Bu yıl ikincisi düzenlenen Ekmek Festivali Cer Modern’de Başkentlilerle buluştu. Dünyanın en büyük ekmek festivallerinden olan festivalde Türkiye'nin siyez unlu, ekşi mayalı ekmeklerinin yanı sıra birçok ülkeye özgü ürün ve kültür tanıtıldı. Ruan Fuarcılık ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu iş birliğiyle gerçekleştirilen Uluslararası Ekmek Festivali'nde birçok ülke stantlarıyla festivale konuk oldular. Venezuela, Almanya, Kuveyt, İtalya, Tayland gibi ülkelerin ekmek ve unlu mamullerinin sergilendiği stantlar kurulurken, festivalde Türkiye'nin Vakfıkebir taş fırın, siyez unlu, ekşi mayalı ekmekleri şef aşçılar tarafından festivalde tanıtıldı. Festivalin yapımcısı olan ve ‘Ekmeğe Fısıldayan Kadın’ olarak bilinen Mine Ataman ise gazetemize konuştu. CENNETTE İLK SOFRA Uluslararası Ekmek Festivali 2’nci kez kapılarını Cer Modern’de araladı. Festivalin ilki geçen yıl çok beğenilmişken, 3 gün boyunca ekmeğin hikayesi her yönüyle lezzet severlerle buluşturulmuştu. Bu yıl ise 12-14 Ekim tarihlerinde Ankara Cer Modern’in ev sahipliğinde, zengin içeriğiyle gastronomi meraklılarıyla her çeşit ekmek Başkentlilerle buluştu. Bu yılın teması ise “Milli Ekmek ve Anadolu’nun Ekmek Buğday Mirasının Geleceğe Taşınması” olarak belirlendi. Ayrıca Mine Ataman beklenen kitabı “Cennette İlk Sofra”nın lansmanını da festivalde gerçekleştirdi. Sektörde birçok ilke imza atan Ataman festival boyunca tanıtımını yaptığı kitabı Cennette İlk Sofra hakkında şunları söyledi: “Cennette İlk Sofra; insanın, buğdayın 12 bin yıl boyunca büyürken yaşananlar, çekilen acılar, insanın bazen özden uzaklaşması, kendinden uzaklaşması, sonra yeniden tohumuna inanıp kendisini mayalama çabası ve gelinen noktada modern insanın arayışlara girmesini anlatıyor. Esasında kitap şunu söylüyor, gittiğin her yerde taşıdığın yürek seninse hiçbir şey değişmiyor. Çünkü tohum ve mayalanma çok önemli. İnsanın el izinin yaşam izine dönüştüğü bir hikaye anlatılıyor Cennette İlk Sofra’da. İsterseniz buna buğdayın hikâyesi deyin, isterseniz insanın hikayesi deyin. Her şekilde burada anlatılan hikaye bizim hikayemiz. Bilge kadınların bolca olduğu, bize umut verdiği, heves verdiği hikayelerin anlatıldığı bir kitap.” “BU KİTAP EKME USTALARINA İTHAF EDİLMİŞ BİR KİTAP” Cennette İlk Sofra’yı ne kadar sürede hazırladığını sormamız üzerine Ataman şu cevabı verdi: “Ben 41 yaşındayım ve her soluduğum nefes kitaba bir şey kattı. Tabi zamanında bunların farkında değildim, içerisinde çocukluk anılarımın da yer aldığı şeyleri yazmaya başladığım zaman onlar kalem oldu, sofra kurmaya başladı. 20 yıldır profesyonel anlamda Türkiye’de ekmekçilik yapıyorum. 15 yıl boyunca her gün bir fiil ekmek yapıp sattım. İnsanlarla ekmeği buluşturdum. O anlamda ekmeği, buğdayı, zanaatkarlığı çokça bildim, çok tanık oldum, çok beraber çalıştım. Bu yüzden esasında bu kitap ekme ustalarına ithaf edilmiş bir kitap. Aynı Ekmek Festivalinde olduğu gibi…” Cennette İlk Sofra isimli kitabı hakkında konuşmaya devam eden Ataman sözlerini şöyle sürdürdü: “Kitapta Ademoğlu öylece durdu ve düşündü diye bir bölüm var. Yağmur sen git demişti ve sonrasında arkadan güneş geldi, biraz ısındı ve yaralarına merhem oldu. Bu kitap da biraz öyle bir kitap. Buğdayın insanla olan büyük 12 bin yıllık hikayesi insana iyi gelecek diye düşünüyorum. Çünkü o artık kaleme dokundu, sofraya geldi.” “EKMEK FESTİVALİNİN YAŞI 2 YILLIK AMA 20-30 YILLIK GİBİ” Bu festivalin gerçek ekmek ustalarına, geleneksel fırıncılara ve endüstriyel fırıncılara yani sektörün tüm paydaşlarına hitap ettiğini söyleyen Ataman gazetemize festival ile ilgili şunları anlattı: “Ekmek Festivalinin yaşı 2 yıllık ama sanki 20-30 yıllık bir festival gibi. İçi dopdolu. Türkiye’de yarattığı etki çok büyük, dokunduğu insan çok büyük. Bugün burada aslında sektörün her paydaşları var. Bunlar ekmekçi uncu, makineci, ekmeği önemseyen, sağılığını önemseyen daha da önemlisi insanı önemseyen herkes festival alanında. Bu festival bundan dolayı çok önemli.” Festival boyunca iki heyecanı birden yaşadığını ifade eden Ataman, “Hem ortağı olduğum Uluslararası Ekmek Festivali’nin insanlara kapılarını açıyoruz hem de bugün doğan kitabımın doğumuna tanıklık ediyoruz. Bence insanlık da bugün yeniden doğdu. 12 bin yıllık insan bugün yeniden bilge bir kadının kelimeleri ile kurduğu sofra ile cennette ilk sofrayı kurarak yeniden doğdu. Bu anlamda biz çok keyifliyiz, mutluyuz. Umarım bu kitap bolca okunur, herkese şifa kaynağı olur” dedi. ‘MİLLİ EKMEĞİMİZ YOLDA, DÜNYAYA GİDİYOR’ Ekmek Festivali’nin teması hakkında konuşan Ataman festivalin temasına ilişkin şunları söyledi: “Geçen yılki temamız sağlıklı ekmekti. Bu yıl iki temamız bulunuyor. Birincisi ‘sağlıklı ekmek her sofraya girmeli’, ikincisi ise ‘Milli ekmeğimiz yolda, dünyaya gidiyor’. Milli ekmek çok önemli, çünkü yerel tohumlarla yapılmış milli ekmeklerimiz, binlerce yılın el izi, zanaatkarlığı olan Vakf-ı Kebir ekmeği, Kastamonu ekmeği, yerel tohumlar inovatif çalışmalarla ve Tarım Bakanlığı ile yapılan çalışmalarla milli ekmek yolda, dünyaya gidiyor. Bu festivalin bu yıl ki en önemli teması ise bu. Sadece ekmeği konuşmayacağız bundan sonra. Milli ekmeklerimizin hikayesi, masalı, lezzeti, zanaatkarlığı ile bundan sonra belki de Amerika’da bir markette karşımıza çıkacak. Belki Uzakdoğu’da bir yerlerde bizim soframızı lezzetlendirecek.” “DOĞRU EKMEK 20 TL VE TÜRKİYE’DE MİLYONDA BİR TÜKETİLEBİLİYOR” Ekmek alırken ya da tüketirken nelere dikkat etmemiz gerektiği hakkında önerilerde bulunan Ataman şu tavsiyelerde bulundu: “Ekmekte tam tahıl çok önemli. Ekşi maya ile yapılması da önem arz ediyor. Ayrıca insanların yediği ekmeği haftada bir değiştirmesi de önemli faktörlerden birisi. Herhangi normal bir fırının doğru ekmek diye tanımladığımız ekmeği yapabilir hale gelmesi için bu festival önemli biraz da. Herhangi bir ailede kurulan sofrada çocukların tam tahıllarla yapılan ekmekleri öğrenmiş olup, o lezzete vakıf olmaları ve bu lezzeti sofralarına kurabilmeleri çok önemli. Çünkü doğru ekmek 20 TL ve Türkiye’de milyonda bir tüketilebiliyor. Yanlış ekmek 1 TL ve herkes tüketiyor. Bu algı çok yanlış. Bu yılın temalarından da olan doğru ekmeğin sofralara girebilmesi çok önemli.” Türkiye’de insanların yüzde 80’inine yakınının günlük enerjilerinin yaklaşık yüzde 70’ini ekmekten sağladıklarını belirten Ataman son olarak şunları söyledi: “Çocuklar, yetişkinler ve hamililer dahil herkes. O yüzden ekmek meselesi, memleket meselesi. Sırf bu yüzden doğru ekmeğin ne olduğunu öğrenmek gerekiyor. Çünkü doğru ekmek esasında doğu gelecek de demektir.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim