Tüm Türkiye bir lisede öğretmenin öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğraması sonucu hayatını kaybettiğine dair haberle sarsıldı.

Olaydan özetle bahsetmek gerekirse, iddialara göre Y.K. İstanbul Eyüpsultan’da Aralık 2023 tarihinde öğretmeni ve ardından okul müdürü İbrahim Oktugan’la yaşadığı sorunlardan sonra okuldan atılıyor. Öğretmenleri ile sorun yaşadığı gerekçesiyle okuldan atılan Y.K., 5 ay sonra liseye gelerek okul müdürü İbrahim Oktugan’ın odasına giriyor. Liseden atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla 5 el ateş ediyor. Odasında uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan okul müdürü hayatını kaybediyor.

Gerçekleşen olayın ardından Y.K. olay yerinden kaçarak uzaklaşırken, silah seslerini duyan öğrenci ve öğretmenler panik halinde sınıflarından dışarı çıkıyor. Odaya gelen öğretmenler, okul müdürünü kanlar içinde yerde görüyor ve bunun üzerine polis ekiplerine haber veriyor. Olay yerine gelen polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi alırken, kaçan şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor.

Birkaç saniye içerisinde bunları okuyarak, bu bilgiye ulaşmak mümkün. Sadece birkaç saniye. Ama gerçekler daha da kötü. Birkaç saniye içerisinde de bir öğrenci öğretmeninin canına son veriyor.

Çocuğundan gencine, gencinden yaşlısına dünya ve beraberinde Türkiye büyük bir yozlaşmanın içine giriyor bilmem farkında mısınız? Şiddet olayları artık birçok konuda önlenemez hale geldi. Bir lise öğrencisi dahil yaşadığı olay karşısında birinin canını alabiliyor.

Evet hiç kimsenin canına zeval gelmesin, insanından tutun hayvanına kadar hiçbir canlı şiddete uğramasın. Bunu her fırsatta da dile getirmeye devam edeceğim fakat bir öğretmenin canını almak nedir?

Özellikle bazı meslek gruplarının hayatlarını ortaya koyarak hizmet verdikleri aşikâr. Asker, polis, sağlık çalışanları derken öğretmenler de artık bu grubun içine hızla dahil olmaya başladı.

Bir de Umut Vakfınca ortaya konulan çarpıcı sayılara bakalım. Umut Vakfı’na göre her yıl ortalama 4 bin 500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybediyor. Bu küçük çaplı bir savaş demek. Ruhsatlı/ruhsatsız silahlarla işlenen suçlardan yola çıkarsak, Türkiye'de 17 milyon ruhsatsız silah var demektir. 80 milyonluk nüfusta 20 milyon silah; her 4 kişiden 1'inde silah var demek.

Sizin de bu sayıyı okurken nefesiniz kesilmedi mi? Bu sayı çok yüksek, demek ki herkes kendi güvenlik önlemini kendisi almaya çalışıyor. Bu da çok acı. Bir an önce yetkililer bireysel silahlanmanın önüne geçmelidir, peynir-ekmek gibi silah satılmamalıdır. Ki başka canlar yanmasın…