Evrim Balıkçı’nın Yaşam Koçluğu hikayesi Yaşam Koçu Evrim Balıkçıyla söyleşimizin ikinci bölümünde EFT, beslenme sağlık ve yaşam bütünselliği üzerine sohbetimize devam ettik. Gandhi’den alıntı yapan Evrim Balıkçı, “Dünyada görmek istediğin değişikliğin kendisi ol” sözünü hatırlattı. EFT nedir? EFT (Emotional Freedom Techniques - Duygusal Özgürlük Tekniği) binlerce yıldır kullanılan akupunktur ve akuspresuradan temel alınan iğnesiz akupunktur yöntemidir. Başta duygunun ölçüldüğü özellikle kurtulmak istenilen korkular, negatif duygular, öfkeler affetme uygulamalarında EFT’yi çok yoğun kullanırım ben. Belli noktalara vuruş yapılıyor ama önce bir duyguyu ve negatif enerjiyi değiştirmek için önce onu kabul etmemiz gerekir. Kabul ettiğiniz şeyi değiştirmeye karar verebilirsiniz. EFT’yi anlatmak çokta kolay değildir internette, EFT’nin günlerce süren eğitimleri olabiliyor. Ve kalıp cümleler kullanılır EFT’de, kişinin ihtiyacına uygun önce tespit ettiğimiz negatif cümleyi söylüyoruz sonra “buna rağmen” diyerek ilk kısmı iptal ediyoruz yerine olumluyu koyuyoruz. Bilinçli yapılan bilinçaltı çalışmasıdır. O anda kişide o bilinçaltındaki durumu değiştirir, duygunun bedenden atılımını sağlar. Negatif duygular korkular, geçmişten gelen yükler affedilmemişse, bu çalışmalar yapılmamışsa bu enerji noktalarında tıkanıklık olur. Biz bu enerji noktalarına vuruş yaparken oradaki duyguyu boşaltıp yerine olumlusunu koyuyoruz. Hem de vücutta biriken geçmişten gelen o duygunun negatif birikimini ve tıkanıklığını da vuruşlarla açmış oluyoruz. Dolayısıyla vücut ve zihin rahatlıyor. Ben biraz da EFT’yi NLP yöntemleriyle de birleştirerek yapıyorum. Kişiler EFT’yi tek başına uygulayabilir mi? EFT’nin hiçbir zararı yoktur. Belki tek başınıza yaparsınız bir uzman kadar hızlı sonuç alamayabilirsiniz. Ama yine de duygu rahatlamasını sağlarsınız ve yaptıkça da ustalaşırsınız. İnternette bu konuda çok video var. Kişi bunları izleyerek kendi kendine yapabilir. Özellikle EFT’yi uzman olmadan kendi kendine yapan kişiler, günlük olaylarda yaparsa çok kolay sonuç alır. Mesela bugün birisi sizi incitti siz de kendinizi ifade edemediniz. Hemen EFT’sini yapın o anda ondan kurtulmuş olursunuz. Öfke birikmemiş olur. En azından kişiler kendi kendilerine bugün yeni duygu birikimi olmaması adına uygulayıp olumsuz duygudan kurtulmuş olurlar. Bu aynı zamanda kendine, duygularına zaman ayırmaktır. Günümüzde NLP, EFT ya da birçok spritüal tekniğin merak uyandırması, çok takip edilmesinin sebebi nedir? Aslında kendimize yöneldikçe, duygularımızı dinledikçe çözüyoruz her şeyi. Ama günümüzde insan duygularından kaçmaya programlı maalesef, duygulardan kaçıyoruz. Bastır, ört, eğlen, televizyon izle, kalabalığa karış, arkadaşlarınla buluş… Ama yalnız kalma!… İnsan zaten kendi duygularını dinlemediği için bugün bu kadar çok huzursuz hissediyor kendisini. Psikolojik sorunların, depresyonun günümüzde artmasının nedeni sistemin ve kapitalist düzenin insanı oyalaması, kendinden uzaklaştırmasıdır. Modernliğin beraberinde getirdiği böyle anormal durumlar var ve şimdi Post Modern dönemde daha çok sadeleşmek, kendine dönmek, daha çok ruhsal çalışmalar ağırlık kazanmaya başladı. Batıda Yoga, meditasyon ya da içsel çalışmalara önem verilmeye başlandı. Uzak doğudan etkilenerek uzak doğuya seyahatler batı dünyasında da gündeme gelmeye başladı. Yani huzursuz ve mutsuz olan insan bir şekilde çözüm arayışına giriyor. Sitem ne kadar bizi belli oranda kendimizden uzaklaştırıp sorunlardan kaçışa yöneltmiş olsa da insan o sorunlardan gerçekten kurtulmak istiyor ve çözüm arayışına odaklanıyor. Bu tekniklerin ve çalışmaların nedeni de bu arayıştır. Bütün bu güzel yöntemlerden bahseden zihin ve beden bütünlüğü için insanlara el uzatan Evrim Balıkçı nasıl yaşıyor peki? “Dünyada görmek istediğin değişikliğin kendisi sen ol” der Mahatma Gandhi. Elbette ben hep pozitif kalıyorum daima muhteşemim demiyorum. Benim de sorunlarım oluyor ama oradan çıkmam çabuk oluyor. İki yıldır yoga yapıyorum; kendi içine dönmek kendini fark etmek, zihnini kontrol etmek Yogayla mümkün oluyor. Çok severek yapıyorum, daha önce sporcu bir kimliğim olmamasına rağmen bugün Yoga’nın bana kattıklarını yaşıyorum. İnsanın kendine değer vermesi kendine zaman ayırmasıdır. Yoga olmasa bile kişinin yeteneğine uygun bir spora yönelmesi çok şey katıyor insana. Belki her gün yapamayabilirsiniz, haftada bir kere yaparsınız ama önemli olan “ben yapamıyorum” diyerek onu hayatından çıkarmamaktır. Sonra şunu söyleyebilirim kendi hayatımla ilgili; bağımlılıklara gelirsek eskiden sigara içen bir insandım ve bugün kullanmıyorum. Bağımlılıklarımızdan kurtulmak gerekiyor. İlişki bağımlılığı, kahve bağımlılığı her şey olabilir bu. Sağlıklı ruh hali, pozitif düşünmek bütünseldir. Bedeninize verdiğiniz özen zihinden ayrı düşünülemez. Aynı zamanda Vegansınız değil mi? Evet. Spritüal konular ve uygulama diyorsak eğer, duyarlılık, adalet ve arınmak diyorsak yoga gibi veganlıkta bu konularla doğrudan alakalıdır. Ben buna, katı gelebilir ama “damak tadı bencilliği” diyorum. Verileri gösterdiğinde, biraz araştırdığında insanlar hak veriyorlar vegan yaşam tarzının haklılığına, ama “o damak tadından vazgeçemem” diyor. “Balık yemeyecek miyim”, “etten vazgeçemem” diyor. Ben de bir hayvanın yaşamının o bir anlık damak tadından daha kıymetli olduğunu söylüyorum. Eğer kendimizi aşmaktan bahsediyorsak, kendimizi geliştirmekten ve tekamülden bahsediyorsak, ruhsal olgunluktan bahsediyorsak burada en önemli nokta kişisel gelişimde egonun terbiyesi, egoya hakim olmak, dinimizde de bu nefse hakim olmak diyoruz. Dolayısıyla veganlık, nefse hakim olmaktır bu anlamda ve söylediğini uygulamayı gerektirir. Gönüllü oruçtur vegan yaşam tarzı. Ve bunu adalet ve merhamet için yaparsınız. Tüm bu yaşam tarzınız koçluk tarzınızı, danışanlarınızı da etkiliyor mu? Ben bir uzmandan yardım alacaksam, nasıl bir insan olduğuna, nasıl empati kurduğuna bakarım. Ben çok danışan almıyorum, az kişiyle ilerliyorum çünkü bana göre bir saatlik seans haftada 45 dakika çok azdır. Genelde koçluk ya da bu tip destekler “seans doldu bitti kalanını sonra görüşürüz” olmamalı. Danışan görüşmeden bir sorununu çözdüğünü hissederek ayrılması gerekiyor. Benim de içime sinmesi gerekiyor çalışmanın ve seansın. Bütün bunları uygulamaya çalışan bir Yaşam Koçuyum. Ben ön görüşme yapıyorum, bana gelen danışanlarımla, ona yardımcı olabilir miyim yoksa onun sorunu için bir psikoloğa mı gitmesi gerekiyor. Bunları konuştuktan, belirledikten sonra ilerliyoruz. Ama ilerlediğimiz süreçte de o uyumu hissetmezsem ya da faydalı olduğunu görmezsem keserim görüşmeyi. Yani burada amaç sadece fayda sağlamak olmalı ve gerçekten maddiyat ikinci boyutta kalmalı, bu işi severek yapıyor olmanız, ruhsal doyum almanız lazım, insanların hayatlarındaki o değişimi ve iyi süreci gördükten sonra zaten her şey çok yolunda ilerliyor. İnsanlar da motive olarak ilerliyorlar. Zaman sınırlaması yapmıyorum. En kısa seansım iki saat sürüyor benim, ayda altı saat çalışıyoruz somut olarak, aralarda ihtiyaç duyarsa kişi telefon desteğiyle yine irtibatta kalıyoruz. Danışan o koçluk sürecinden o yoldan tek başına kalıp kopmasın diye hayatını da gözlüyorum ve yine desteğe devam ediyorum. Söyleşi Atlas YANAR Fotoğraf Rozita Merve Hamidi Evrim Balıkçı Web Sayfası: http://evrimbalikci.com/ Youtube:https://www.youtube.com/user/evrimbalikci
Editör: TE Bilisim