Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan, dernek faaliyetlerini ve Ankara’nın simgesi olan kültürleri gazetemize anlattı. Başkent’in en köklü derneği Ankara Kulübü Derneği’nin, şehrin maddi ve kültürel miraslarına sahip çıktığına değinen Dernek Başkanı Dr. Metin Özaslan, ‘’Derneğimiz, Ankara'nın ve Ankaralıların güncel sorunlarının da yakın takipçisi olma gibi büyük ve önemli bir sorumluluğu taşımaktadır’’ ifadelerini kullandı. Ankara Kulübü Derneği’ni tanıyabilir miyiz? Ankara Kulübü Derneği, 1932 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Seymenlik Geleneğini ve 27 Aralık Ruhunu Yaşatın” talimatıyla önce “Ankara Kulübü” adıyla kurulmuştur. Derneğimizin kurucuları, Seymenlik Geleneğini 19’uncu yüzyıldan 20’nci yüzyıla taşıyan ve Mustafa Kemal’i 27 Aralık 1919’da coşkulu Seymen Alayı töreniyle karşılayan “Ankara Seymenleri” ile Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nda sayısız katkıları olmuş, Ülkemizin bağımsızlık mücadelesi tarihine isimlerini altın harflerle yazdırmış dönemin “Ankara Önderleridir’’. 1947 yılında Dernekler Yasasının çıkmasıyla birlikte, Ankara Kulübü, başta Vehbi Koç olmak üzere Cumhuriyet döneminin ikinci kuşak Ankaralı önderleri tarafından, “Dernek” olarak tescil edilmiş ve “Ankara Kulübü Derneği” adını almıştır. Bir Milli Mücadele ve Cumhuriyet Kurumu olan Ankara Kulübü Derneği, 1990 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kamuya Yararlı Dernek” olarak ilan edilmiştir. Ankara Kulübü Derneği, Ankara’nın en köklü sivil temsilcisi olduğu gibi, ülkemizin de en eski sivil toplum kuruluşları arasında yer almaktadır. Ankara’ya ait kültür ve geleneklerimizin yaşatılması için birçok faaliyette bulunuyorsunuz. Başlıca bu faaliyetlerinizden söz eder misiniz? Ankara Kulübü Derneği, başta Atamızın ve Atalarımızın emaneti olan “Seymenlik Geleneğini ve 27 Aralık Ruhu”nu titizlikle yaşattığı gibi, Başkent Ankara’nın tarihi ve geleneksel değerlerine, geleneksel kimliğine, bugününe ve gelecek vizyonuna ilişkin her alanda geniş kapsamda çalışmalar yapmaktadır. Ankara'nın ve hatta ülkemizin ilk derneklerinden biri olan Ankara Kulübü Derneği, Ankara kültürü, tarihi, gelenekleri ve kent kimliği ile Seymenlik geleneğine ilişkin değerlerin araştırılması, yaşatılması, aslına uygun olarak korunması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile kurulmuştur. Dernek ayrıca, Ankaralıların Seymen ve Bacıeren kültürünü ön plana çıkararak, düşünsel ve kültürel alanlardaki gelişmelerini, aralarında sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamayı, Ankaralılık ve Ankara’nın ilçelerinde şubeleri olan Derneğimiz kurulduğu günden bu yana Seymenlik geleneği başta olmak üzere Ankara’mızın geleneksel ve tarihi değerlerinin yaşatılması amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu amaçla Dernek Genel Merkezimiz ve Şubelerimizde gençlerimize Seymenlik kültürü ve halk oyunları eğitimi verilmektedir. Derneğimiz ayrıca Bacıeren ekiplerimizle, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği koralarımızla, beş adet Ankara araştırmaları merkezimizle, üç ayda bir çıkan “Başkent Ankara Dergisi” ile Ankara konulu kitap çalışmalarımızla her alanda faaliyetlerini sürdüren üretken bir sivil toplum kuruluşudur. Bunlara ek olarak, Derneğimizin düzenlediği çok sayıda sempozyum, panel, konferans, söyleşi, çalıştay, kurultay ile koleksiyon ve resim sergileri, Derneğimize bir “Ankara Akademisi” işlevi kazandırmıştır.  Derneğimiz tarafından ayrıca başta şehit yakınları, gazilerimiz ve onların yakınları, engelliler, dezavantajlı toplum kesimleri, eğitim, sağlık ve sosyal yardımlar gibi alanlarda sosyal sorumluluk projeleri yürütülmektedir. Mehmedim Projesi bunlardan biridir… Derneğimiz bunların dışında Başkent Ankara’nın kültürel değerleri, mimarisi, doğası, altyapısı, beşeri sermayesi, ekonomisi ve diğer alanlarda gelişmesi ve tanıtılması konularında uluslararası düzeyde bilim, kültür ve sanat faaliyetleri de düzenlemektedir. Bu kapsamda “5-13 Ekim Uluslararası Başkent Ankara Haftası” uluslararası boyutta düzenlediğimiz etkinliklerimiz arasında yer almaktadır. Ankara Kulübü ayrıca, Anadolu’yu yurt, bizi biz yapan ve birçoğunun kökü, kaynağı Orta Asya olan çok sayıda geleneği yaşatan yegâne dernektir. Seymen Alayı ve Kızılca Gün gelenekleri başta olmak üzere; Sinsin, Saya Gezmesi, Ferfene, Anadolu Bacıları (Bacıeren), Seyirlik Oyunlar, Halk Edebiyatı, Tören Yemekleri gibi köklü gelenekleri yaşatmaktadır. Yine Anadolu’nun köklü kurumları olan Ahi ve Eskiçeri kurumları ile bunların devamı olan Anadolu’nun tüm yiğitlik kuruluşlarına, Anadolu erlerine de ev sahipliği ve önderlik yapan bir kurumdur. Ankara Kulübü Derneği olarak Saya Gezmesi geleneğimizi köylerimizle, beldelerimizle, ilçelerimizle, kırsal kesimlerimizle dayanışma içinde her yıl ayrı bir yerleşim birimimizde olmak üzere kutlamaktayız… Saya Gezmesi etkinliği kapsamında yine binlerce yıllık köklü geçmişi olan geleneklerimizi de yaşatmaktayız. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Seymen Alayı Geleneği, Sin Sin Geleneği, Anadolu Bacıları (Bacıerenler) Geleneği, Seyirlik Oyunları Geleneği, Halk Müziği, Halk Oyunları, Halk Edebiyatı (Saya Manileri, Türküleri vb.) Gelenekleri ve Tören Yemeği Geleneği. Yine Saya Gezmesi etkinliği kapsamında köylerimizin sorunlarına, yerel değerlerine ve potansiyellerine de kamuoyunun dikkatini çekmekteyiz. Ankara Kulübü, ayrıca, Türkiye'nin kalbi olan Başkent Ankara’mızın maddi ve kültürel her türlü mirasını koruyup geliştirmeyi bir görev bildiği gibi, Ankara'nın ve Ankaralıların güncel sorunlarının da yakın takipçisi olma gibi büyük ve önemli bir sorumluluğu taşımaktadır. Bu kapsamda Ankara'nın ve Ankaralıların kentsel yaşama ilişkin her türlü sorunu aynı zamanda Ankara Kulübünün de çalışma konuları arasında yer almaktadır. Ankara Kulübü aynı zamanda “Ankara Akademisi” niteliğinde bilimsel çalışmaları ile bir “Ankara Yayınevi” kimliğiyle Ankara üzerine yayın çalışmalarını sürdürmektedir. Ankara Kulübü Seymenleri ve Bacıerenleri ise başta “27 Aralık 1919 Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi” yıldönümü olmak üzere, “13 Ekim 1923 Ankara’nın Başkent Oluşu” ve “5 Ekim 1922 Atatürk’ün Ankara Hemşerisi Oluşu” gibi Ankara’nın özel günlerinin yıldönümlerindeki törenleri ve anma programlarını gerçekleştirirler. Ayrıca tüm milli bayramlara, kamu yararına düzenlenen çok sayıda faaliyete, anma günlerine ve kültürel etkinliklere katılım sağlarlar. Derneğinizin Genel Merkezi olan Ankara Konağı ile Abidinpaşa Köşkü’nü anlatır mısınız? 16 Mayıs 2015 tarihinde hizmete giren Ankara Konağı, Başkent Ankara’nın ve Ankaralıların sivil temsilcisi olan Ankara Kulübü Derneği’nin mülkü olup amblemi, dünyada sadece Ankara Gölbaşı’nda yetişen “Sevgi Çiçeği’’dir. Ankara Konağı; Ankara Kulübü Derneği Genel Merkez Binası,  Ankara Araştırmaları Merkezleri, Ankara vakıfları ve ilçe derneklerinin merkezleri, Başkent Ankara Dergisi Ofisi, Ankara Yemekleri Lokantası, Ankara Hediyelikleri Dükkânı, kına-düğün ve toplantı salonları, kır bahçesi ve Ankara manzaralı teraslardan oluşmaktadır. Başta “Seymenlik Geleneği” ve “27 Aralık Ruhu” olmak üzere, Ankara’nın ve Ankaralıların tarihi değerleri, yerel özellikleri, gelenek-görenekleri, etnografyası, el sanatları, mutfak kültürü bu mekânda yaşatılmakta ve tanıtımı yapılmaktadır. Konak, Ankara’ya ilişkin objeler, resimler, fotoğraflar gibi koleksiyon malzemelerinin sergilendiği bir “Ankara Kent Müzesi” olarak da işlev görmektedir. Ankaralıların sivil toplum, bilim, sanat, sergi ve kültür merkezi olan Ankara Konağı, Ankara kent kimliğinin ve Ankaralılık ruhunun en özgün şekilde yaşatıldığı, Ankara’nın değerlerinin tanıtıldığı ve gelecek kuşaklara aktarıldığı, başta Başkentli hemşerilerimize olmak üzere, Başkentimize ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere Ankara’nın tanıtımının yapıldığı önemli bir uğrak yeridir. Derneğimizin önceki Genel Merkezi olan Tarihi Abidinpaşa Köşkü ise yine bir “Ankara Kültür ve Sanat Evi” olarak işlev görmektedir. Dönemin Ankara Valisi olan Abidin Paşa tarafından 1880'li yıllarda yaptırılan Abidinpaşa Köşkü, Ankara'nın en önemli tarihi eserlerinden birisidir. 1 Temmuz 1920 yılında ise resmi adıyla "Zabit Namzetleri Talimgâhı” olarak Milli Mücadele Ordusuna subay yetiştirmek üzere hizmete girmiştir. Kurtuluş Savaşı döneminde İstanbul'dan ve Anadolu’dan gelen askeri öğrenciler burada kalmış ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk harp okulunun temelleri bu binada atılmıştır. Çankaya Belediyesi'nin mülkiyetinde olan ve bulunduğu semte de adını veren Abidinpaşa Köşkü, uzun yıllar Ankara Kulübü Derneği Genel Merkezi olarak işlev görmüştür. Günümüzde ise bu tarihi bina geçmişine yakışır bir mizansenle "Ankara Kültür ve Sanat Evi” olarak Ankaralıların hizmetine sunulmuştur. Milli Mücadele döneminde “teğmen” eğitimi verilen bu binada bugün “seymen” eğitim çalışmaları sürdürülmektedir. Ankara Kulübü olarak ‘Seymenler’ kültürünü yaşatıyorsunuz. Bu kültürü bir de sizden dinleyebilir miyiz? Seymenlik Geleneği Ankara’nın yerel kimliğinin en önemli ögesi olup Ankaralılar için tarihi, kültürel ve sembolik anlamı büyüktür. Bir sivil inisiyatif kurumu ve savunma birimi olan Seymenlik geleneği, Orta Asya “Sökmen” geleneğinin Horasan, Anadolu ve Balkanlar’daki devamıdır. Tarihi kaynaklarda Sökmen; “kahraman, yiğit, savaş saflarını yaran öncü kuvvetler veya kervanları koruyan muhafızlar” olarak tanımlanır. Sökmen geleneği Horasan bölgesinde “Segban” geleneğinin oluşmasına da kaynaklık etmiştir. Anadolu’nun yurtlaştırılmasında önemli roller üstlenmiş olan Seymenlik geleneğinin Ankara’da en rafine şekilde kurumsallaşmasında 13 ve 14’üncü yüzyıllar Anadolu’sunda önemli bir toplumsal güç olan Ahilik Kurumu ile bu dönemlerde Ahiler’in en güçlü olduğu şehir olan Ankara’da kurdukları ve bir nevi “cumhuriyet idaresi” niteliği taşıyan “Ankara Ahiler Devleti”nin etkisi büyüktür. Ankara Ahilerinin Seyfi (Kılıç) kolu olan Seymenler, Yiğit Alayları, Esnaf Alayları kurarak bu devletin savunma birimlerini oluşturmuştur. Bir Anadolu Eri, bir Ankara Yiğidi ve bir Eskiçeri kurumu olarak Seymenlik Geleneği, Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşuna da öncülük etmiştir. Seymenlik Geleneğinin en önemli özellikleri “Seymen Alayı” ve “Kızılca Gün” Gelenekleridir. Seymenlik Geleneğinin bir diğer önemli özelliği de, Kızılca günlerde devlet kurma ve lider seçme geleneği olan “Seymen Alayları”dır. En son Seymen Alayı ise 27 Aralık 1919’da kurulmuştur. 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ü 3000 atlı 700 yaya Seymenden oluşan büyük bir Seymen Alayı ile karşılayan Seymenler ve Ankaralılar, Büyük Seymen Alayının düzenlendiği bu tarihi günü, karanlık bir dönemi kapatıp, aydınlık bir geleceğe geçişi müjdelediği inancıyla "Kızılca Gün" olarak tanımlarlar. “Davul, Sancak ve Seymen Alayı” sembolleriyle Kızılca Günler aynı zamanda yeni bir devletin kuruluşunu ve yeni bir liderin seçilişini müjdeleyen günlerdir. “27 Aralık 1919”da binlerce Seymen ve on binlerce Ankaralının oluşturduğu Seymen Alayı ile Mustafa Kemal, Türk Bağımsızlık Hareketinin yeni Lideri olarak seçilmiş ve “fiilen” o gün yeni bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Ankara Kulübü olarak ‘Bacıerenler’ Geleneğini yaşatıyorsunuz. Bu kültürü bir de sizden dinleyebilir miyiz? Bacıerenler, diğer adıyla Anadolu Bacıları (Bacıyan-ı Rum) Teşkilatı, 13’üncü yüzyılda Ortaçağ Anadolu’sunda doğmuş ve dünyada modern saiklerle kurulmuş ilk kadın örgütlenmesidir. Anadolu Bacılarının lideri, Milli filozofumuz Ahi Evren’in eşi Fatma Bacı’dır. Merkezi ise Ankara’da, Polatlı-Sincan ilçe sınırlarında yer alan ve adını Anadolu Bacılarından alan Bacı Nahiyesidir. Bacı Nahiyesinde Fatma Bacının, tarihi Camii ve Türbesi yer almaktadır. Anadolu Bacıları; kaç-göç bilmeyen, çarşıda-pazarda, tezgâh başında, üretimde, hayatın hemen her alanında yer alan aydınlık yüzlü Türk kadınlarıdır. Bacıerenler aynı zamanda savaşçı kadınlardır. Doğu’dan Moğol, Batı’dan Latin istilalarına karşı Anadolu’nun yiğitçe savunulmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşundaki işlevleri tüm tarihçiler tarafından vurgulanmaktadır. İlk akademik tarihçimiz Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü, Anadolu Bacılarını Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran Anadolu Gazileri, Anadolu Ahileri ve Anadolu Abdallarıyla birlikte dört büyük toplumsal güçten biri olarak ifade eder. Dönemin ünlü Arap Gezgini İbn-i Battuta ise Seyahatnamesinde Anadolu kadınlarının hayatın her alanında yer aldığını ve toplumsal statülerinin çok yüksek olduğunu hayranlıkla anlatır. Ahi gelenekleri yüzyıllar boyunca zayıflayarak da olsa devam etmiştir. Ancak, Ahilerin kadın kolu olarak da nitelendirilen Anadolu Bacıları geleneği ise zaman içerisinde unutulmuş ve haliyle Anadolu kadınlarının toplumsal statüsü süreç içerisinde gerilemiştir. Ankara Kulübü Derneği, Anadolu Bacıları geleneğini yaşatmak amacıyla “Bacıerenler Kolu”nu oluşturmuştur. Derneğimiz, halk müziği ve halk oyunları başta olmak üzere, tüm toplumsal-kültürel boyutlarıyla bu köklü geleneği araştırarak, geliştirerek yaşatmayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı hedef olarak belirlemiş ve bu amaçla çalışmalarını sürdürmektedir. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim