Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu çocuklarda ve gençlerde şiddeti önlemek için aile ve toplumun sorumluluklarını anlattı. Çuhadaroğlu’yla ebeveynler ve çocuklar arasındaki nesil farkını, çocukların algısını ve medyanın çocuklar ve gençler üzerindeki etkisini konuştuk. Anne babalarımızdan hatta büyük büyük annelerimizden ve dedelerimizden duyduğumuz “bizim zamanımız" vurgusu her neslin kendi algılarını, öğrenmişlerini bir sonraki nesilde görme özlemidir belki de. Çuhadaroğlu'na göre, üç kuşak öncesi insanların da anne babalarıyla arasında fark vardı. Fakat şimdiki neslin anne babasıyla arasındaki fark çok daha büyük oluyor. Bunun nedeni, özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren teknoloji devrinin aşlaması ve dijital dünyaya geçilmesiyle birlikte toplumsal değişim süreçlerinin hızının çok artması. "GENÇLERİ ANLAMAK ONLARI 140 KARAKTERİN ÖTESİNE TAŞIYACAKTIR" Profesör Çuhadaroğlu'na göre, dünyada olan biten değişiklikten bağımsız olarak bu farklılaşmayı, anne babalar ile gençlerin kuşak farklarının nasıl büyüdüğünü anlamak imkansız. Çuhadaroğlu: "Dünyada o kadar büyük bir değişim yaşanıyor ki bu gelişim aynı zamanda ve bu değişim hızı gençlerin ister istemez aldıkları uyaranları, yaşadıkları çevrede gördüklerini de değiştiriyor. Medya olanaklarının artmasıyla gençler bütün dünyayı görebiliyor artık. Anne babalarının dönemindeki gibi sadece yaşadıkları ülkeyle kısıtlı değiller. Artık şu dönemde yaşayan gençlerin hepsinin vizyonu çok daha açık ve teknoloji döneminin hızıyla yaşıyor, o hızla düşünüyorlar ve bazı becerileri bile farklı gelişiyor. Mesela başparmakla ilgili becerilerinin inanılmaz olduğunu düşünüyorum gençlerin. Cep telefonu kullanımı ve mesajlaşma meraklarıyla birlikte gözlenen çok somut bir şey bu. Geçen gün bir genç bana şöyle dedi: “Evrim bu olsa gerek değil mi?” Şimdi öyle olunca gençlerin ne yaşadığını anlayabilmek için, anne babaların ya da bir önceki kuşağın gerçekten gençlerin içinde yaşadığı çağın getirdiklerine uyum sağlamaya çalışmaları çok önemli. Anne babaların, bu çağı görmeye çalışmaları, içine giremeseler bile bakabilme cesaretini göstermeleri gerekiyor. Bakabilirlerse ancak görebilirler yoksa 'sen niye böyle yapıyorsun, bizim zamanımızda... ' diye konuşmak hiçbir yere vardırmayacağı gibi, kuşak çatışmasını arttırır. Gençler, bu zamana nasıl adapte olursa olsun, sosyal medya kullanım alışkanlıkları ne durumda olursa olsun anne ve baba çocuklarıyla iyi, yakın, sıcak ve samimi bir ilişki kurarsa çocukların, gençlerin dünyası 140 karakterle sınırlı kalmayacaktır.” ZAMANIMIZDAN SONRASINI ANLAYABİLMEK Çuhadaroğlu, medyanın tutumunu 'silah tüccarlığı' benzetmesiyle ifade etti. Anne-baba ve çocuk eğitiminin yanı sıra medyanın rolünü sorduğumuz Çuhadaroğlu şunları dile getirdi: Medyanın tutumunun değiştirmesi şart ancak, Bir sektörün değişmesi ancak kendi iç dinamiklerinin değişmesi ya da yasal yaptırımlarla sağlanabilir bu medya içinde de böyledir. Medyayı etkileyen ekonomik ve politik birçok etken olduğundan işleyiş dinamikleri de oldukça karışık olmaktadır. Medya kuruluşları aktif bir sorumluluk alarak ve bu motivasyonla harekete geçseler şiddeti önleme konusunda çok önemli gelişmeler kaydedilebilir. Tabii ki bazı yasal yaptırımlarla medyada şiddet olaylarının görüntülenmesinin önlenmesi (örnek oluşturmaması için) mümkün olabilir. Ayrıca medya, yapılacak yayınlarla toplumda şiddete karşı farkındalık oluşturmak için önemli bir güç olabilir. Bir süre önce RTÜK’ün bir projesiyle medyadaki senaristlerin eğitilmesi gündeme gelmişti. Dizi senaryosu yazan kişilere çocuk gelişimi konusunda, çocukların algılarına dair eğitim verilecekti. Bildiğim kadarıyla fazla uygulanamadı. .Bugün çocukların izlediği çizgi filmlerde bile şiddet görülüyor. Senaristlerin eğitilmesi bu konuda en azından medyanın içinde bir farkındalık oluşturabilir belki. Bir de medya okuryazarlığı konusu var ki o da çok önemli. Medya okuryazarlığı medyada görülen ve gözlenenlerin nasıl yorumlanması gerektiği konusunda bir eğitimdir aslında. Tabii bunun için önce erişkinleri eğitmek gerekiyor ki onlar da evde ve okulda çocuklara bunu öğretebilsinler. Atlas YANAR

Editör: TE Bilisim