Ankara Barosu Gelincik Merkezi, 7. kuruluş yıldönümü için Ankara Barosu Eğitim Merkezi'nde etkinlik düzenledi.Açılış konuşmaları yapıldıktan sonra yönetmenliğini Nazan Kesal'ın yaptığı 'Salıncak' isimli kısa filmin gösterimi yapıldı. Ankara Barosu tarafından 2 Nisan 2011 yılında hayata geçirilmiş Gelincik Projesi dün 7. yılını kutladı. Gelincik Projesi fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalan kadın, çocuk ve LGBTİ bireyler ile ilgilenmek için 2011 yılında kurulmuş. Ekip ise özel eğitim almış ve konusunda uzman 45 Rehber Avukat ve 221 Gönüllü avukattan oluşmakta. Ayrıca ihtiyaç halinde psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarından da yardım alınan Gelincik Merkezi’ne 444 43 06 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabiliyor. “GELİNCİK, 7 YIL İÇİNDE ÇOK ÖNEMLİ İŞLER YAPTI” Gelincik Projesinin 7. yıl kutlamasının açış konuşmasını yapan Başkanı Hakan Canduran, Ankara Barosu olarak şiddet gören kadınlara yardım eli uzatmak için kurduğumuz Gelincik Merkezi’nin 7. yılı münasebetiyle yine bir aradayız diyerek şunları söyledi: “Gelincik, 7 yıl içinde çok önemli işler yaptı. Söz konusu şiddet mağduru kadınlar olunca gelinciğin 7. yılını kutlama kelimesi yüreklerimizi burkuyor. Keşke ülkemizde hiçbir kadın öldürülmese, dövülmese, taciz edilmese, ayrımcılığa tabi tutulmasa da biz bu merkezleri kurmak zorunda kalmasak.” “7 YILLIK ÖMRÜNDE ÜZERİNE DÜŞENİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRDİ” Canduran, ülkemizde günde 1 kadının namus ya da töre bahanesiyle öldürülmekte olduğunu ifade ederek,“Her 10 kadında 4’ü en yakınındaki kişiler tarafından fiziksel,cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet görmekte. Toplumun kanayan yarası haline gelen bu sorunu çözmesi gerekenler gerekli adımları atmayınca Gelincik Merkezi gibi oluşumlara çok büyük işler düşmekte. Gelincik Merkezi 7 yıllık ömründe üzerine düşeni layıkıyla yerine getirdi. Bu sürede şiddet mağduru 10 binlerce kadının umudu olmayı başardı. Kurulduğu günden bu ana merkezimizde uzman rehber ve gönüllü avukat arkadaşlarıma kendilerine ulaşan her kadının derdine çare oldukları için şükranlarımı sunuyorum” dedi. “KADIN HAKKI, İNSAN HAKKIDIR” Kadın hakkı, insan hakkıdır diyen Canduran,“Kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık da bir insan hakkı ihlalidir. Geçen hafta tüm kadınları ve duyarlı erkekleri derinden yaralayan bir kadın ayrımcılığına daha tanık olduk. Üstelik bu ayrımcılık hiç olmaması gereken yerde, TBMM’nin çatısı altında yaşandı. TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu tarafından 18 Mart Çanakkale anması kapsamında düzenlenen meclis sohbetleri kapsamında kadın tiyatrocuların sahneye çıkmasına son anda izin verilmedi. Bir kez daha ve altını çizerek vurgulamak isterim ki kadınlara meclis altında reva görülen bu tutumun adı ayrımcılıktır” diye konuştu. “İÇİMİZDE VAR OLAN UMUTLAR…” Gelincik Merkezi’nin 7. yıl etkinliğinde konuşan Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Birgül Tavşan Kayıran, Türkiye’de kadına şiddetle ilgili can sıkıcı verileri 7. yıl etkinliğinde paylaşmayacağını ifade ederek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Kadına şiddetle ilgili var olan rakamlar hepimiz için bir utanç kaynağı durumundadır. Ulu önderin bize seçme ve seçilme hakkını verdiği günden bu yana sadece kadına şiddeti değil, kadının sahnedeki yeri bile tartışılır duruma gelmiştir. Ben utançlardan değil de içimizde var olan umutlardan bahsetmeyi tercih ediyorum.Kendi adıma söylemem gerekirse ben sahnede gerek tiyatro gerek müzik gerekse de avukat olarak fikirlerimi özgürce ifade etmek için bulundum. Ben istemedikçe kimse de beni bu sahneden indiremez.” Kayıran konuşmasına şu sözlerle devam etti: “İçimizdeki güç bizlere kadın olarak verilmiş haklardan gelen güç değil aslında. Yaradılışımızdan gelen bir güç. Ben kadının gücüyle dünyayı değiştirebileceğine inananlardanım. Biz kadınlar severek, sevilerek, üreterek, çalışarak, başararak, üzülerek yıkılarak, ama tekrar tekrar ayağa kalkarak dünyayı değiştirebiliriz. Biz kadınlar hayatın çelmesini yiyip de yıkılacak hale gelsek bile, kendimizi, inanılmaz güçsüz hissettiğimiz zamanlar olsa bile yine içimizden gelen güçle her zaman ayağa kalkmasını biliriz. Bazen sadece ayağa kalkış için küçük bir destek gerekir. Bizler de Gelincik Merkezi’mize gönül vermiş kadınlar olarak bunları yapıyoruz.” “KADINLARIN UMUTLARINI YEŞERTİYORUZ” Gelincik Merkezi olarak hayatın farklı sıkıntılarını yaşamış kadınlara, onların umutlarına uzanan el olduklarını, onlara destek olduklarını vurgulayan Kayıran, konuşmasında şunları kaydetti:“Onların umutlarını yeşertiyor, onları yalnız bırakmıyoruz. Bu desteğin temeline ise yine kadını koyuyoruz. Çünkü biliyoruz ki kadının en büyük destekçisi yine biz kadınlarız. Memleketimizin kadına şiddet grafiği ne kadar büyük bir utanç vesikası olsa da biz Gelincik Merkezi olarak yardımcı olduğumuz kadın sayısı 50 binden fazla.” “50 BİN KADINA DOKUNDUK” Gelincik Merkezi’nin dokunduğu kadın sayısının 50 bin olduğunun altını çizen Kayıran, “Gururla söylemeliyim ki elimizi uzattığımız 50 bin kadının çocuklarını da bu yardımın içine kattığımızda bu sayı 150 binin üzerine çıkmakta. Çünkü biz biliyoruz ki bir kadına değdiğimizde bir aileye, aile ile de topluma değmiş oluyoruz. Çünkü bir toplumu oluşturan en büyük güç aile, ailenin temelinde ise olmazsa olmazı olan kadınlar yer almaktadır. Bu anlamda kendinden ödün vererek bir kadına daha iyi nasıl yardımcı olabilirim diyerek, son derece özverili bir şekilde merkezimize emek veren tüm meslektaşlarımla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim