Tüketicilerin evrensel haklarından olan eğitilme hakkının gereği olarak ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde öğrencilerin eğitilmelerine ilişkin etkili bir düzenleme ve uygulama bulunmamaktadır. Tüketicilerin Korunması Hakkında Kanun’un “Tüketicinin bilinçlendirilmesi” başlıklı 59.maddede örgün ve yaygın eğitim kurumlarının ders programlarına bu konuda ilave yapılır denilmektedir. Gene, bu maddede radyo ve televizyon kuruluşları 08.00-22.00 saatleri arasında ayda 15 dakikadan az olmamak üzere tüketicilerin bilinçlendirilmesi amacıyla yayın yapmak zorundadırlar, denilmektedir. Ne yazık ki, bu konuda belirtilen hükümlerin gereği Milli Eğitim Bakanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Ticaret Bakanlığı ile radyo ve televizyon kuruluşları yasada belirtilen sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Bununla birlikte, tüketicilerin yaşadığı sorunların ortaya konulması, değerlendirilmesi, tüketicilerin bilgilendirilmesi, ilgili ve yetkililerin uyarılması için, televizyonlarda ve radyolarda hem tüketici haklarına ilişkin programlar yapılmamakta, hem de tüketici örgütlerine yeterince yer verilmemektedir. Bu konuda 13 – 14 yıldan beri hem okullarda hem de kamu kuruluşlarında önceden olduğu gibi konferanslar ve eğitim çalışmaları yapılmamaktadır. Satın alınan mal ve hizmetlerde, tüketicilerin zararlarının karşılanabilmesi hakkına aykırı olarak, firmaların ağrılıklı bir kesimi tüketicilerin yasal hakları doğrultusunda kendilerine yapılan başvurulara olumsuz yanıt vermektedirler. Ancak, firmaların bu olumsuz tavırları nedeniyle, tüketicilerin başvuruları üzerine, gerek tüketici hakem heyetleri gerekse tüketici mahkemelerinden aldıkları lehte kararların gereğini firmalar yerine getirmek zorunda kalmaktadırlar. Ancak, bu durum, tüketicilere hem zaman hem de manevi olarak bir mağduriyet yaşatmaktadır. Bugün uygulamada olan ve 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, garanti süresi içinde ayıplı malların yenisi ile değiştirilmesi ve ücretsiz tamiri konusundaki tüketici hakkına sınırlama getirerek, bu konuda daha önceki Yasa’dan geriye gitmiştir. Bu sınırlama, tüm mal ve hizmetlerde tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurularda belli bir tutarın üzerindeki mal ve hizmetler için de getirilmiştir. Yasal dayanağı olmadan, hukuk ve adalet anlayışına aykırı olarak, haksız yere elektrik tüketimden alınan 5 kalem bedel ile ilgili tüketici lehine Yargıtay’ın vermiş olduğu karar hiçe sayılarak bu kalemleri elektrik dağıtım şirketlerinin alabilmesi için hükümet tarafından 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun düzenlenmiştir. Oysa, elektrikten alınan kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet ve sayaç okuma bedelleri hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarihli kararına göre; Anayasa’nın vergi adaleti başlıklı 73.maddesindeki “…. vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler, kanunla kurulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmüne göre, elektrikten alınan söz konusu bedellerin tüketicilerden tahsil edilemeyeceğine, Özellikle de, elektrikten alınan kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşüncesi ile bağdaşmadığına, Elektrik faturalarına yansıtılan söz konusu bedellere ilişkin miktarların şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesinde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğuna hükmedilmiştir. Şu anda uygulanmakta olan 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hukuk ve adalet anlayışına, şeffaflık ilkesine, tüketici haklarına, kamu yararına aykırıdır. 12 bankanın kendi aralarında oluşturdukları bir kartel anlaşması ile 21.08.2007 - 22.09.2011 tarihleri arasında tüketicilerin bankalardan aldıkları kredilere yüksek faiz, bankalara yatırdıkları mevduatlara ise düşük faiz uygulamışlardır. Bankaların bu uygulamasına Rekabet Kurulu’nun 1.1 Milyar TL ceza vermesi üzerine bazı bankaların açmış olduğu dava Danıştay’ın 13.Daire tarafından reddedilmiştir. Danıştay’ın ilgili dairesinin bu kararı üzerine, Danıştay’ın üst kurulundan kesin karar verilinceye kadar tüketicilerin başvuruları hakkında herhangi bir karar vermemeleri konusunda Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından tüketici hakem heyetlerine bir genelge gönderilmiştir. Bu genelge ile tüketicilerin tüketici hakem heyetlerine başvuruları açıkça durdurulmuştur. Bu genelge üzerine kartel oluşturan bankalar da rahat bir nefes almıştır!.. Düzeltme: 21.09.2018 tarihinde yayınlanan “Evrensel Tüketici Hakları ve Türkiye Gerçeği (1)” konulu yazının birinci paragrafında yanlışlıkla 9 Nisan yerine 9 Haziran, 22 Aralık yerine ise 22 Kasım tarihleri yer almıştır. Bu yanlışlığı düzelterek özür dilerim.