Dünya Eczacılık Günü nedeniyle gazetemize konuşan eczacı Ali Ergüz, eczacıların sorunlarını, çözüm önerilerini ve hükümetten beklentilerini anlattı. 25 Eylül Dünya Eczacılar Günü’nü kutlayan Ergüz, hastalarla zaman zaman sorunlar yaşadıklarını belirterek, “İlaç katkı paylarını kendimiz tahsil ediyoruz. Katkı paylarını bizim tahsil ediyor olmamız biz eczacılar için başka bir iş yükü. Bu noktada da ilaç katkı payı hastanın eczanelere ödemesi gereken paradır ve biz bunu direkt ‘devletin’ tahsil etmesini istiyoruz. Çünkü çoğu zaman bu ödemeleri yapmayı hastalar kabul etmiyor. Bu konuda hastalarla sorunlar yaşıyoruz” dedi. “HASTALARLA SORUNLAR YAŞIYORUZ” 2 yıldır kendi eczanesini işleten eczacı Ali Ergüz eczacıların yaşadığı en temel sorunlarla ilgili genellikle çıkan ödemelerden dolayı hastalarla sorunlar yaşadıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Eczacıların karşılaştığı en temel sorunlardan birisi öncelikle hastalarla yaşadığımız sorunlar. İlk olarak ‘muayene katılım bedellerini’ bizim tahsil etmek durumunda olmamız. Muayene katılım bedeli ne diyecek olursanız, sigortalılar ve hak sahiplerinden SGK’nın karşıladığı muayene bedeli karşılığında gidilen sağlık kurumunun niteliğine göre alınan katılım payıdır. Bunun da muayene olunan yere göre ücretleri değişmekte. Hasta; üniversite hastaneleri, dal hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri gibi kapsamlı hastanelerde muayene olmuşsa 5 TL; özel sağlık hizmet sunucularında muayene olmuşsa ise 12 TL oranında muayene katılım bedeli ödüyor. Ayrıca acil olmadığı halde acil servislerde olunan muayenelere de muayene katılım bedeli uygulanıyor. Bir başka şekilde alınanı ise sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayene sonucunda oluşan ve eczanelerce kişilerden tahsil edileceği belirtilen ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payları kişilerin reçete ile eczaneye ilk müracaatında kişilerden tahsil edilen ücret.” MUAYENE KATILIM BEDELİ Muayene katılım bedelini eczacıların tahsil ettiğine dikkat çeken Ergüz: “Ücretleri biz tahsil ettiğimizden dolayı hastalar devletin aldığı farkları ödemek istemiyor ve bununla ilgili sorunlar çıkarıyorlar. Çünkü muayene ücretleri yüksek geliyor ve çıkan muayene ücretlerini ödemek istemiyorlar. Bundan dolayı hastalarımızla tartışma içerisindeyiz sürekli. Bir nevi eczacılar olarak devletin muhasebesini yapıyor konumdayız. Bu durum da bizi hastalarla olumsuz olarak karşı karşıya getiriyor. Hastalar muayene ücretlerini direkt bizim istediğimizi ve bu ücretin bize kaldığını düşünüyorlar.” dedi. “BİZ ECZACILAR TAHSİLDARLIK YAPIYORUZ” Bu konuyla ilgili yapılacak en iyi düzenlemeye dair Ergüz şunları dile getirdi: “Devlet, muayene ücretlerini biz eczacılar aracığıyla almamalı. Bunu nasıl yapabilir? Devreye hastaneleri sokmalı. Hasta muayenesini olmadan önce ya da muayene olduktan sonra çıkan ücreti direkt hastaneye ödemelidir. Böylelikle biz de eczanelerimizde bundan dolayı hastalarla karşı karşıya gelmemiş oluruz.  Çünkü bu durumda biz devletimiz için ücretsiz olarak “tahsildarlık” yapıyor vaziyetteyiz. Ve bu bizim zorumuza gidiyor. Hem zorumuza gidiyor hem de vaktimizden çalıyor. Çünkü bazen oluyor ki eczane hasta kaynayabiliyor. Bir yandan hastanın reçetesinde yazan ilaçları yazarken bir yandan da çıkan muayene ücretini tahsil etmeye çalışıyoruz. Tabi bu esnada hastaya bunun devletin zorunlu olarak aldığı bir muayene ücreti olduğunu, bizim cebimize girmediğini anlatmaya çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken haliyle vaktimizden de vermiş oluyoruz ve bekleyen hastalarımız sıkılmaya başlıyorlar. 25 Eylül Eczacılık Günü aracılığıyla ilk etapta söyleyeceğim bu olacak. Muayene ücretlerini devlet artık bizim aracılığımızla almasın lütfen.” İLAÇ KATKI PAYLARI Eczacılar olarak yaşadıkları bir başka sorunla ilgili Ergüz “ilaç katkı payları” olduğunu belirtti. İlaç katkı payının, eczanelerden ilaç alırken ortaya çıkan birinci masrafın ilaç katılım payı olduğunu belirten Ergüz bu konuyla ilgili şunları aktardı: “ Katılım payı; sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenecek tutarı ifade etmekte. Ayaktan tedavilerden sağlanan ve SGK’nın ödediği ilaçlar için tüm sigortalı ve hak sahiplerinden bir katkı payı alınıyor. Bu bedel sigortalının emekli olup olmamasına göre değişiyor. Örneğin halen çalışan sigortalılardan ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden %20 oranında katkı payı alınmakta. Emeklilerde ve emeklilerin bakmakla yükümlü oldukları kişilerde ise katılım payı daha düşük: % 10 oranında uygulanıyor. Bu ise 10 TL’lik bir ilaç için çalışan sigortalıların 2 TL, emeklilerin ise 1 TL katılım payı ödemesi demek. Bu bedelin uygulanmasının temel amacı ise SGK bütçesini sigortalılardan alınan paralar ile desteklemek.” İlaç katkı paylarını da kendilerinin tahsil ettiğini vurgulayan Ergüz konuyla ilgili şöyle bir öneriden bahsetti: “Katkı paylarını bizim tahsil ediyor olmamız biz eczacılar için başka bir iş yükü. Bu noktada da ilaç katkı payı hastanın eczanelere ödemesi gereken para ve biz bunu direkt ‘devletin’ tahsil etmesini istiyoruz. Çünkü çoğu zaman hastalar kabul etmiyor bu ödemeleri yapmayı ve bu konuda hastalarla sorunlar yaşıyoruz.” ECZACI YA DA DOKTORA DANIŞILMALI Türk milleti olarak genelde ilaç alırken komşumuza, arkadaşımıza danıştığımızı ya da herhangi bir yerimiz ağrıdığında kafamıza göre ilaçlar içtiğimizi belirten Ergüz bununla ilgili şunların altını çizdi: “Kişi ilacı kullanırken komşusuna, arkadaşına değil eczacısına ya da doktoruna danışmalı. Eczacısının ya da doktorunun verdiği talimatla uymalı, bunu yaparken o esnada kullandığı başka bir ilacı ya da başka bir şikâyeti varsa bunu da eczacısına ya da doktoruna söylememeyi ihmal etmemelidir. Eğer kişinin vücudunun herhangi bir yerinde ağrı varsa buna ağrı deyip geçmemelidir. Ağrı bir savunma mekanizması veya bir hastalığın habercisi olabilir. Böyle bir durumda kişi kafasına göre ağrı kesici kullanmamalı, eğer vücudunun bir yerinde ağrı varsa bunu yine ya eczacısına ya da doktoruna danışmalıdır.” “İLAÇLARINIZI ECZANEDEN ALIN” İlaç alırken eczaneden değil de başka yerden, örneğin internetten almak gibi hatalar yaptığımızdan bahseden Ergüz eczanelerden başka yerden ilaç almamamız gerektiğini vurgulayarak şunları ekledi: “İlaç sadece eczaneden ve eczacı danışmanlığından alınır. Kesinlikle internetten veya eczane dışından ilaç almaya kalkmayın. Zaten internetten satışı esasında yasaktır. Bununla ilgili başıma gelen hastamın birisi internet üzerinden diş macunu almıştı ve aldığı diş macunu ağzının yara, bere olmasına neden oluştu. Bundan dolayı sağlığımız çok kıymetli, ihmale gelmez, lütfen sağlıklarınızla oynamayın. Çünkü eczane haricinde alınan ilacın nerede, hangi koşullarda üretildiğini ve içinde nelerin olduğunu o ilacı içen kişi asla bilemeyecek. Bundan dolayı hastalar ilacın sadece eczaneden alınması gerektiğini unutmamalıdır. Bununla birlikte hastalar ilaçlarını belirtildiği gibi, tam ve zamanında kullanmalı. İlacı doğru kullanmadığı takdirde tedavi edici özelliğini kaybedebileceğini aklından çıkarmamalıdır. Bu konuya ek olarak, güzellik, saç ve cilt bakım ürünleri, bitkisel destek ürünleri konusunda da güvenlikleri için eczacılarına danışmadan kafalarına göre bu ürünleri kullanmasınlar. Bunun için de yapılabilecek en iyi şey devletin insanlarda sadece eczanelerden ilaç almaları gerektiği bilincini uyandırmak için afişler hazırlamalı ve bunlar çokça hastanelere asılmalıdır ya da bununla ilgili kamu spotları hazırlanmalıdır.” İlaç fiyatlarının da çok yüksek olmadığına değinen Ergüz: “İlaç fiyatları olarak dünya ortalamasındayız, örneğin meme kanserini önleyen bir ilaç 12 lira ve üretimi için milyonlarca dolarlar harcandığını düşünürsek bu fiyat çok yüksek bir fiyat değil.” dedi. TÜRKİYE ECZACILAR BİRLİĞİ (TEB) Türkiye Eczacılar Birliği’ne üye olduğunu söyleyen Ergüz: “TEB biz eczacıların sorunlarıyla ilgileniyor ama yetersiz oluyorlar. Yakın zamanda seçim başladı, o sonuçlanınca belki daya faydalı bir yönetim gelebilir. Seçimler ise önce il bazında oluyor, iller kendi oda başkanlarını seçiyor. Sonrasında da delegeler tarafından Türkiye Eczacılar Birliği’nin başkanı seçiliyor. Önümüzdeki ay muhtemelen federasyon başkanı da seçilir.” DÜNYA ECZACILIK GÜNÜ 25 Eylül Dünya Eczacılık Günü ile ilgili de Ergüz: “Bu günü bilenler bir biz eczacılar bir de siz basın çalışanları. Ne yazık ki biz eczacılar ile ilgili farkındalık çalışmaları yok denecek kadar az. Bu konuyla ilgili farkındalık çalışmaları artırılıp fark edilir duruma getirilebiliriz. Neden Öğretmenler Günü gibi Eczacılık Günü de bilinmesin ki? Televizyon, yazılı medya, basılı medya gibi araçlarla sağlanabilir. Bunu yapacak olan da devlet. Çünkü biz eczacıların çok fazla sorunları var, birçoğu halledilmeyi bekleyen sorunlar. Ama 25 Eylül Dünya Eczacılık Günü’nde bile neredeyse bu sorunlarımızı konuşamıyor durumdayız.” (Türkan ÇATAL)    

Editör: TE Bilisim