Dünya Mimarlık Günü ile başlayan Ekim ayı boyunca, ‘Dünya Mimarlık Günü Etkinlikleri’ gerçekleştirecek ve odamızı tüm üyelerimiz ve kamuoyu için bir buluşma noktası haline getireceğiz” dedi. “TEK TİP PROJELERİN ÜRETİLDİĞİ BİR İMAR YAPISI ORTAYA ÇIKTI” Türkiye konutlarında yaşanan tarihsel süreci kısaca anlatan Candan şunları söyledi: “Mimarlık… herkes için konut teması ile tüm dünyada kutlanan mimarlık gününde ülkemizde; Cumhuriyet’in kuruluşunu takip eden yıllarda konut politikasına baktığımızda nitelikli, çevresiyle uyumlu ve mimarların aktif rol oynadığı bir politika sürdürülürken, 1950’li yıllardan itibaren kırdan kente göçün yoğunlaşması ve devletin bu alanda inisiyatif alarak barınma problemine çözüm getirmesi yerine, kişilerin kendi barınaklarını üretmek zorunda kalması Türkiye’de konut başlığının gecekondu ile anılmasına neden olmuştur. Bugüne geldiğimizde ise terminolojiye rezidans kavramının eklendiği, apartmanların yerini güvenlikli sitelerin, yüksek yoğunluklu, kamusal alandan kopuk ve çevresine zararlı konut dokusunun aldığı,  rant odaklı bir kentleşme ile karşı karşıyayız. Kentsel dönüşüm adı altında gecekondu sakinlerinin kent merkezinin “değerli” topraklarından uzaklaştırılarak yerinden edildiği ve yerine ülkenin her yerinde coğrafyadan, iklimden ve çevresinden bağımsız tek tip projelerin üretildiği bir imar yapısı ortaya çıkmıştır. Sınıfsal olarak ayrımları keskinleştiren ve kapitalizmin kar hırsının bir tezahürü olarak üretilen bu yapılı çevre, yoksulların barınma sorununu TOKİ konutlarına sıkıştırmış ve burada da kamu ihaleleri yoluyla, iktidar kendi rant çevrelerini yaratmıştır. Öyle ki 1984 yılında kurulan TOKİ, 2003’e kadar yalnızca 43 bin birim konut üretmişken, 2016 yılı verilerine göre bu sayı AKP iktidarında geçen sonraki 13 yılda 700 bine yükselmiştir. Üstelik aynı dönemde, TOKİ dışında özel sektör aracılığıyla üretilen konut sayısı ise yaklaşık 4,5 milyondur. “DÜNYA MİMARLIK GÜNÜ’NÜ KUTLUYORUZ” Candan, açıklamasına şöyle deva etti: “İktidarını inşaat sektörünün ve kent topraklarının rantına yaslamış olan AKP, her an deprem tehdidi altında olan ülkemizde ilan ettiği imar affıyla can güvenliğini hiçe sayarak tüm yapıları legal hale getirmiş ve inşaat balonunun şişmesi için son hamlelerini gerçekleştirmiştir. Ancak bugün ekonomik kriz yakıcı olarak her alanda hissedilirken, inşaat sektörü bu durumdan en büyük payı almıştır. Adaletsiz konut dağılımı ve plansız kentleşme, milyonlarca konut fazlasının açığa çıkmasına neden olurken, savaşlar ve çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan yerinden edilerek barınma sorunu ile karşı karşıya, sağlıksız ve güvencesiz koşullarda yaşamını sürdürmektedir. Bugün savaş ve çatışma nedeniyle 4 milyon kişi ülkemize göç etmiştir. Tüm bu tabloya baktığımızda “Herkes İçin Konut” teması yalnızca bir slogan değil, “bir talep, bir taahhüt ve bir görevdir”. Dünya Mimarlık Günü’nde mimarlar olarak taşıdığımız toplumsal sorumluluğun farkında olarak, en temel insan haklarından olan barınma hakkını herkes için savunmak, insancıl, sağlıklı, doğayla uyumlu, güvenli bir çevre üretiminde rol almak toplumsal sorumluluğumuzdur. Bugün Cumhuriyet’in ilk toplu konut örneği olan doğa ile insanın, iç içe geçtiği, insan ölçeğinde barınma sorununun çözüldüğü, Alman mimar Paul Bonatz tarafından tasarlanan en değerli kültürel varlıklarımızdan birisi olan Saraçoğlu Mahallesi’nde, eşitlikçi, özgür, laik ve barış içerisinde bir yaşam, bir ev bir gelecek için mücadele etmekten geri durmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.” En temel insan hakkı olan barınma hakkının gasp edilmesine, rant politikaları ile anılmasına, yuvalarımızın sermayenin kar hırsına teslim edilmesine karşı, dünyamızda, bölgemizde, kentlerimizde, herkes için konut, adil ve demokratik bir yaşamı talep etmeye; doğayla uyumlu, nitelikli mimarlık üretme kararlılığımızı ilan ederek tüm mimarların ve yurttaşlarımızın Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyoruz.” (Eren GÜVENDİK)
Editör: TE Bilisim