TBMM’de, CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet ile birlikte ortak basın açıklaması düzenleyen TMSY Üyeleri ve Aileleri, mağduriyetlerinin giderilmesi talebinde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen, Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği (TMSY) Üyeleri ve Aileleri, gazilik hakkımız verilsin çağrısı yaptı. Bu insanların vatanı için mücadele ederken yaralandığına dikkat çeken CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet şunları söyledi: “Terörle mücadelede yaralanmış, gerek sınır ötesi operasyonda gerekse yurtiçindeki terörle mücadele sırasında yaralanmış, kimisi parmağını kimisi gözünü kaybetmiş, kimin kalbinde, vücudunda hala kurşunla, yüzlerce şarapnel parçası ile hayat mücadelesi veriyor. Ne yazık ki Türk Silahlı Küvetlerinin yönetmeliğindeki uzuv kaybı nedeniyle bir türlü gazilik haklarından yaralanamıyorlar. İki buçuk senedir sürekli onların sesini duyurmaya çalışıyorum. Çünkü bu insanlar, bizim için, vatanı için, çocukları için ve devlet gönderdiği için oraya gitmiş, mücadele etmiş, hayatını ortaya koyarak yaralanmış. Ama şimdi gazilik haklarından yararlanamıyor. Daha da kötüsü gazilik haklarını alamadığı gibi sakatlık oranı olduğu için, işe girerken de bir türlü iş bulamıyor. Peki bu insanlar çocuklarına, evine, barkına nasıl ekmek götürecek, nasıl geçinecek?” “YAŞANAN SÜREÇ BİR DRAMDIR” Bu insanların birçok ruhsal problem ile yaşadıklarının altını çizen Kaplan, “Daha da kötüsü bu vücutlarındaki şarapnel ve kursun onları zehirliyor. Bu insanlar her geçen gün metal zehirlenmesi yaşıyorlar. Bunu ortaya koyduğumuz raporla kanıtladık. Ne yazık ki çocukları da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Geçen hafta Uzman Çavuş Hakan arkadaşımızın durumu basına yansıdı. Çöp toplayarak ailesine bakan bir arkadaşımızdır. Sesini duyurana kadar çöp topluyordu. Basına yansıdıktan sonra haklarından yararlanmaya başladı. Bir gecede farkına varıldı ve arkadaşımız haklarından yararlandı. Bu bir dramdır. Hakanlardan, Mehmetlerden o kadar çok kişi var ki. Herkesin hakkı olanı alabilmesi için illaki basına mı çıkması gerekir. Bütün kardeşlerimizin aynı hakan gibi haklarından yararlanması gerekir” dedi. “ÇOCUKLARINA NEDEN GAZİLİK HAKLARINDAN YARARLANAMADIĞINI ANLATAMIYORLAR” “Burada toplan ve haklarını alamayan arkadaşlarımız arasında polis de asker de bulunmaktadır” diyen Kaplan, “Örneğin geçen sene İzmir Adliyesi’ne yapılan saldırı da yaralanan polis memuru arkadaşımız ne yazık ki gazi sayılmıyor. Keza aynı şekilde Beşiktaş’ta yapılan terör saldırısında yaralanan birçok polisimiz de gazi olarak sayılmamıştır. Örnek sadece tek değildir. Birçok örnek verilebilir. Babaları çocuklarına neden gazilik haklarından yararlanamadığını anlatamıyor. Biz bugün burada onların sesini duyurmak ve gaziler arasındaki ayrımın kaldırılması çağrısında bulunmak için toplandık” şeklinde konuştu. “GAZİLİK HAKKIMIZ VERİLSİN” Çatışmalarda yaralanan ve gazi sayılmayan askerin eşi Leyla Seyyar, eşinin 1995 yılında Tunceli’de girdiği bir çatışmada yaralandığını ve öldüğü haberi geldiğini belirterek, “Fakat eşim Ankara GATA’ya kaldırılarak kurtarıldı. Eşim ölseydi şehit sayılacaktı ama ölmedi gazi sayılmadı. Dört çocuk annesiyim. Her yerde bizden gazilik belgesi isteniyor. 15 Temmuz’da tırnağı çizilen gazi sayıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ayrımcılığı kaldırmasını istiyorum. Bizlerin de gazi sayılmasını istiyorum” açıklamalarında bulundu. Çatışmalarda yaralan ve gazi sayılmayan Ali Tiracı ise, “1997 yılında dondum. Donarak sakat kaldım. Vücudumda şuan bulunan yara 15 Temmuz’da olmuş olsaydı. Yüzde bir milyon gaziydim. Ama şuan gazi değilim. Geçen gün Tunceli’de donarak şehit olan askerlerimiz ancak ben anlarım. Onların ailelerini de ancak ben anlarım. Çükü konuşurken psikolojim bozuluyor” diye konuştu. Ayhan Dertli: “1995’te mayına barsak yaralandım. Hiçbir şekilde kolum tutmuyor. Metal zehirlenmesi geçiriyorum. İki çocuğumda engellidir. Doktor, engelli çocukların benden kaynaklı olduğunu söylüyor. Biz devletten başka bir şey istemiyoruz. Hakkımız olan gazilik unvanının verilmesini istiyoruz. Oğlum bana hangi ülkede vuruldun diye soruyor ben kimseye cevap veremiyorum.” “NEDEN HALA GAZİ SAYILAMIYORUZ?” Erdal Zembek, “1998 yılında girdiğim çatışmada üç kurşun yarası aldım. Elim ve kolumun durumu çok kötü. Kolumda hala 20 tane şarapnel parçası var. Ağır metal zehirlenmesi de yaşıyorum. Neden gazi olmadığımızı da bir türlü anlatamıyorum. 15 Temmuz’da bu vatan ve millet için sokağa çıkanlar gazi oldular. Bizler de aynı şekilde devletimiz için dağlara çıktık ve bu yaraları almamıza rağmen neden hala gazilik unvanına layık görülmüyoruz. Bunu şu an anlamış değiliz. Semih Aydın: “Tunceli Hozat’ta 2007 yılında mayına bastım ve yaralandım. Bacağımın büyük bir kısmı hissetmiyor. Şiddetli bir şekilde ağrılarım lüks ediyor ve bir türlü gazi sayılmıyorum. Bunu soruyoruz neden gazi olamıyoruz?” “KOLUMU KULLANAMADIĞIM İÇİN ÇOCUKLARIMA BAKAMIYORUM” Çağdaş Şimşek: “1996 yılında Kars’ta girdiğim çatışma sonucu yaralandım, ben çatışmada vurulduğum sırada arkamdan kaza tutanağı tutarak yıllarca beni mağdur ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Yıllarca ömrümden ömür gitti. Vücudumda parçalanmayan yer kalmadı. Cumhurbaşkanlığına kadar çıktım. Fakat değişen hiçbir şey olmadı. Benim iki tane çocuğum var. Ben bu çocuklara bakamıyorum. Kolumu kullanamıyorum. Yıllarca çile çektim. Nerede benim gaziliğim, nerede benim unvanım. Ben bu vatan için, bayrak için vurulmadım mı? Ben üvey evlat mıyım? Diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Hiç uyuyamıyorum. Günde iki saat uyuduğumda kendime ben uyudum diyorum. Hakkımızın verilmesini istiyoruz.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim