Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (İPCC) tarafından hazırlanmış olan “1,5 Derece Küresel Isınma Özel Raporu” 8 Ekim 2018 tarihinde tüm dünyaya açıklandı (www.iklimhaber.org) . Raporda ortaya konulan görüşlere aşağıda yer verilmiştir. Dünya henüz ortalama 1,5 derecelik sıcaklık artışının etkilerini yaşıyor. Bu artışın etkileri tüm dünyada ve ülkemizde son yıllarda görülmeye başlandı. Orman yangınları artmaya başladı. Aşırı ve şiddetli yağışlar ile sellerin neden olduğu felaketler söz konusu!.. 1,5 derecelik sıcaklık artışının etkisi bugünkünden çok daha fazla ve şiddetli olacaktır. Bu sıcaklık artışları, tatlı su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini ve su kıtlığı riskini arttıracaktır. İnsanlarla birlikte, dünyadaki bitki ve hayvan türleri olumsuz etkilenecektir. Bazı mercan kayalıkları ciddi bozulmalara neden olacaktır. Kara ve deniz yaşamı olumsuz etkilenecektir. Tarımsal üretim düşecek, gıdaya erişim zorlaşacaktır. Yerküre, sanayi öncesi ortalamalara göre, yalnızca 1,5 derece daha ısınırsa, geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüzyüze kalacak. Fosil yakıt tüketimi ile artan sera gazı emisyonları bizi insanlığın şimdiye kadar yüzleştiği en zorlu süreçle karşı karşıya bırakmaya başladı bile!.. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (İPCC) 6000’in üzerinde bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı 1,5 derece Küresel Isınma Özel Raporu, hükümetler tarafından Güney Kore’de onaylandı. Raporda öne çıkan başlıklar şunlardır:
- İnsanlar, dünyanın sanayi öncesi döneme göre, yaklaşık bir derece ısınmasına neden oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik Denizinin ( Kuzey Buz Denizi) erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı.
- Sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5 santigrat derece sınırını geçecek.
- 1,5 derece sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki bir çok kalıcı etkinin önlenmesi anlamına geliyor. Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2010 yılına göre %45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde hızlı ve geniş kapsamlı dönüşümler gerekiyor.
- Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.
- Küresel ortalama sıcaklıklar, sanayi öncesi döneme göre 1 derece eşiğini aştı.