AKP'nin 3. olağanüstü büyük kongresi Ankara Arena Spor Salonu'nda gerçekleşti. Sabahın erken saatlerinde partililer kongre salonundaki yerlerini alırken sık sık 'Recep Tayyip Erdoğan' sloganları atıldı. Salona giremeyen partililerin kongreyi izlemesi için de salon dışına dev ekranlar kuruldu. Salona sığmayan vatandaşlar, dışarıdan kongreyi izledi. Ayrıca salonun duvarında 'Millet, Bayrak, Vatan, Devlet', 'Sağlam İrade, Güçlü Türkiye', 'Millete Efendilik İçin Değil, Millete Hizmet İçin Varız', 'Değişimin Lideri Milletin Partisi', 'Hep Birlikte Yeni Hedeflere', 'Kutlu Dava Güçlü Türkiye' pankartları dikkat çekti. AK Parti'nin 3. Olağanüstü Kongresi için Ankara'da yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kongrenin yapılacağı Ankara Arena Spor Salonu'nun çevresindeki tüm yollar trafiğe kapatıldı. Salonun içinde ve dışında sıkı güvenlik önlemleri alındı. İzleyiciler 6-7 ayrı noktada aranarak salona alındı.Kongre salonunda Başkanlık Divanı kürsüsünün üzerindeki ekrana kongrenin ana teması ‘Yeni Atılım Dönemi. Demokrasi, Değişim, Reform' yazısına yer verildi. 1.370 delegenin imzasıyla genel başkanlığa tek aday olarak gösterilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrede konuştu. Erdoğan,” Gönüllerimiz hiçbir zaman ayrı düşmedi. Sevinçlerimizi de, hüzünlerimizi de hep tek yürek, tek kalp olarak yaşadık. İşte şimdi de, tam 998 gün sonra yine aynı salonda, "Nerede kalmıştık" diyerek yeniden bir aradayız” dedi. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: "HUKUKİ BİR AYRILIKTI" Bize güvendiği, inandığı, destek verdiği, en zor zamanımızda dahi yanımızda yer aldığı için milletimin her bir ferdine yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Biliyorsunuz 19 Mayıs'ı geride bıraktık, gençliğin dinamizmi ile geleceği buluşturduk. Şimdi İstanbul'un fethinin 564. yıl dönümüne ulaşacağız. Bu vesile ile Süleyman Şah'tan Fatih Sultan Mehmet Han'a, Gazi Mustafa Kemal'a kadar tüm abide isimleri rahmetle, hürmetle yad ediyorum. Kardeşlerim bundan yaklaşık 3 yıl önce, 27 Ağustos 2014 tarihinde yine bu salonda sizlerle her bitiş yeni bir başlangıçtır diyerek, helalleşerek ayrılmıştık. Hatırlayın o günü, tabii bu sadece hukuki bir ayrılıktı. Gönüllerimiz hiçbir zaman ayrı düşmedi. Sevinçlerimizi de, hüzünlerimizi de hep tek yürek, tek kalp olarak yaşadık. İşte şimdi de, tam 998 gün sonra yine aynı salonda, "Nerede kalmıştık" diyerek yeniden bir aradayız. Cumhurbaşkanlığına aday olurken bunun yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştik. Bugün yine besmelemizi çekiyor, Fatihamızı okuyoruz. Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla, alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. 16 yıl önce çıktığımız bu kutlu yolda sadece Rabbimizden yardım istedik, milletimizden destek talep ettik. “AK PARTİ BUDUR” Eğer 16 yıl sonra dahi hala "AK Parti nedir" diye soranlar varsa, AK Parti işte budur. Büyük kongrelerimiz hasret giderme ve parti organlarında görev alacak arkadaşlarımızı belirleme noktasında büyük muhasebe yapmanın da vesilesidir. 188 ay geçti, bu dönemde yaşadıklarımızı kısaca özetlemek istiyorum. AK Parti'yi kurarken isminden ve programından başlayarak partimizi her şeyiyle milletimize hizmetkar olacak bir anlayışla dizayn ettik. Kuruluşu tepeden tabana doğru olan değil, tabandan epeye doğru olan ilk ve tek parti, AK Parti'dir. Bunun için AK Parti, milletin partisidir diyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana geçen 16 yıla yakın zamanda milletimizin emanetinin hakkını verme gayreti içerisinde olduk. Normal demokratik düzen içerisinde, faaliyete başlamasından 16 ay sonra iktidara gelen pek az parti örneği vardır. Bu durum sorumluluğumuzu daha da artırmıştır. Milletimizin partimizi sahiplenmesinin sebebini, bizden önce yaşanan hadiselere baktığımızda daha iyi anlayabiliriz. Kuyrukları hatırlayın, benzin kuyruklarını hatırlayın, yağ kuyruklarını, ekmek kuyruklarını hatırlayın. Şu salondakilerin yarıya yakını bu kuyrukları hatırlamıyor. En ağırı, 28 Şubat müdahalesi sebebiyle demokrasimiz ağır yaralar almıştır. Vesayet güçlerinin kıskacındaki siyasi partilerin milli irade ile irtibatları neredeyse tamamen kesilmişti. Bu yüzden milletimiz istikrar istiyordu, milletimiz güven istiyordu, milletimiz huzur istiyordu. Milletimiz inancından kıyafetine, dininden meşrebine özgürlük istiyordu. Milletimiz hizmet istiyordu, yatırım istiyordu. Hatırlayın çöp dağlarından geçilmeyen İstanbul'u. Hatırlayın susuzluğa mahkum olmuş İstanbul'u. Kolay değil, bunların çilesini yaşayanlar iyi bilir. "KİM DÖNERSE DÖNSÜN, BİZ DÖNMEYİZ YOLUMUZDAN” Milletimize hizmet yolunda hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Bu kutlu bir yolculuk. Çünkü bu, hayırlı bir yoldur. Bu, kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün, biz dönmeyiz yolumuzdan. İster 3 Kasım'da olduğu gibi Meclis'e sokmasınlar, ister partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister sokakları altına üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz'da olduğu gibi darbe yapıp canımıza kast ettiler, ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Yolumuzda, Allah'a can borcumuzdan, millete hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur. Olmayacaktır. Yarın milletimizin karşısında boynumuz bükük durmaktansa, bugün içerideki ve dışarıdaki alçakların karşısında dimdik dikilir, kaderimiz neyse çekeriz. Biz rakibin bile hayırlısı için dua ettik. Şu saatten sonra milletimiz için, insanlık için hayırlı olmayan hiçbir şeyin bizim nezdimizde değeri yoktur, olamaz. Buradan milletime sesleniyorum. Bu Tayyip Erdoğan kardeşinizin milletin hayrına olmayan en küçük bir tavrını, icraatını, davranışını görürseniz, sözünü duyarsanız bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Ben de şimdiden milletimden helallik istiyorum. [caption id="attachment_18141" align="alignnone" width="681"] AKP'NIN 3. BUYUK OLAGANUSTU BUYUK KONGRESI ANKARA ARENA SPOR SALONUNDA YAPILDI. KONGREYE CUMHURBASKANI RECEP TAYYIP ERDOGAN VE BASBAKAN BINALI YILDIDIM KONGRE SALONUNA BIRLIKTE GELEREK PARTILILERI SELAMLADI. 21.05.2017 - (NECATI SAVAS / ANKARA)[/caption] “FETÖ İLE MÜCADELEMİZE BİR ANDA BAŞLADIK” FETÖ ile mücadelemize bir anda başladık. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından bu yapının tüm mensuplarına çağrı yaptık. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bu yapının gerçek yüzünü görün ve onları terk edin dedik. İlgisini kesenler kendini kurtardılar. Ama buna rağmen özel haberleşme programları kullanarak, bankasına para yatırarak, kurumlarına destek olanlar için yapacak bir şeyimiz kalmadı. 15 Temmuz darbe girişimi, bu alçak örgütün gözünü nasıl kan bürüdüğünü inkara yer vermeyecek şekilde ortaya koymuştur. Dudağımda tekbir, elimde bayrak, ölümü öldüren şehitler gördüm. Delerken bağrını kurşun utandı, her şey unutuldu, mevzu vatandı. Evet, 15 Temmuz böyle bir kıyamdı. "FEDAKARLIK YAPAN DEVLETTİR” Kürt kardeşlerim kendileri için fedakarlık yapanın örgüt değil, devlet olduğunu açıkça görmüştür. İradelerini götürüp örgüte teslim edilenlerin esamesi okunmuyor. Ağır darbeler alan terör örgütünü, destekçilerini her bakımdan çok daha zor günler bekliyor, bu da böyle biline. Türkiye ayağıdaki bu bölücü terör prangasından kurtulma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Dedik ya; inlerine gireceğiz. Ülkemin sınırları içinde Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de 65'i aşkın mağaralara girildi. 600'ü aşkın terörist oralarda etkisiz hale getirildi. Silahlar ifade edemeyeceğim kadar. Bundan sonraki süreç bunları yok etme sürecidir. Yılmadan, askerimizle, polisimizle bu hayata geçiyor. Bir terör oluşumu organize etmeye çalışanlar bu ülkenin istikbali için neler yapabileceğini görmek istiyorlarsa geçmişe baksınlar. Meramımızı er meydanından başka yerde aramaktan başka çaremiz kalmıyor demektir. Namert kaçar mert dövüşür. Bölgede kiminle yol yürüyecekleri konusunda kafası karışık olanlar şu gerçeği bilsinler. 1000 yıllık geçmişi ile Türkiye, diğer yanda terör örgütleri var. Tercih işte bunlar arasında yapılacaktır. Terör örgütlerinin hiçbiri ile meselem şahsi değildir. Buradaki mesele ülkemizin istiklali, istikbali meselesidir. "YAPTIĞIMIZ HİZMETLER GURUR KAYNAĞIMIZDIR” Şimdi bu tüzüğümüze de aynen böyle girdi. Kardeşlerim, her kim bunlardan herhangi birine sataşırsa doğrudan milletimizin namusuna, şerefine el uzatmış demektir. Önemli olan kimsenin bu değerlerimize el uzatamamasını sağlamaktır. Bu densizliği yapan olursa o eli kırmak, boynumuzun borcudur. Köroğlu'nun dediği gibi, ne diyor? "Ödleklerle hoş değildir aramız. Teke tek düşmana varmak töremiz. Muhanete sardırmayız yaramız. Yarayı kendimiz saranlardanız". 3 Kasım 2002'den bu yana yaptığımız hizmetler, bizim en büyük gurur kaynağımızdır. Bu hizmetleri yeni nesilin çok iyi bilmesi gerekiyor. "AB'YE TAHAMMÜL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ" Biz ne diyoruz; yaratılanı severiz, yaratandan ötürü. Bununla birlikte AB'nin artık ülkemizin ve milletimizin onurunu hiçe sayma noktasına gelen iki yüzlü tavrına daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. AB ya bize verdiği sözleri tutar, serbest dolaşımı getirir, fasılların açılıp kapanmasının önündeki engelleri kaldırır, ya da herkes kendi yoluna gider. "İŞİMİZ ZOR; ÇITA YÜZDE 50+1'DİR" AK Parti olarak işimiz artık çok daha zor. Artık öyle yüzde 34'le, yüzde 40'la iktidara gelmek yok. Çıta yüzde 50+1'dir. Yüzde 50'nin üzerinde oy almanın ne kadar zor olduğunu 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve 16 Nisan halk oylamasında gördük. 2019 seçimlerinde kazanmak istiyorsak, şimdiden kolları sıvamalıyız. AK Parti'nin boşa geçirecek bir tek anı yoktur. Çok basit hataların nelere mal olabileceğini 16 Nisan'da gördük. AK Parti, varlığı inkar edilen kesimlerin ortaya çıkmıştır, onların sayesinde geniş kitlelere ulaşmıştır. Bu ülkede yıllarda dindarlar ötekileştirilmiştir, bu ülkede kökeninden dolayı insanlar dışlanmıştır. Serkan DEMİRTAŞ-Kadir GÜRHAN

Editör: TE Bilisim