Ankara Güvenpark’ta bir araya gelen eczacılar ve eczacılık fakültesi öğrencileri, kan ve kök hücre bağışına destek vermek için kan bağışında bulundu. Yapılan kan bağışı ile ilgili açıklamalarda bulunan Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Süleyman Güneş, “Türkiye Kızılay Derneği tarafından açıklanan 2018 verilerine göre, Türkiye’de düzenli kan bağışçısı oranı yüzde 42 civarındadır. Yıllık gerekli kan miktarı 3 milyon ünitenin üzerinde öngörülmektedir. Bizler de en yakın sağlık danışmanı ve sağlık neferleri olarak bu sayının artırılması için gerekli tüm çabayı göstermeye hazırız” dedi. Kanın yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çeken Güneş, “Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı olan kan, içerisinde bulunan savunma hücreleri ile vücudumuzu enfeksiyonlara karşı korur. Vücudumuzdaki tüm hücrelere besin, hormon ve oksijen taşırken, hücreler tarafından oluşturulan karbondioksit, zehirli ve atık maddeleri de hücrelerden alarak yok edilmesini sağlayan organlara taşır. Tıptaki gelişmelere rağmen kanın yerini tutacak, alternatif bir tedavi bulunmamaktadır. Hastalarımız kan bağışı konusunda bilgi almak, varsa tereddütlerinden kurtulmak için biz eczacılara da danışabilir" şeklinde konuştu. “HER KİLOLU İNSAN KAN VEREBİLİR” Kan konusunda toplumda; "Kan vermek insanı hasta eder.", "Her kilolu insan kan verebilir.", "Zayıf insanlarda kansızlık problemi vardır, kan vermemeli" şeklinde bazı doğru bilinen yanlışlar bulunduğunu söyleyen Güneş konuşmasına şu şekilde devam etti: “Tabii ki kronik hastalıkları olan ya da diğer kriterlere uymayan kişiler bağışçı olamaz. "Kan bağışlamanın önündeki bir başka engel de akılcı olmayan ilaç kullanımıdır. Bağışçı adayı olarak kan bağışında bulunmanız ilk olarak size, daha sonra da ihtiyaç sahibine herhangi bir zarar vermeyecekse kan bağışı işlemine yönlendirilirsiniz. Bilinçsiz ilaç kullanımı vücudunuza zarar verdiği gibi kan bağışçısı olma şansınızı da azaltır.” “ÇOK SAYIDA İLAÇ BİLİNÇSİZCE KULLANILMAKTADIR” ‘Kronik hastalığı nedeni ile sürekli ilaç kullanmak zorunda olan kişiler kan bağışında bulunamamaktadır’ diyen Güneş, “Ancak toplumumuzda başta antibiyotikler olmak üzere çok sayıda ilaç bilinçsizce kullanılmaktadır. İlaç kullanan kişiler kan ve kök hücre bağışı yapabilecek durumda dahi olsa, 24 saatlik süreçte kan verememektedir. Uzun vadede ise kendi vücuduna zarar vermektedir ve uzun süreli ilaç kullanan kişiler ileride kronik karaciğer ve mide-bağırsak hastalıkları ile ilaç intoleransı (Örneğin; gereksiz antibiyotik kullanımının antibiyotik direnci oluşturarak ileride o antibiyotiklerin işe yaramamasına neden olması.) gibi problemler ile karşı karşıya kalmaktadır” açıklamasında bulundu. “KAN ACİL DEĞİL SÜREKLİ BİR İHTİYAÇTIR” Düzenli kan vermenin, sağlıklı bireylerin kalp krizi geçirme riskini azalttığı yönünde araştırmalar bulunduğunu ifade eden Güneş, "Özellikle bacaklarda olmak üzere damar hastalıklarını engellediği ve bazı komplikasyonları önleyebileceği bilinmektedir. Karaciğer, akciğer, kalın bağırsak gibi bazı kanser türlerinin gelişme riskini azalttığı yönünde çalışmalar da bulunmaktadır. Unutmayalım, kan acil değil sürekli bir ihtiyaçtır. Halkımız düzenli kan bağışında bulunarak hem kendi sağlıklarını koruyacak hem de kan ve kök hücre bekleyen kişilere umut olacaktır. Tüm halkımıza çağrımızdır; kan bağışı ile bir hayata can verin" şeklinde konuştu. (Gökhan CAN)

Editör: TE Bilisim