Türkiye Organ Nakli Vakfı, öncelikle 1995 yılında Türkiye Böbrek Nakli ve Diyaliz Hastalarına Hizmet Vakfı olarak kurulan bir vakıf. 2013 yılında dünyada ve ülkemizde organ, doku ve hücre nakli hizmetlerinin geldiği nokta ve gelecekteki koşullar öngörülerek ismini Türkiye Organ Nakli Vakfı olarak değiştirmiştir. Organ bağışının tamamen empati ve gönüllülük esasına dayandığını belirten Türkiye Organ Nakli Vakfı yönetim kurulu üyesi Gamze Yıldırım ile ‘organ bağışı’ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Vakıftaki göreviniz nedir? Ben Gamze Yıldırım, hemşire kökenli organ nakli koordinatörüyüm. On yıllık mesleki deneyimimin son 6 yılı organ nakli sistemi içinde geçmiştir. Bu süre içinde büyük organ nakli merkezlerinde klinik organ nakli koordinatörü olarak çalıştım. Organ bağışı ve nakli sisteminin en gelişmiş olduğu ülkelerden biri olan İspanya'da Barselona Üniversitesi'nde 2013 yılında Organ Nakli Yönetimi sertifikasyon programına katıldım. Londra'da Imperial College Hastanesi'nde gözlemci organ nakli koordinatörü olarak bir süre bulundum. Halen Türkiye Organ Nakli Vakfı'nda organ bağışı projelerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak tam zamanlı çalışmaktayım. Organ bağışı nedir? Yaşayan veya ölen bir kişinin organ ve dokularının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesi organ bağışıdır. Herkes organ bağışında bulunabilir mi? Kriterleri nelerdir? Burada iki durum söz konusu olabilir. Kişi hayatta iken kendi serbest iradesi ile yaşamı sona erdikten sonra organ ve dokularının ihtiyacı olan hastalar için kullanılmasına izin verebilir veya kişi hayatta iken organ bağışı konusunda bir beyanda bulunmamış ama tıbben yaşamı sona erdikten sonra yakınları tarafından organ ve dokuları bağışlanabilir. Bu işlem ölüden canlıya organ bağışıdır. İkincisi ise, kişi hayatta iken kendi serbest iradesi ile bir böbreğini veya karaciğerinin bir kısmını ihtiyacı olan bir hasta için bağışlayabilir. Bu işlem de canlıdan canlıya organ bağışıdır. Kişi ne zaman organlarını bağışlayabilir, bunun için nereye başvurmalıdır? Organ nakli yasasına göre canlıdan canlıya organ bağışında 18 yaş altındaki kişilerden organ alınmaz. Ancak, hastane ortamında, yoğun bakımda, tedavisi devam ederken beyin ölümünün gerçekleşmiş yani ölen kişiden yapılan bağışlarda yaş sınırı yoktur. Ölen bir yeni doğan bebeğin bağışlanan organları kullanılacağı gibi doksanlı yaşlardaki bir vericinin de organları kullanılabilir. Aynı şekilde 18 Yaş ve üzeri akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışı yapabilir ve organ bağışı kartı sahibi olabilir. Canlı vericiden organ bağışı için alıcı adayı hasta ile bir organ nakli merkezine başvurmanız yeterlidir. Öldükten sonra kullanılmak üzere organlarınızı bağışlamak için;

  • İl Sağlık Müdürlüğüne
  • Tüm Özel ve Kamu Hastanelerine
  • Üniversite Hastanelerine
  • Organ nakli yapan merkezlere
  • Toplum Sağlığı ve Aile Sağlığı Merkezlerine ya da Türkiye Organ Nakli Vakfına başvurabilirsiniz.
Burada iki tanık huzurunda isteğinizi beyan ederek imzalayacağınız organ bağış formu ile organ bağış kartı verilecektir, beş dakikalık bir işlem diyebiliriz. Yapılan organ bağışları yetkili kişi tarafından internet üzerinden SAĞLIK BAKANLIĞININ ORGAN VE DOKU BAĞIŞI BİLGİ SİSTEMİNE giriliyor, Sağlık Bakanlığı görevlileri dışında kimsenin bu bilgileri görmeye yetkisi yoktur. Bu konuda ailenizi de bilgilendirmek daha sonradan çıkacak karışıklıkları önlemek açısından faydalı olacaktır aynı zamanda dilediğiniz zaman organ bağış ünitesi olan hastaneye başvurup organ bağış kartınızı iptal ettirebilirsiniz. Kartınızın üzerinde bulunan bilgiler de organ alımı için hiçbir zaman yeterli değildir. Organ bağışı ve nakli hizmetleri 1979 yılında yürürlüğe giren 2238 sayılı Organ ve Doku alınması, aşılanması, saklanması ve nakli hakkındaki kanun sınırları içinde yürütülür. Organ bağışı dinen de çok tartışılan konulardan bir tanesi. Dinen organ bağışlamak caiz midir? Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 06.03.1980 ve 396 sayılı Kararı ile Organ Naklinin caiz olduğu açıklanmıştır yine delil olarak gösterebileceğimiz Maide Suresi Ayet 32 ye göre; ''Kim bir kimseye hayat verirse o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.'' Tüm bu konularda aydınlatıcı bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığımızın da caiz olduğu yönünde açık net ifadeleri bulunmasına rağmen Organların başkasına nakledilmesine izin vermek insanlarda kaygı yaratan çok tartışılan bir konu olmuştur. Bu yanlış algının sonuçlarını;Beyin ölümü gerçekleşmiş yani ölen kişinin ailesiyle yapılan görüşme esnasında organ bağışına sıcak bakılmamasında dolayısıyla da Organ Yetmezliği nedeniyle bekleme listelerinde Organ Bağışı beklerken hayatını kaybeden hastalarda görebiliriz. Birçok STK, devlet kurumları vs. organ bağışı için farkındalık oluşturma gayretindeler.  Bunlar yeterli oldu mu? Eskiye nazaran bu sayıda bir artış var mı? Türkiye 'de organ bağışı dolayısıyla organ nakil sayılarının yetersizliği, organ yetmezliği nedeniyle tedavi görmekte olan birçok hastanın organ beklerken ölümüne neden oluyor. Organ bağışı ve nakliyle ilgili sosyal farkındalık oluşturmak toplumun her kesiminde bu konuda bilgi sahibi olunmasını sağlamak için toplumda her bireye önemli görevler düşmektedir. Bu anlamda Sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına, hekimlere, din adamlarına ve özellikle medyaya çok büyük görevler düşmektedir. Ülkemiz organ naklinde ve bağışında 10 sene öncesine göre çok iyi bir noktada ayrıca ölen kişinin organlarının bağışlanması konusunda umut verici gelişmeler var. Beyin ölümü bildirim sayısı ve aile bağış oranı da geçtiğimiz yıllara bakıldığında 2015 yılında yoğun bakımda tedavisi devam ederken beyin ölümü tanısı alan yani hayatını kaybetmiş 1967 kişiden 470 inin ailesi organ bağışına onay vermişken bu rakam 2016 yılında 1998 kişi beyin ölümü tanısı almış ve 568 inin organları bağışlanarak artış göstermiştir.   Ülkemiz organ nakli konusunda yeterince başarılı mı? Ülkemizde organ nakilleri modern teknolojik imkanlar ve profesyonel iş gücü sayesinde tıbbi, hukuki ve etik kurallar ile dünya standardında yapılmaktadır. Karaciğer, Böbrek gibi organların nakillerinde başarı oranı %90’ın üzerindedir. Şu an organ nakli bekleyen kişi sayısı ile ilgili elinizde bir veri var mı? Sıra bekleyenlerle ilgili adaletli davranılıyor mu? Sağlık Bakanlığı Bilgi Sistemleri Yönetim ve Denetim Birimi verilerine göre 27.10.2017 tarihi itibariyle ülkemizde toplam 24.935 Organ Bekleyen hasta var. Ölen Kişilerin bağışlanan organları Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi içerisinde akademisyenlerden oluşan danışma komisyonlarının belirlediği kurallar ve prensipler çerçevesinde organ nakli merkezlerine ve hastalara tahsis edilmektedir. Irk, din dil, cinsiyet ve statü farkı gözetmeksizin kurallar katı bir şekilde uygulanarak organlar en uygun olan hastalara adalet ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde nakledilmektedir. Organlarını bağışlamak isteyen ama bu konuda çekinceleri olan insanlar için bir şeyler demek ister misiniz? Organ bağışı tamamen empati ve gönüllülük esasına dayanır. Düşünün ki empati yaparken ''özümüzü '' içimizde adeta dondurup kendimizi koyduğumuz kişiyi yaşamaya başlıyoruz. Ancak o zaman hayat ve ölüm arasında ince çizgide Organ nakli bekleyen hastaların ne hissettiğini anlayabiliriz. Unutmayalım ki bir gün hepimiz organ yetmezliği ile baş başa kalabiliriz. Bunun için sadece başınıza geldiğinde değil sağlıklıyken de bu konuyla ilgili bir şeyler yapmalısınız, bu konudaki çekincelerimiz hangi yöndeyse doğru bilgiyi doğru kaynaklardan alarak hareket etmeliyiz. Son olarak eklemek istedikleriniz ve organ bağışı haftası ile ilgili söylemek istedikleriniz var mı? Organ bağışı bilincinin geliştirilmesi halkın organ ve doku bağışı konusunda teşvik edilmesi ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 3-9 Kasım organ bağışı ve nakli haftası olarak anılıyor. 27.10.2017 tarihi itibariyle Sağlık Bakanlığı Ulusal Organ Nakli Bekleme listesinde 24.935 kişi sağlıklı bir organ bulabilmek umuduyla bekliyor, her geçen yıl bekleme listesine eklenen kişi sayısı da çoğalıyor. Bu hastalara umut olabilmek adına Organ bağışı konusunda toplumu bilinçlendirmek hepimizin en öncelikli görevi ve hedefi olmalıdır. Unutmayalım ki bir gün hepimiz organ yetmezliği ile baş başa kalabiliriz. (Türkan ÇATAL)  
Editör: TE Bilisim