Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından Marriot Otel’de 6.Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi düzenlendi. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da katıldı. Bakan Albayrak,  yenilenebilir enerji kaynakları ve Türkiye’nin rüzgar enerjisi konusundaki çalışmalarına yönelik açıklamalarda bulunarak, ‘’ Özellikle günün ihtiyaçlarını karşılama noktasında YEKDEM 2020'de sona eriyor. Devam edecek misiniz diye soruluyor. Birinci ağızdan söylüyorum; "hayır" devam etmeyeceğiz. YEKDEM o günün koşullarında ciddi bir katkı yaptı ancak miadını doldurdu" dedi. BAKAN ALBAYRAK’A PLAKET Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin 6.’sı gerçekleştirildi. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından düzenlenen kongreye, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) Genel Sekreteri Steve Sawyer, Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği CEO'su Giles Dickson, Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven konuşmacı olarak katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Enerji Bakanı Berat Albayrak’a plaket takdim edildi. ‘’DAHA ÇOK YERLİ DAHA ÇOK YENİLENEBİLİR’’ Türkiye'nin 15 yıllık büyüme hikayesinde enerji sektörünün aslan payına sahip olduğunu ifade eden Albayrak, "Ekonomik olarak büyümenizi desteklemek için bununla giden enerji anlamında da yatırımlarınızı yapmak zorundasınız. Son 15 yılın yaklaşık yüzde 6'lık Türkiye ekonomisi büyümesine, yüzde 6,5'lik enerji sektörü büyümesini eklediğinizde, Türkiye'nin ne kadar büyük bir başarı hikayesi ortaya koyduğunu görebiliyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu. Albayrak, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı bütün küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini ve enerji alanında da artık bir üst lige çıkmak için hedeflerin ortaya konulması gerektiğini vurgulayarak, "daha çok yerli ve daha çok yenilenebilir" prensibi doğrultusunda Türkiye'nin kendi kaynaklarını öncelediğini ve adımların da bu doğrultuda atıldığını kaydetti. ‘’YEKA DÜNYADA SES GETİREN BİR MODEL OLDU’’ Enerjide daha rasyonel modellerle piyasanın karşısına çıkmak için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelinin ortaya konulduğuna dikkati çeken Albayrak, "Bu, birçok anlamda başarılı ve dünyada ses getiren bir model oldu. Bir model, yatırımcıyı, tüketiciyi, endüstriyi, kimi sayarsan say hepsini eşit anlamda, dengeli olarak tatmin etmeli ki sürdürülebilir olsun. Yoksa başkası gelir, bu modeli durdurup başka bir süreç ortaya koyar." ifadelerini kullandı. ‘’TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR KONUMDA’’ Bakan Albayrak, enerji ve maden ithalat faturasının 55 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yenilenebilir kaynaklar alanında önemli bir konumu bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin yatırım kapasitesi, potansiyeli, yatırım teşvikleri ve cazip fırsatlarıyla uluslararası yatırımcılar için cazip modeller ortaya çıkardığını aktaran Enerji Bakanı Albayrak, son 15 yılda bu modeller sayesinde ülkenin büyük bir başarı hikayesi ortaya koyduğunu vurguladı. Bakan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çevresel koşulları, temiz enerji koşullarını da destekleyecek sürecin önünü açmamız gerektiğinden hareket ettik. Özellikle son 2 yılda, sadece 2016'da devreye giren yeni kapasitenin yüzde 55'ini, 2017'de de şu ana kadar yüzde 64'ünü yenilenebilir kaynaklar oluşturdu. Bu, dünyada sayılı bir başarı ve artarak büyümeye devam edecek. Yerli ve yenilenebilir desteğimiz bu çerçevede devam edecek. Rüzgarda geçtiğimiz yıl kurulumda Avrupa'da üçüncü, dünyada yedinci olduk. Bu yıl, bu rakamları hem güneş hem rüzgarda zorlayacağız, hatta geçeceğiz. Tüm bu çerçevede baktığımız zaman önümüzdeki 10 yıl hedefi çizildi. Asgari 10 bin megavat güneş, 10 bin megavat rüzgar yatırımıyla Türkiye'nin enerji portföyünün çeşitlendirilebilmesi noktasında dengeyi sağlıklı kurmak için adımları bu noktada attık. Özellikle günün ihtiyaçlarını karşılama noktasındaki YEKDEM 2020'de sona eriyor. Devam edecek misiniz diye soruluyor. Birinci ağızdan söylüyorum; hayır devam etmeyeceğiz. YEKDEM o günün koşullarında ciddi bir katkı yaptı ancak miadını doldurdu. YEKA'yla daha rekabetçi bir sürece devam edeceğiz. Çünkü hakikaten bu noktada destek ve teşvikler açısından bakıldığında kamu maliyesini de olumlu destekleyecek bir sürece gireceğiz." "YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ" Albayrak, milli enerji ve maden politikası doğrultusunda da bakanlığın adımlarının devam ettiğini, düşük maliyetli yatırım fırsatlarının yatırımcıların üst düzey ilgisini çektiğini söyledi. Türkiye'nin bölgede önemli bir ihracat merkezi olma potansiyelini, enerji sektöründe de güçlenerek artırmaya devam edeceğine değinen Bakan Albayrak, "Bize düşen yol açmak, yatırımcının yolunu açmak. Eski kamu mantığı ile "Her şeyi kamu yapsın", yok öyle bir şey. Biz ortamı iyileştirip yatırımın, yatırımcının önünü açacağız." dedi. Albayrak, YEKA ihalesine dünyadaki en büyük 10 enerji şirketinden 8'inin girdiğini hatırlatarak, bunun Türkiye piyasasının öngörülebilirliği açısından potansiyelini ortaya koyduğunu ifade etti. ‘’YERLİ KAYNAK KULLANIMINI YÜZDE 50’LERE ÇIKARIYORUZ’’ Gelecek yıl sürpriz bazı adımlarla rüzgarda YEKA'ların devam edeceğini açıklayan Enerji Bakanı Albayrak, "Güneşte dünyanın en büyük ihalesini yaptık, önemli adımlar attık. Rüzgarda da güneşte de seneye farklı sürpriz adımlarla devam edeceğiz. Hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Büyüme ve gelişme anlamında piyasayı şaşırtmaya ve "vay be!" dedirtmeye devam edeceğiz." diye konuştu. Bakan Albayrak, bazı çevrelerin kurulu gücün tamamının rüzgar ve güneş olması gerektiğine dair söylemlerde bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Farklı alanlar üzerindeki üretimi inceliyoruz. Yenilenebilir bu açıdan Türkiye'nin enerji arz güvenliği noktasında çok önemli. Şunun altını çok net çizmemiz lazım, 80 bin megavatın yüzde 100'ünü rüzgar yapsın, güneş yapsın diyorlar. Bu, bazılarının bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma ya da ortamı manipüle etmek için oluşturduğu yanlış bilgiler. Baz yükünden, arz güvenliğine dengeli bir şekilde portföyü yönetmek, kullanmak durumundayız. Önceliğimiz enerjide de dışa bağımlılığı düşürmekse yerli kaynakların kullanımında yüzde 30'lardan 40'lara 50'lere çıkıyoruz. Hedef üçte ikiyse yerli ve yenilenebilir altyapıyı geliştirirken bu çerçevede özellikle bu açıdan hepsinden maksimum düzeyde faydalanmamız lazım. Güneşten kömüre, nükleer enerji kaynaklarına ve tabi ki doğalgaza kadar. Tüm bu çerçevede enerjide dışa bağımlılığın minimize edilmesi için önemli bir atılım olacak ve bu çerçevede devam edeceğiz." TEKNOLOJİ TRANSFERİ ALANINDA ÖNEMLİ ADIMLAR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, rüzgarda bekleyen kapasitelerle ilgili olarak kasım-aralık gibi adım atılacağını belirterek, "Bu kapasitelerle ilgili süreci de bu yıl bitmeden tamamlayıp sektörün önünü hızlıca açarak 2018'e çok net ve somut bir şekilde ilerleyeceğiz." ifadesini kullandı. Güneş ve rüzgar enerjisinde yeni modeller üzerinde çalıştıklarını dile getiren Albayrak, "Her kaynağı maksimum verimlilikle kullanmak suretiyle maksimum rekabetin de önünü açmalıyız. Teknoloji transferi ve yerli üretim anlamında da önemli adımlar atılmaya devam edilecek. Geçtiğimiz 15 yıldan çok farklı bir planlamayla 10-20-30 yılı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.   ‘’EN BÜYÜK GÜVENCEMİZ 80 MİLYON’’ Bakan Albayrak, son 15 yıldır milletin kendilerine yüklediği sorumluluğu ileriye taşımaya devam edeceklerini kaydederek, "Birileri, sizin başarı hikayenizi gölgelemek ve gündemi başka noktaya çekmek için toplumun temel değerleriyle taban tabana zıt bir ahlak ve karakterle her türlü yalan, ahlaksızlık, iftira ve en önemlisi her türlü ihaneti yapmaya devam etse de biz zerre prim vermeyeceğiz. Suratlarına en ağır ve en sert demokratik tepkiyi verip işimize devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının tarihi bir iş ve büyük bir proje olduğunu vurgulayan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı: "2006'da devreye aldık. İkincisi gaz, on yıllarca, gaz piyasasını Nabucco diyerek AB'nin hikayelerini anlatarak netice alamadığı tarihi projeyi rafta bırakıp, dünya enerji piyasalarında tarihi adım olan TANAP'ı gerçekleştirdik. Seneye yıl ortasında açılıyor. Bu yılbaşı ilk test gazını basmaya başlıyoruz. Son olarak Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı, modern demir İpek Yolu'nun açılışı da var. Biz ne yapıyoruz, birileri ne yapıyor. Kimse kusura bakmasın biz çalışmaya üretmeye devam edeceğiz. Birileri de hezeyanlarına, bu topluma zıt ihanet iklimine devam edecek. Türkiye, yenilenebilir enerji alanında da dünyada en öndeki ülkelerden biri olmak için üretim teknolojisi, yerlileşme ve kapasite devreye alma noktasında ne gerekiyorsa yapmaya devam edecek. Bu konudaki en güçlü güvencemiz 80 milyon ve bize verdikleri destek." ‘’TÜRKİYE ENERJİ TİCARETİNİN MERKEZİ’’ TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, çevreci bir anlayış ile doğal kaynakları kullanmanın önemini hatırlatarak, ‘’Çevreye önem vermemiz gerekiyor. Bugün tüm değişikliği ile küresel ısınma çevre tahribatının bir sonucudur. Özellikle Türkiye’de başta olmak üzere bütün uluslararası anlaşmalara imza atmış bir ülkedir. Türkiye’nin çevre koruma konusunda çok önemli çalışmaları vardır. Başta ağaçlandırma ve erozyonla mücadele olmak üzere çok önemli çalışmalar yürütmektedir. Artık üretimlerimizi, çevre duyarlılığını dikkate alarak yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla, çevreci bir anlayışla enerji üretmek artık hem ülkemizin hem de dünyanın gündemidir. Yenilenebilir enerjinin, en önemli özelliği, doğal bir şekilde kendisini yenileyebilmesi, yok olmamasıdır. Bunun yanı sıra yenilenebilir enerjinin, çeşitleri çevreye zarar vermeden, bu sayede dışa bağımlılığın azaltılması gibi faydalıdır. Uzun vadede ülkemizin, dışa bağımlılığını azaltacak, yenilebilir enerji, yatırım alanlarından çevresel faktörlere kadar birçok alanda önemli katkılar sağlayacaktır. Bu sayede Türkiye enerji ticaretinde merkez olmanın yanında, enerjide kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna da gelmiş olacaktır’’ ifadelerini kullandı. ‘’TÜRKİYE SON DERECE ÖNEMLİ İMKANLARA SAHİP’’ Pektaş sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konumu ve stratejik konumu göz önüne alındığında, bütün yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanma imkanına sahiptir. Özellikle, hidroelektrik, rüzgar, güneş potansiyelleri bakımından Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, Türkiye’nin son derece önemli imkanlara sahip olduğunu söylemek mümkündür. Türkiye bu konuda büyük hamleler yapmaya başladı. Türkiye’nin gelecek planları ve özellikle 2023 hedefleri kapsamında, yenilenebilir enerji konusuna ayrı bir önem vermesi, bunu kanıtlar niteliktedir. Atılan adımlar neticesinde, Türkiye mevcut yenilenebilir enerji potansiyeline öncelik vermektedir. Bunun en güzel örneği, rüzgar enerjisidir. 2007 yılında Yenilenebilir Enerji Kanunu çıktığı zaman rüzgar enerji kapasitemiz, bugün artmıştır. Tabi bunlar çevre adına çok güzel gelişmelerdir. Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar, büyük ölçekli katılımla, bu yatırımlarla özellikle İngiltere, Fransa ile birlikte 4 ülkeden birisi olmuştur. Bu da Türkiye’nin enerji sektörüne ne kadar önem verdiğinin önemli bir göstergesidir.’’ ‘’10 YIL ÖNCE RÜZGAR SANTRALİMİZ YOK DENECEK KADAR AZDI’’ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz,  Türkiye’nin rüzgar enerjisi konusunda kapasite ve katılım alanlarında büyüme gösterdiğini söyleyerek, ‘’Özellikle yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması yolunda bu yarışa şahitlik etmek bizler için büyük bir gurur. Çok fazla geçmişe gitmemize gerek yok. 10 yıl önce rüzgar santrali kapasitemizin yok denecek kadar az olması böyle bir toplantıya imkan vermiyordu. Geçen yıla oranla, sektörümüz büyüdüğü gibi, katılımcı sayısı da büyüdü. Bugün, Türkiye sahip olduğu potansiyeli doğru şekilde kullanarak rüzgar ekerek, kazanç biçti. Rüzgar enerjisi, ülkemiz ekonomisinin yüzde 8’ini oluşturuyor. Bu rakamları daha yükseklere çekme gayretimiz devam ediyor. Şimdi büyük bir özenle geliştirdiğimiz bu sektör, piyasa koşullarında yaşamaya hazır bir hale geldi. Hiç tereddüt etmeden söylemeliyim ki teşvikler hedefine başarı ile ulaşmıştır. Bugün rüzgar santrali kapasitemiz 186 ayrı tesise ulaşmış durumdadır. Geçtiğimiz dönemde, yaptığımız değişikliklerin, sektörün daha etkin çalışması için hep birlikte gördük. Sizlerin de görüş bildirmesini bekliyoruz. EPDK’nın aldığı kararlarda hep sizlerin görüşlerini aldık. Biz ülkemizin geleceği için hep birlikte gayret sarf ediyoruz’’ dedi. ‘’BUNDAN SONRA ÖNÜMÜZ AÇIK’’ Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, 10 yıl içerisinde Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründe geldiği noktalara değinerek, ‘’Türkiye’de rüzgar enerjisi özellikle son 5 yılda çok hızlı bir gelişim gösterdi. Özellikle 2005’te çıkarılan, yenilebilir enerji ile ilgili kanunlar ve Sayın bakanımızın ortaya koyduğu YEKA modeli ile Türkiye’deki rüzgar sektörü inanılmaz hızlı ilerliyor. Bunu Avrupa ve Küresel Rüzgar Enerjisi Komisyonu’ndan arkadaşlarımız ile değerlendirdik. Bunun yanında sadece rüzgar yatırımları değil aynı zamanda rüzgar endüstrimiz de gelişiyor. Özellik son 10 yılda, 1 Kasım 2007 müracaatlarını hepiniz hatırlarsınız. 1 Kasım 2007 müracaatları rüzgar sektörü açısından bir milattı. Bugün de onun 10.seneyi devriyesi. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde, rüzgar yatırımlarının yanı sıra, ülkemize 7 tane kule üreticisi, 4 tane de türbin kanat üretiminin Türkiye’de yapılması 2 tane de dişli kutusu üreticisi kazandırdık. Bunlar, sektörün, sektör paydaşlarının, kamunun, bakanlığımızın, TBMM’nin ve EPDK’nın destekleriyle gerçekleşti. Bundan sonra da önümüz açık. Önümüzde sektörün beklediği, ihalelerin yapılması, YEKA’ların ne zaman devreye gireceği merak konusu’’ şeklinde konuştu. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim