Esasında modacı olan ama çocukluğundan beri müzikle ilgilendiğini ifade eden ve Nisan ayında albümü çıkacak olan Erkan Ozbey ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. “Erkan Ozbey Soul Drops feat. Ece Kasrat’ isimli albümü ve elektronik müzik hakkında konuşan Ozbey, “Elektronik müziğin coğrafyası, dili, etniği yoktur” dedi. Nisan ayında müzik marketlerinde yerini alacak olan single çalışmasında yer alan şarkının sözü – müziği ve düzenlemesi Erkan Ozbey’e ait. Şarkıyı seslendiren yorumcu ise Ankara Üniversitesi Klasik Müzik Korosunda yorumcu Ece Kasrat. Yeni Dünya Müzik etiketiyle yayınlanacak olan albümün şarkısı ise oldukça hareketli bir kliple de taçlandırılacak. Öncelikle Erkan Ozbey’i tanıyabilir miyiz? Ankara doğumluyum. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Gazi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünü ise 2009 yılında tamamladım. Çalışma hayatıma gelecek olursak yerel- ulusal radyolarda çalıştım. Reklam ve dizi müzikleri, şarkı düzenlemeleri yaptım.  Aynı zamanda moda tasarımı eğitimi de aldım. Müzikle birlikte aynı zamanda moda hayatıma da devam ediyorum, yani modadan kopmuş değilim. Müzik eğitimini küçük yaşlarda aldım, enstrüman olarak ise piyano çalıyorum. 2002 yılından bu yana DJ’lik yapıyorum. Şuan ise müzik piyasasına girmenin hazırlıkları içerisindeyim. Sözü-müziği ve aynı zamanda düzenlemesi bana ait olan tek şarkıyla nisan ayında sanatseverlerin karşısına çıkmanın planlarını yapıyorum. “MÜZİK, KOSKOCA BİR GÜNDELİK YAŞANTIDIR” Erkan Bey, müzik sizin için ne ifade ediyor? Bu soru sanatın herhangi bir dalıyla ilgili birisi için tek yönlü cevaplar içerebilir ama bana göre müzik; şiirle, tiyatroyla, resimle hatta mimariyle yakından alakalı. Bu cevap ilk anda size klişe gelebilir lakin öyle değil. Ben bir şehirde yaşıyorum mesela ve her şeyden önce mimariyle yakından, her gün alakadarım veya işe daha kapsamlı bakarsanız ben bu şehrin arka sokaklarını, arabalarda çalan ritmi sokak seslerini  her defasında yakından hissediyorum. Yani Erkan Ozbey için müzik nedir derseniz; koskoca bir gündelik yaşantıdır. Elektronik müzik yapan birisi olarak çok farklı tarzlara açık mısınız? Tabi ki. Coğrafyanın adı Türkiye olunca kaçınılmaz güzellikler oluyor. Neyle, nasıl  hangi tarza yaslandığınızın önemi yok. Mesele özümsemek, içselleştirmek. “KENDİMİ İFADE ETME BİÇİMİMLE MÜZİK TARZIMI ALAKALANDIRIYORUM” Peki, neden elektronik müzik? Yani benim bu müziğe yönelişimde salt anlamda bir üstünlük ve alçaklık yok. Genel anlamda müzik türleri ve tercihleri arasında da ben böyle bir ayrıma inanmıyorum. Ben kendimi ifade etme biçimimle müzik tarzımı alakalandırıyorum. Elektronik müzik bana klavye başına geçip 21. yüzyıl şartlarında silip bozmanın, yazıp çizmenin hatta biraz oyundaki mızıkçılık yapmanın karşılığı. Buna bir sorumsuzluk olarak bakmamak lazım. Zira unutmayınız ki özgürlük de bazen sorumsuzluk gibi algılanmıştı. Aslında özgürlük, tanımı belli olmayan yerlerde estetiği aramaktır. Sorularımıza çok felsefi yaklaşıyorsunuz… Hayır! Asla böyle bir imaj çizmek istemem. Sanat öyle bir şey ki bana göre; sanki sanatçı olamamış insanlar felsefeyle uğraşmak zorunda kalmış gibi geliyor. Bu ne demek dediğinizi hisseder gibiyim veya aslında bana hep bu soru soruldu. Sanat kuşatıcıdır, felsefe ise sorularla kuşatılan. Kısacası ben felsefeyi seviyorum ama felsefenin kuşatıcılığına inanmıyorum. Hayat felsefeniz taban tabana zıt olsa dahi bir müzisyenin esiri olmanız kolay iş değil. “ELEKTRONİK MÜZİĞİN COĞRAFYASI, DİLİ, ETNİĞİ YOKTUR” Biraz da güncel bir soru soracak olursak elektronik müzik neden dünyada  hızla artarak dinleyiciyle buluşuyor? Elektronik Müzik ruhu taşıyan müzik dinleyicisinin,  dünyanın neresinde olursa olsun, buna bakmaksızın eğer elektronik müziği başarılı bulup onu hissetiyse diğer müzik severlerin de aynı şarkıyı rahatlıkla beğendiği görüşündeyim. O yüzden elektronik müziğin coğrafyası, dili, etniği yoktur.  Günümüzde Dünya müziği ve Türkiye arasındaki korelasyon biraz bilinmeze, kolaya endekslidir. Ha! Bunda küçümsenecek bir taraf var mıdır? Asla. Bu bizim müziğimiz için de geçerli. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Cemil Meriç diyor ya hani, “Her tarif bir tahriftir”. Ben de diyorum ki müzikte her kesin karar, keskin bir yalnızlık getirir. Son olarak ise şimdiden albümümü dinleyecek bütün müzikseverlere selamlarımı gönderiyorum… (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim