Ulus Atatürk Heykeli önünde bir araya gelen DİSK üyeleri, ‘Belediye işçilerine kadro istiyoruz, ekonomik krizin yükünü çekmeyeceğiz’ konulu basın açıklaması yaptı. DİSK Genel İş Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında sık sık ‘ilave tediye hakkımızı istiyoruz’ sloganı atıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Genel İş Sendikası Başkanı Remzi Çalışkan, ekonomik krizin yükünü çekmeyeceklerini, ücretlerin arttırılması gerektiğini ifade etti. Remzi Çalışkanın yaptığı basın açıklamasının satır başları şöyle: “YÖNETENLERİN GÜNDEMİNDE İŞÇİ VE EMEKÇİLER YOK” “Çalışma yaşamına, işçilere, emekçilere ilişkin sorunlar dağ gibi büyürken ülkeyi yönetenlerin gündeminde işçiler ve emekçiler yok. Bugüne kadar mevcut sorunlarımıza ve taleplerimize yönelik olumlu iyileştirici hiç bir adım atılmış değil. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı 100 günlük eylem planında işçilerle, emeğiyle geçinenlerle ilgili en ufak bir söylem de görememiştik.  Ekonominin gidişatı gösteriyor ki bir bütün olarak ülke bir felakete gitmekte ve bu felaketin yükü işçilere ve emekçi halka ödetilmektedir” “EKONOMİK KRİZİN TEMEL NEDENİ PİYASA EKONOMİSİDİR” “Söyledik yine söylüyoruz; ekonomik krizin temel nedeni piyasa ekonomisidir, tüketim üzerine kurulu sermaye düzenidir.  Krizlerden etkilenmemek için yapılması gereken istihdam sağlayan üretim ekonomisidir. Uygulanan ekonomik politikalar sonucunda bugün: İşsizlik 6 milyonu aştı ve çok büyük bir sosyal ve toplumsal sorun haline geldi. Artık her evde bir kaç işsiz var. Genç işsizliği artıyor, üniversite mezunu işsizlerin sayısı artıyor, kadın işsizler alabildiğine yüksek boyutta geldi.” “YEREL YÖNETİM HİZMETLERİ KAMU HİZMETİ DEĞİL MİDİR?” “Belediyelerdeki taşeron şirket işçilerini belediye şirketi işçiliğine mahkum etmek adaletsiz, haksız ve ayrımcı bir uygulamadır. Soruyoruz: Merkezi idarede taşeron şirketlerde çalışan işçiler kamu hizmetlerinde çalıştıkları için kadroya alınmışlarsa yerel yönetimlerde çalışan işçiler hangi nitelikte hizmetlerde çalışıyorlar ki hala kadro dışında bırakılıyorlar? Yerel yönetim hizmetleri kamu hizmeti değil midir? Ne yaptılar? İşçilerin hakkettiği kadroyu vermedikleri gibi,  geçişi yapılan tüm işçilerin özgür toplu sözleşme yapma haklarını da gasp ettiler. İdarelere ve şirketlere geçişi yapılan taşeron şirket işçilerinin özgür toplu sözleşme hakları 2020’ye kadar askıya alındı. Yüksek Hakem Kurulu’nun (YHK) belirlediği komik artışlarla işçiler 2020 ye kadar açlık ve sefalete mahkum edildiler.” “ÖZGÜR TOPLU SÖZLEŞME YAPABİLME HAKLARI SAĞLANMALI” “YHK tarafından ilan edilen ve 1 Ocak 2018- 30 Haziran 2020 arası dönemde 6’şar aylık dönemler için ilan edilen çıplak ücretlere yüzde 4 oranında yapılan artışlar, %20’ ye yaklaşan yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında işçileri ve ailelerini açmaza sürüklemiştir. Yüksek enflasyonun ve TL’nin yaşadığı tarihi değer kaybının da tetiklediği hayat pahalılığı karşısında işçi ücretleri mum gibi erimiş, işçilerin reel ücretlerinde erime yüzde 20’lere dayanmıştır. Kamuya geçiş yapan yaklaşık 1 milyon işçi ile birlikte, tüm işçilerin ücretlerine ek zam yapılmalı, geçiş yapan işçilerle ilgili sınırlandırmalar ortadan kaldırılmalı ve özgür toplu sözleşme yapabilme hakları sağlanmalıdır.” “Bugün belediye şirketlerinde çalışan işçiler ilave tediye ödemelerini dahi alamamaktadır. Bu adaletli, hakkaniyetli bir tutum değildir. Belediye şirket işçileri de 52 günlük ilave tediye ödemesinden yararlanmalıdır. Birileri bu haksızlıklara övgüler dizebilir. Ama biz bu yapılanlara haksızlık ve adaletsizliktir diyoruz ve giderilmesini talep ediyoruz. Belediye şirket işçilerine hakkettikleri kadroyu talep ediyoruz. Ve diyoruz ki; Gerek önceden belediye şirketlerinde çalışan, gerek taşerondan belediye şirketlerine geçirilen bütün işçilerin hakkettiği kadroyu alana kadar mücadelemizi ısrarla ve inatla sürdüreceğiz. Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz bir konuda OHAL döneminde gerçekleşen haksız ve hukuksuz işten çıkarmalardır. Bugüne kadar bir yandan emek mücadelesini sonuna kadar sürdürürken bir yandan da ülkenin geleceği için demokrasi, adalet ve hukuk talep ettik. Çünkü demokrasilerde hukuksuzluğa yer olmaz. Ancak geldiğimiz noktada haksızlık ve hukuksuzluk devam ediyor. Buradan bu ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz; binlerce işçiyi ihraç ettiniz ve aileleriyle birlikte açlığa, sefalete ve yoksulluğa mahkum ettiniz. Hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış, bir mahkeme kararı olmayan 3000’ e yakın üyemizi aileleriyle birlikte mağdur ettiniz.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim