Türkiye’nin en eski takunya ustalarından Osman Çakmak ile takunya giymenin faydalarını ve takunyanın tarihçesini konuştuk. 65 yıllık takunya ustası Osman Çakmak, ‘’Takunyanın ayak sağlığı açısından çözemeyeceği problem yok’’ yorumunu yaptı. Osman Çakmak, ‘’Bu mesleği Türkiye’de bu kadar uzun süredir yapan sayılı insandan biriyim. Rakam olarak söyleyecek olursam neredeyse 65 yıldır bu işi yapıyorum. Çünkü daha çocuktum, beni elimden tutup atölyeye getirirlerdi. Gaziantep’te çocukluğum, evden dükkana, dükkandan eve diyerek geçti. O günden bugüne kadar mücadeleye devam ediyorum. Ben mesleğini hayatı yapmış ve çok severek yapan insanlardanım. Bu takunyalar sayesinde birçok kişiden de dua kazandım. Çünkü takunya terlikler, ağrı, sızı, romatizma ve bel ağrısına dahi şifa veren bir yapıdadır. Çünkü takunyaların zemini ceviz ağacıdır. Takunyalar ceviz ağacından yapılmaktadır. Bizim Gaziantep yöremizde, takunya terliklerin ismi ‘Haphap’tır’’ dedi. TÜRKİYE’DE BU MESLEĞİ YAPAN TEK KİŞİYİM Takunyanın yörelere göre isim değiştirdiğini söyleyen Çakmak, ‘’İnanın ki bu mesleği Türkiye’de yapan bir tek ben kalmışımdır. Biz takunyacı ismiyle anılıyoruz. Mübarek peygamber efendimizin döneminden kalma, takunyacılığın ismi ‘Nallın’dır. Gaziantep’te bilinen ve kullanılan adıyla ‘Haphap’ Arapça kökenli bir kelimedir. Burası gibi bazı yörelerde hatta çoğu yerde ismi takunya diye geçmektedir’’ şeklinde konuştu. SERT OLMASI ŞİFA VERİYOR Takunyanın, doğal ve sert yapısı ile birçok ayak sorununa şifalı olduğunu anlatan Çakmak, ‘’Takunyalar doğal ağaçlardan yapıldığı için birçok ayak sıkıntısına birebir bir çözüm sunuyor. Takunyanın sert olması insanı rahatsız etmez. Zaten şifalı olmasının en büyük nedeni terlik ve ayakkabıların bu şekilde sert olmasıdır. Bugün Japonya’da insanlar demir ayakkabıları tercih ediyorlar. Bunun da sebebi sert ve ağır ayakkabının daha sağlıklı olması. Takunya ya da nalın, kısmen veya tamamen tahtadan yapılmış bir ayakkabı çeşidi. Takunyanın formu kullanıldığı ülkenin kültürüne göre değişmekle birlikte, genel görünümü yüzyıllar boyunca değişmeden kaldı’’ ifadelerini kullandı. AĞIR AYAKKABI TERCİH ETMEK GEREKİYOR Hafif ayakkabı tercih etmenin aslında yanlış olduğuna değinen Çakmak, ‘’Geleneksel takunya genellikle ağır işçiler tarafından giyiliyordu. Günümüzde ise bazı fabrikalarda, madenlerde, tarım işçiliğinde koruyucu giysi olarak kullanılıyor. Takunya çiftçilerin ucuz ayakkabısı olarak bilinirken, bazı türleri İsveç ve Japonya'da moda olmuş durumda. Takunya dans için de kullanılabilir. Takunyanın çıkardığı ses dans ile ritim oluşturabilir. Ayak sağlığı açısından çok faydalı olduğu zaten biliniyor. Birçok hastalık ve problemin çözümü oluyor. Nasıl bir etki yapıyor derseniz, ayak ve sinir sistemleri, sert bir zeminde hareket ettiği için sıkılaşıyor ve daha sağlam oluyor. Bizim Türkiye’de de hafif olsun diyorlar, hafif ayakkabı giymek, ayak sağlığı açısından çok zararlı. Gençken ayakkabıya önem verilmiyor. Sağlıklı mı, ayağıma iyi geliyor mu diye düşünülmüyor. Ama yaş yavaş yavaş 35 olunca sorunlar başlıyor. Ağrı, sızı, romatizma başlıyor, ökçelerde yarılmalar oluyor. Bu takunyaların şifasını anlatmayla bitiremem. Mantar hastalığını söküp atıyor. Topuk dikenini sonlandırıyor” dedi. TAMAMEN EL EMEĞİ Takunya yapmanın vakit aldığını belirten Çakmak, “ Sofraya oturduğunuzda sevdiğiniz yemeği nasıl iştahla yerseniz takunya yapmakta öyle. Bizde zaten bir, iki tane çıkmaz, yapacağımız zaman 100 tane yaparız. Satış fiyatı 35 TL bundan ufak bir emeğini kazanıyoruz. Altınköy’den oldukça memnun olduğunu vurgulayan Çakmak, “ Başımızdaki hocamız nereye derse oraya seve seve gideriz. Bizde bir laf var ‘çağrılan yere erinme çağrılmayan yere gerinme’ bizde esnaf olduğumuz için seve seve gideriz. Ayrıca benim için böyle yerlere gelmek moral oluyor. Antep’te kal kal insan bunalıyor” ifadelerini kullandı. (Zeynep Namlı)  

Editör: TE Bilisim