Çocuklar okul öncesi eğitimle yaşama eğitime ve yaşama hazırlanıyor. Okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin önemi, yararları ve ülkemizdeki farkındalık sürecini Okul Öncesi Öğretmeni Aylin Serin’le konuştuk. Okul öncesi eğitimin amacının çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmak olduğunu söyleyen Serin, okul öncesi eğitimin yararlarını anlattı. OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÇOCUĞA SAĞLADIĞI YARARLAR “Duygusal olarak, kendi işini kendi yapması, sorunlarını kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi sayesinde kendine güveni yükselir. Düşüncelerini dile getirebilme ve başkalarına iletebilme şansını elde eder. Fiziksel olarak kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin düzenli olarak yapılması sonucu ince motor becerileri gelişir. Ayrıca koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi faaliyetlerle de kaba motor becerileri gelişir.” Çocuğun, zihinsel olarak nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerilerini kazandığını vurgulayan Serin: “ Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak, arkadaşlarına mektup yazmak gibi faaliyetlerde dikkat ve konsantrasyonun artmasına ve erken okuma yazma yetilerinin gelişmesine yardımcı olur” dedi. OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN TÜRKİYE’DEKİ FARKINDALIĞI Okul Öncesi Eğitimin gelişmiş ülkelerde 1900’lü yılların başında açılmaya ve bu konuda önemli hala önemli adımlar atıldığını dile getiren Serin şunları söyledi. “Türkiye’de okul öncesi eğitime baktığımızda eğitim düzeyi, az gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğu görünmektedir. Türkiye’de 100 çocuktan 85’i okulöncesi eğitim almıyor ve bu eğitimi alan %15’lik oranın çoğu ise eğitimli ailelerin çocuklarından oluşmakta. Anasınıfı dışındaki kurumların büyük kentlerde ve ücretli olması, her çocuğun erken çocukluk eğitim hakkından yararlanamadığını açıkça göstermektedir. Türkiye’de okulöncesi eğitim kurumlarının yetersizliğinin yanında eğitim kalitesi problemi de vardır. Araştırmalar, mevcut kurumların niteliklerinin farklılık gösterdiğini ve ülkemizdeki eğitim amaçlı kurumların sayılarının, çocuk bakım amaçlı olanlardan daha az olduğu saptamıştır.” OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE MEKANIN ÖNEMİ Okulların çocukların yaşam alanlarına uyumlu mekanlarda eğitimin önemini vurgulayan Serin, yalnızca okul öncesinde değil ilköğretim ve kreşlerde de mekanların önemli olduğunu dile getirdi. “Okul öncesi eğitim kurumları planlanırken, çocukların eğitiminde oyunun önemli bir yeri olduğu ve oyunun paylaşma, sırasını bekleme diğer çocuklarla anlaşma yollarını öğrenebilmek için gerekli olduğu düşünülmelidir. Çocuk serbestçe hareket edebileceği, kendi ihtiyaçlarını yardımsız karşılayabileceği bir mekana ihtiyaç duyar. Bunlar dikkate alınarak planlanmış bir okul öncesi eğitim kurumunda, çocukların büyük ve küçük kaslarını geliştirici evcilik oyunları, kitap, sanat, fen ve doğa çalışmalarını yapabilecekleri açık ve kapalı oyun alanları bulunmalıdır. Yemek, uyku alanı ve tuvaletler çocukların ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır. Bunlar dışında depo, öğretmenler için çalışma, toplantı ve dinlenme odaları, sağlık odası, yönetici odası, gözlem odası, Veli görüşme odası, oyuncak yapım ve tamiri için atölyenin de bulunması gerekmektedir.” OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE BESLENME Oyun çağında olan çocukların genellikle ailenin beslenme alışkanlıklarına uyacağını göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getiren Serin, okul öncesi dönemde çocuklar aileyi taklit ettiğini anlattı. “Eğer anne ya da baba herhangi bir yiyeceği sevmiyorsa, çocuk da o besini yemeyi reddedecek, ebeveynlerini rol model olarak görecektir. Bu yaşlarda doğru beslenme alışkanlıkları edinemeyen bireyler ilerde de yanlış alışkanlıklarından kurtulamazlar.” OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİNE KAÇ YAŞINDA BAŞLANMALI? Çocuğun okul öncesi eğitim kurumlarıyla tanışma yaşının mümkün olduğunca erken olmasının ilkokula ve yaşama hazırlık için oldukça önemli olduğunu ifade eden Serin, 3-4 yaşlarının bu eğitim için ideal olduğunu vurguladı. “Anaokuluna başlatmak için çocuğun gelişim düzeyine bakmak gerekir. Hazır olma yaşı her çocuk için aynı olmamakla birlikte çocuğun anneden ayrı kalmaya alışık olması, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilmesi, tuvalet eğitimini kazanmış olması, günlük temizlik alışkanlığını kazanmış olması, basit komutları izleyebilmesi, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonları gelişmiş olması gerekir. Ancak bu sayede çocuk okul ortamına uyum sağlayıp, keyif alabilir, paylaşımda bulunabilir. Çocuk 2 yaşını yeni doldurmasına rağmen bu becerileri kazanmış olabilir ya da çocuğun yaşı 4 olmasına rağmen bu becerileri kazanmamış olabilir. Bu anlamda o zaman her aile kendi çocuğunun kapasitesini iyi değerlendirmeli ve ona göre anaokuluna başlama yaşını belirlemelidir. O zaman genel olarak anaokuluna başlama yaşının 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz.” Atlas YANAR