Sesi olmayanlara ses olalım diyoruz. Yani hayvanlara. Ama her geçen gün eziyetler artıyor. Geçenlerde Facebook’ta bir videoda bir kedi yavrusunun zehirli etle öldürülmesini izledim. Bunu yapan mahlukatlar, insan demeye bin şahit istediği için sadece var olduklarını söylemek yeterli. O kötülük görevini yerine getirip bırakıp gitsin bu dünyayı. Bunları sindire sindire bitireceğiz inşallah diyeceğim de kimsenin ses çıkardığı yok maalesef. Şimdi önce insana diyenler olacak. Şimdi insan bu dünyaya gönderilmiş en özel varlık olarak görülüyor. Dünya üzerindeki her şeyden üstün yaratılmış. En önemlisi aklı var. Pek göremesek de vicdanı da olduğu söyleniyor. Öyle kabul edelim. Bu kadar her şeye yetebilen bir varlık önce ona muhtaç varlıklara yardımcı olacak, onlara el uzatacak ki o üstünlüğü bir anlam bulsun değil mi? Bu kadar vicdansızlık ve düşüncesizlik, insanlık olgusundan çıkarır bizleri. Öyle sadece varlık oluruz. Müsait yer gelince de iner gideriz. Hayvan sevmeyen, insan da sevmez diye boşuna demiyorlar. Önce yüzümüzü onlara dönmemiz gerekiyor. Gelelim hayvanlara eziyete. Şimdi bu insanlık için büyük bir tehlike. Çünkü hayvan dediğimiz zaten savunmasız, içinde kötülük barındırmayan, dedikoduyla hırsızlıkla işi olmayan güzel bir varlık. Öncelikle masumlar. Hele ki sokak hayvanları en çok düşünmemiz gerekenler. Şimdi böyle bir canlıya kötülük yapacak kadar vicdan yoksunu bir kişinin toplumda dolanması ne kadar güvenli? Durduk yere sokaktaki hayvanlara zehirli et verenler, eziyet edenler çevremizde dolandığında güvendeyiz mi sanıyorsunuz? Bu kişi sinirlendiğinde her şeyi yapar. O zaman önceliğimiz bu kötü insanları doğru bir şekilde caydırmak ve gerekli cezai işlemlerin yapılmasının arkasında durmak. Yoksa ne cinayet biter memleket ne de sapık… İnsan olmanın bu kadar üstün bir şey olduğunu düşünüyorsak hareketlerimizi de ona göre ayarlamamız gerekir. Yoksa ah edip vah etmekle olmaz bu işler…

Editör: TE Bilisim