26 Nisan 1937’de İspanya diktatörü Francisko Franco, Almanya’dan ödünç alınmış Nazi hava filosuna, küçük bir Bask kasabası olan Guernica’yı bombalama emri verdi. Bu filo tam üç saat boyunca kente bomba yağdırır. Saldırı kasabanın pazarının kurulduğu gün yapılmış olduğundan çoğu kadın ve çocuk olmak üzere birçok sivil bu meydanlarda katledilmişti. Uçaklar kent sakinlerini tarlalarında ve sığındıkları çevre tepeler de bile bulur bombalar. Yüzlerce insanın ölümüne (sayı hâlâ bilinmiyor tahminler 200-1700 arasında insanın öldüğü ) dokuz yüz kişinin yaralanmasına sebep olan bu acımasız bombardıman, İspanya iç savaşında sivillerin hedeflendiği ilk olaydı. Guernica kasabası çok kısa sürede yerle bir edilmiş adeta kemik yığınına dönüştürülmüştür. İspanya iç savaşı,  cephede foto muhabirlerinin de yer aldığı ilk iç savaştı, ve pek çok insan gibi Picasso 'da 27 Nisan sabahı günlük gazetesini açtığında Guernica’daki felaketi ve katliamı belgeleyen dehşet verici fotoğraflarla karşılaştı. 1937 yılındaki Paris fuarını Almanya ve SSCB güç gösterisi şovuna dönüştürmüşken o sıralarda Francisco Franco’ya karşı yürütülen iç savaşın yoksulluğunda olan İspanya Cumhuriyeti daha ekonomik davranarak Pablo Picasso, Joan Miró ve Alexander Calder gibi 30’ların öncü sanatçılarından ve yaratıcılarından yararlanma yolunu seçerek daha az maliyetli ama daha entellektüel bir tercihte bulunmuştu. 1937’nin Ocak ayında Picasso’dan İspanya pavyonu için duvar boyutlarında bir resim yapması istendi. Picasso’nun önceleri, en azından görünürde, son derece apolitik bir resim yapmayı planladığı anlaşılıyor. Sanatçının nasıl bir resim yapacağı konusunda netleşmiş kesinleşmiş bir fikri yoktu. Esere ilişkin ilk eskizlerde, divana uzanmış çıplak modeline bakan bir sanatçı gözükür. Öte yandan Picasso’nun solculuğu da bilinirdi. İspanya diktatörünü anlatan “Franco’nun Rüyası ve Yalanı (1937)” başlığını taşıyan gravürler yapmış ve bu eserlerin Cumhuriyetçilere gelir sağlamak amacıyla satılmasına ön ayak olmuştu. Guernica bombardımanının Picasso üzerinde çok sarsıcı bir etkisi olduğundan artık fuar için neyi resmedeceğini biliyordu. Picasso 1 Mayıs’ta saldırıyı teşhir edecek olan eseri için çalışmaya koyulur. Art arda sekiz tabloluk bir diziden sonra resim Haziran 1937 de tamamlanır, Picasso eserini Cumhuriyetçi hükümete teslim eder. Ortaya çıkan eser, küçük bir Bask kasabasının bombalanmasını yok edilmesini anlatan, devasa boyutlardaki  'Guernica' tablosuydu. Bu tablo kısa sürede fuarın odak noktası haline gelir. Guernica’nın bombalanması Nazi ve Franco barbarlığının teşhirine dönüşmüştür. Aynı zamanda çok güçlü bir başkaldırı çığlığı öfkenin ve tepkinin resmine dönüşmüştür. Tablonun estetik gücü daha az önemlidir. Siyah gri ve beyaz renklerin baskın olduğu eser iç savaşın korkunçluğunun plastik anlatımıdır. Paris enternasyonal fuarı bittikten sonra Guernica resmi Avrupa turuna çıktı. İspanyol iç savaşının ardından, Franco’nun İspanya da iktidarı ele geçirdiği ve Cumhuriyet’in yıkıldığı sıralarda tablo hâlâ şehirden şehire taşınıyor ve İspanya’dan kaçan cumhuriyetçi sığınmacılara bağış toplanmasına yardımcı oluyordu. 1939’da MOMA’da (New York' taki Modern Sanatlar Müzesi) düzenlenen Picasso retrospektifinde sergilenen tablo, müze’ye emanet edilir. Resim 1939 ile 1952 yıllarında ABD’deki bir dizi sanat kurumunda gezdirildi, peşi sıra, Brezilya’da ve Batı Avrupa’da sergilendi. 1958’de, resmin daha fazla dolaştırılacak durumda olmadığı görülünce MOMA’ya iade edilir. Guernica, 1981’e kadar New York’ta kalacaktı. Bu süre zarfında Guernica herhangi bir resmin çok çok ötesinde bir anlam kazandı. Dresden’in, Berlin’in, Hiroşimanın, Vietnamın  've günümüzde de yaşanan türlü çeşitli savaş vahşetinin göstergesi haline geldi, savunmasız insanların saldırıya maruz kaldığı yerlerle anılmaya başlandı. Buna uygun olarak, savaş karşıtı hareketlerin en güçlü sembollerinden biri haline geldi. Picasso, Guernica’nın politik gücünün farkındaydı. Sanatçı, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1939 yılında Naziler tarafından gözetim altına alınmıştı. Şüphesiz, gerekçelerden biri de Guernica'ydı. Picasso’nun Paris’teki atölyesini ziyaret eden bir Nazi subayının duvardaki Guernica’yı gösterip “bunu siz mi yaptınız?” diye sorduğu, Picasso’nun da “Hayır, siz yaptınız” dediği söylenir. Picasso Guernica’nın akıbeti hakkında düşünmesi gereken bir şeye dönüştüğünü gördü. Eşsiz, görkemli ve simgesel bir şey yaptığını biliyordu ve eserin İspanya’ya dönmemesi gerektiğinden emindi. Resmin “güvenliğini” sağlamak ve İspanyol faşizmini protesto etmek adına demokrasi kuruluncaya kadar eserin İspanya’ya getirilmemesini şart koşan bir kontrat hazırlatmıştı. Diktatör Franco’nun ölümünden altı, Picasso’nunkinden sekiz yıl sonra 1981 yılında Guernica nihayet İspanya’ya iade edildi. 40 yıl süren diktatörlükten sonra ayağa kalkmaya çalışan İspanya üzerinde kutuplaştırıcı bir etkiye sahip olduğu iddiasıyla, skurşungeçirmez bir camın ardında 1995 yılına kadar sergilenmeye başlandı. Guernica politik ve sembolik gücünden hiçbir şey kaybetmedi. Aksine hiç olmadığı kadar güncel “maalesef ” . 2003 yılında tablonun Birleşmiş Milletler binasında bulunan kopyası bir örtüyle kapatılır ve şiddetli tartışmalar yaşanır. Resmin kapatılma ya da gizlenme gerekçesi, Irak savaşında Guernica'dan daha beter bir katliama sebep olan ABD genelkurmay başkanı Colin Powell’a fon oluşturmaması içindi. Yani ABD'yi Naziler gibi göstermemesi için resim örtülmüştü. 2017 yılı Guernica’nın yapımının ve sergilenmesinin 80. Yıldönümü dolayısıyla İspanya başta olmak üzere birçok yerde çeşitli etkinlikler yapıldı.1937’deki bu trajik karşılaşma her iki tarafı da tamamen değiştirmişti. Ne Guernica sadece bir yerin adıydı artık ne de Picasso sadece bir ressamdı. Sanatın gücüyle birlikte bir sanatçının tek başına faşizme attığı tokadın-tuşenin adıydı Guernica.  

Editör: TE Bilisim