Hayvanlara yönelik artan şiddet ve istismar olayları bitmek bilmiyor.  Şiddetin en zayıf halkalarından biri olan hayvanlar için yapılması gerekenlerin en başında eğitim ve toplumsal bilinç düzeyinin yükseltilmesi  yatıyor. Bu kapsamda hükümete ve bakanlıklara seslenen Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu  (HAYKONFED), Hayvanları Koruma Kanunu değişikliğine yönelik çalışmaların bir an evvel yapılmasını talep ediyor. Şiddetin en zayıf halkalarından biri olan hayvanlar her gün birbiri ardına kesilmeyen şiddete ve istismara kurban gidiyor. Hayvanların yaşam hakkı insanlar tarafından yok edilirken, hayvanların doğal yaşam alanları hiçe sayılıyor. 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla gazetemize açıklamada bulunan HAYKONFED, Türkiye’de milyonlarca yaşam hakkı savunucusu olarak Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli'ye Hayvanları Koruma Kanununa ilişkin talepler konusunda sesleniyor. HAYKONFED, açıklamasında şunlara değiniyor: ''Hayvanlar yaşam alanları yok edilmiş durumda, ölüm kalım savaşı vermekteler. Şehirleşme, devasa tesisler, TOKİ' ler hayvanların da yaşam alanlarını hızla gasp ediyor. Yaban hayvanları yıkılan doğal sığınma alanları ve kurutulan göletler nedeni ile şehirlere inmeye başlıyor. Kedi ve köpekler ise, "zehirleyen, vuran, ormanlara ,dağlara atan ve barınaklarda aç, susuz, metrelik hücrelerde, hastalık ve pislik içinde hastalıklara mahkum" durumda. Merhametten yoksun insanlar da vurup zehirlemenin yanında, onlar için konan bir kap suyu bile döküp fırlatarak, sokakları da bu hayvanlara cehenneme çeviriyor. ''MERHAMET VE SEVGİNİN IŞIĞI YÜREKLERİ AYDINLATSIN İSTİYORUZ'' 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününde, ✔İnsanla İNSAN, İnsanla DOĞA ve İnsanla HAYVAN arasında BARIŞ istiyoruz. ✔Hayvanlara uygulanan her türlü şiddet ve istismarın yasalar ile durdurulmasını istiyoruz. ✔Merhamet ve Sevginin ışığı yürekleri aydınlatsın istiyoruz. Martin Luther King Jr'ın sözleri ile dünyaya sesleniyoruz: Karanlık karanlığı yok edemez, bunu ancak IŞIK yapabilir. Nefret nefreti yok edemez, bunu ancak SEVGİ yapabilir. HAYKONFED, açıklamasında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye seslenerek Hayvanları Koruma Kanununa ilişkin talepleri dile getirdi. HAYKONFED'in kaleme aldığı yazı aşağıdaki gibidir. ''Türkiye’de milyonlarca yaşam hakkı savunucusu olarak Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli'ye Hayvanları Koruma Kanununa ilişkin talepler konusunda sesleniyoruz. Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli, Türkiye'de "1400 e yakın il, ilçe ve belde belediyesini, yüz binlerce hayvanı ve milyonlarca hayvan severi" ilgilendiren Hayvanları Koruma Kanunu değişikliğine yönelik çalışmalar için acilen "STK' lar, akademisyenler ve meslek odaları" ile toplantı yapmanızı talep ediyoruz. Bir taraftan belediyeler diğer taraftan da vatandaşlar tarafından zulüm ve vahşet gören hayvanların durumunun, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından "yasa değişimi" olarak gündeme alınması talimatı verilmişti. Bu bağlamda: Yurdumuzda 1400'e yakın il, ilçe ve beldede, belediyeler kısırlaştırma yapmayıp, hayvanlar çoğalıp vatandaş şikayet ettikçe, kedi ve köpekleri, vurup, zehirleyip, canlı canlı gömüp, çöplüklere, dağlara ıssızlara atmaktadır veya adına belediye bakımevi denilen toplama merkezlerinde açlık ve susuzlukla gelen zor ölümlere mahkum etmektedirler. 2004 yılında AK PARTİ tarafından, dünyaya örnek olarak çıkartılan ve ana hükmü kısırlaştırma olan Hayvanları Koruma Kanunu'nu uygulamayan belediyeler üzerinde bakanlığın idari yaptırımı yok. Hayvanları vuran, zehirleyen, öldüren, canlı canlı gömen belediye görevlileri ceza kapsamında değil. Hayvanlar, Sapanca'da olduğu gibi, vatandaş tarafından gözleri oyularak, bacakları kesilerek, kafası taşla ezilerek, tecavüzlere uğrayıp işkence ile öldürülmekteler. Bu caniler de ceza kapsamına girmiyor. Hayvanların işkence altında olmalarının yanında, belediyeler kısırlaştırma yapmadıkları için sayı olarak artan köpek ve kedilerden şikayet eden vatandaşlar ile hayvanlar arasında, geçmişte hayvanlar için vakıflar kuran, hayvana merhamette dünyaya nam salmış olan ceddimizin hatırasına adeta ihanet olan "adaletsiz bir savaş" süregeliyor. Halkın genel olarak şikayet konularını belirlemek için yapılan anketlerde, yurt çapında vatandaş şikayetlerinin ilk sıralarında, sokaklardaki "sahipsiz kedi ve köpekler" yer almaktadır. Hayvan hakları, çok ciddiyetle ele alınması gereken kitlesel boyutta bir mesele olmasına rağmen, bakanlıkta genel müdürlüğe bağlı 41 şube müdürlüğünden sadece 1 şube müdürlüğü tarafından yönetilmekte. Oysa hayvan hakları, en az daire başkanlığı düzeyinde yönetilmelidir. Türkiye de milyonlarca yaşam hakkı savunucusu olarak sizden hem yasal, hem vicdani ve hem de toplumsal bağlamda büyük önem taşıyan hayvan haklarının, şahsınız ve bakanlığınız nezdinde aynı önemde ele alınmasını, en kısa zamanda STK' lar, Meslek Odaları ve Akademisyenlerin de katılımı ile yapılacak çalıştay da görüşülmesini önemle talep ediyoruz.'' (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim