Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği(ASİAD), Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde kamu ve özel sektöre yol haritası oluşturmak üzere “Dijital Dönüşüm” teması ile 3’üncü ASİAD Zirvesi’ni düzenledi. Dijital dönüşümün önemi ve yol gösterici yaklaşımların ele alındığı Zirve’de, Türk sanayicilerinin rekabet gücünün artırılması için ülke uygulamaları incelenerek, gerekli düzenlemeler ve teşvikler belirlendi; kamu otoritelerinden beklentiler ortaya kondu. DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE İNSAN FAKTÖRÜ JW Marriott-Ankara Otel’de gerçekleştirilen 3’üncü ASİAD Zirvesi, Türkiye’nin dijital dönüşüm aktörlerini bir araya getirdi. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, ASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, ASİAD Genel Sekreteri ve Zirve Genel Koordinatörü Çetin Çataloğlu ve Kamu Bilişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin Zirve’ye katılarak birer konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu yaptığı konuşmada, ‘’Gerçekten dünyanın en önemli meselesi olan bilişim ve bilgi çağının en önemli argümanı ve en önemli konusu olan dijital ile ilgili böyle bir gündem oluşturdukları için hem ülkemiz adına hem iş adamlarımızın adına hem de tabii ki istihdam bekleyen milyonlarca gencimiz adına teşekkür ediyorum. Dijital dönüşüm markaların, dijital zamana ayak uydurmak için teknolojiyi tüm süreçlerde kullanmaları olarak tanımlanıyor. Tam anlamıyla dijital bir devrim yaşadığımız günümüzde, artık herkes dijital ile iç içe yaşıyor ve dijitali oldukça etkili kullanıyor. Madagaskar’a gittik, Mozambik, Tanzanya insanların çoğunun ayağında ayakkabı yok ama herkesin elinde bir cep telefonu var. Onun için gerçekten çok önemli. Bu nedenle markaların dijital ile yaşanan hızlı dönüşüme ayak uydurmak ve dijital dönüşüm sürecine girmek zorunda kalıyorlar. Marka olmak için de bu dijital dönüşüme mutlaka girmeniz gerekiyor. Dünyanın hızla değiştiği günümüzde dijital dönüşüme ayak uyduramayan markalar ve ülkeler geride kalıyor. Onun için dijital dönüşüm sürecinde tabii ki en önemli mesele de insan faktörü. İnsanı bu dönüşüme, bu sürece hazırlamak, onun eğitilmesi gerekiyor. Müşteri ilişkilerini sağlamlaştırmak ve sürekli yenilik tarafından yönlendirilen bir pazara yeni değerler katmak, bilinç ve bakış açısıyla insanı eğitmek gerekiyor’’ ifadelerine yer verdi. ‘’EN BÜYÜK SERMAYEMİZ İNSAN POTANSİYELİMİZ’’ Dijital dönüşüme katkılarından dolayı ASİAD ve Kamu Bilişimcileri Derneğine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu sözlerine şöyle devam etti, ‘’Markaların müşteri için değer yaratmaları, dönüşümü hızlandırmaya yardımcı olduğu bir zamanı yaşadığımız söyleniyor. Onun için gelişen teknolojilerin yanı sıra insan davranışlarını da devreye sokmak gerektiği, bu işin ilgilileri tarafından altı çizilerek önemle hatırlatılıyor. Bugünkü faaliyette de görüldüğü gibi Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkıda bulunan ASİAD’ımız ve Kamu Bilişimcileri Derneğimiz gerçekten çok değerli bir hizmet ifade etmiş oluyor. Dijital dönüşümü tam manasıyla sağlayan ülkemiz verimlilik ve rekabet gücü kazanarak küresel arenada rekabet gücüne kavuşacak. Buna hep birlikte yürekten inanıyoruz. Bu vesileyle ASİAD’ın değerli başkanı ve değerli yönetimin, Kamu Bilişimcileri Derneği’nin değerli başkanı ve yönetimini bu hizmetlerinden ötürü kutluyorum. Bunun Türk milleti ve geleceğimiz adına refah ve istihdam seviyemizi artıracak bu çalışmaları yaptıkları için ASİAD’a ve Kamu Bilişimcileri Derneğine gerçekten gönül dolusu teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Bu bilgi çağına ve bilişim çağına erişmemiz ulaşmamız için hem kamu hem STK’larımız hem özel sektör elinden gelen gayreti gösteriyor. En büyük sermayemiz, insan potansiyelimiz.’’ ‘’AMAÇ YAŞAM BOYU ÖĞRENMENİN DEVAM ETMESİDİR’’ Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, 2023 hedeflerinden bahsederek, ‘’Bu anlayışla eğitimi uzun vadeli bir bakış açısıyla ele alıyor, ülkenin en büyük yatırımı beşeri sermaye ile yapılan yatırım olarak değerlendiriyoruz. Bizim ülkemizi dünyanın sayılı devletleri arasında görme hedefimiz var. Bugün dünyanın ilk 16. Sırasında ekonomik verilerde satın alma kalitesinde 13.sıradayız. 2023 hedefimiz doğrultusunda, en yüksek gelişmişlik seviyesine ulaşarak ilk 10 ekonomi olarak ülkemizi zengin, güçlü ve mutlu insanların yurdu yapmak istiyoruz. Bu hedeflere ulaşmanın temel şartı ise sorumluluğumuz olan eğitim olduğunu biliyoruz. Değişimleri sadece takip etmekle kalmayıp onu yöneten ülkeler arasında olma hedefi 2002’den bu yana ülkemizde eğitimi en öncelikli gelişim alanlarından biri olmasını kaçınılmaz kılmıştır. Nitekim bakanlığımız bütçe büyüklüğü istihdam edilen personel sayısı, yapılan derslik sayısı ve okullaşma oranları gibi birçok temel göstergelerde rekor sayılabilecek ilerlemeler sağlamış bunlara paralel olarak teknolojik alt yapıların gerçekleştirilmesi öğretim programlarının ve materyallerinin güncellenmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gibi alanlarda da önemli gelişmeler sağlamıştır. Bilgi çağının yaşandığı günümüzde eğitimin belirli bir süreyle kısıtlanması söz konusu değildir. Değişimin ve gelişimin sürekli olduğu bu teknoloji çağında amaç yaşam boyu öğrenmenin devam ettirilmesidir’’ dedi. ‘’2023 GÜÇLÜ TÜRKİYE İNŞAA ETME VİZYONU DEVAM EDİYOR’’ Milli Eğitim Bakanlığı olarak nitelikli nesillerin yetişmesi için çalıştıklarını belirten Erdem, ‘’Yaşam boyu öğrenmeyi sağlayabilirsek insanları kişisel ve sosyal ihtiyaçlarını da tam karşılamaya çalışmış oluruz. Bugün eğitimlerle öğrenmenin sürekli hale getirilmesinin yanında kişilerin, fikirlerin düzgün bir şekilde ifade edebilmesi, araştırması eleştirmesi sorgulaması eğitimden beklenen bu temel amaçlara ulaşmanın ve yaşam boyu öğrenmenin yolu okumaktan geçmektedir. Biliyoruz ki okuyan, araştıran, sentezleyen, sorgulayan bilgi ve becerilerini günden güne yenileyip, geliştiren bir nesil yetiştirmek toplumumuzu çok daha aydınlık günlere taşıyacaktır. Hükümet olarak 2023’ü büyük ve güçlü Türkiye’sini inşa etme vizyonumuz bu kapsamda devam ederken, hayata hazır sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi sağlamaya çalışıyoruz’’ ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Orhan Erdem sözlerine şöyle devam etti, ‘’Türkiye’nin bugünü dünden daha iyi yarınları da bugünden daha iyi olacaktır. Ülkemizde aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyacağız. Eğitim nesil yetiştirme işidir. Nesi yetiştirmek ise medeniyet inşası iddiasını sürdürmek demektir. Kendisi ile çevresi ile barışık nesil yetiştirebildiğimiz şundan emin olun ki bu nesilden ne yaprak, ne toprak ne bayrak incinir. Yalnız milletimizi incitenleri incitirler. Bu memleket bu millet yaptıklarını maddi karşılığını beklemeden yalnız Allah rızası gözetenlerin sayesinde Malazgirt’te Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve en son 15 Temmuz’daki şehitlerin, gazilerin sayesinde bugünlere geldik. Biz inanıyoruz ki ancak güçlü milletler büyük imtihanlarla karşılaşırlar. Güçlü milletler de ahlaki ilkelerine bağlı olan kendisi olarak kalmayı bilen en zor şartlar altında bile kendini dünyaya kapatmayan milletler başarılı olur. Öğrencilerimiz, gençlerimiz değerlerimize bağlı, tarihine sahip çıkan gençler olarak yetişecekler. Ülkemize, bayrağımıza, devletimize ve milletimize sahip çıkacaklar. Bu ülkenin yarınlarına geleceğimize yol vereceklerdir.’’ ‘’İNSANLIK BÜYÜK BİR DEĞİŞİME DÖNDÜ’’ Dijital dönüşümün ve teknolojik gelişmelerin toplumun vazgeçilmezi haline geldiğinin altını çizen Erdem, ‘’İçinde bulunduğumuz yıl itibari ile dünya nüfusunun yarısı internet kullanıyor. Her 3 kişiden birisi sosyal medya kullanıcısı, internet üzerinden haberleşen cihaz sayısı 24 milyar civarında ve çok kısa sürede 50 milyarın üzerine çıkacağı görülüyor. Günlük yaşantımızda internet ve internet üzerinden birbirine bağlı olan cihazlar her an karşımıza çıkıyor. Cep telefonları, güvenlik kameraları, turnikeli geçişler, rezervasyonlar, alışveriş, ulaşım, sağlık hemen her yerde internetle birbirine bağlı veri alışverişi yapan cihazlar görüyoruz. Bu oluşum kısaca nesillerin interneti ya da bugün zirvede buluştuğumuz dijital dönüşüm olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde dünya pazarlarında rekabet gücü elde etmenin de dünya ihracatından daha fazla pay alabilmenin koşulu teknolojiye dayalı bir üretimden geçmektedir. Henüz ilk yarısında olduğumuz dijital dönüşün konusundan, gerçekçi adımlar atmak için hem üretici firmaların hem de teknoloji şirket ve eğitim kurumlarına ciddi görev düşmektedir’’ şeklinde konuştu. Özellikle Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Çin gibi büyük ekonomi ve sanayiye sahip devletlerin bulunduğu coğrafyalarda yer alan büyük üreticilerin yaptığı yatırımlar düşünüldüğünde, Türk sanayiciler ve eğitim kurumları bu devrimi ancak ellerindeki bütün kaynakları ve imkanları zorlayarak teknolojiye gerekli yatırımı yaparak yakalama şansına sahiptir. Bu hepimizin sorumluluğudur. Ülkemiz geçmişte yaşanan endüstrideki gelişmeleri ve geçişleri maalesef geç takip edebilmiştir. Dijital devrimi kaçırmamak için çok büyük avantajlarımız var. En önemli avantajımız, teknoloji ile iç içe yaşayan, araştıran, üreten, öğrenen, geliştiren genç ve çalışkan yeni nesillerimizdir. Bizim geleceğe karamsarlıkla bakmaya ne hakkımız vardır ne de bunun için bir sebebimiz vardır. Ülkemizdeki bilim ve eğitim kurumları olarak insanlarımızın bizlerden beklentisi düşünen, araştıran, inceleyen, sürekli daha nitelikli olmayı hedefleyen bir anlayışı çocuklarımıza ve gençlerimize kazandırabilmemizdir. Hep beraber yaşıyor ve görüyoruz. İnsanlık büyük bir değişime döndü. Dijital kültür bütün alışkanlıklarımızı, çalışma biçimlerimizi, iletişim biçimlerimizi değiştirdi. TOMBAKOĞLU: KAMUNUN ROLÜ BÜYÜK 3. ASİAD Zirvesi’nde konuşma yapan ASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, ASİAD tüm yurtta sanayici ve iş adamlarını teşkil etmek için öncelikle ulusal platformda, uzun vadede uluslararası platformda temsil ve iletişim kabiliyetlerini artırmak maksadıyla 1989 yılında kurulmuş güçlü ve öncü bir sivil toplum kuruluşudur olduğunu belirterek şöyle konuştu: “3. ASİAD zirvesi bugün ‘Dijital Dönüşüm’ temalı bilişim zirvesini yapmak adına bugün Kamu Bilişimcileri Derneği ile birlikte yola çıktık. Biliyoruz ki Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde kamunun rolü çok büyük. Kamunun örnek rol model olması ve itici güç olması nedeniyle Türkiye’nin dijital devrimini hızlandıracağından eminiz. Dünya ekonomisinin %25’nin 2020’ye kadar dijital olması bekleniyor. Bu konuda kamu kurumlarının sunacağı her türlü teknolojik çözümlerin çok kıymetli olacağına inanıyoruz. TEKNOLOJİ HAYATIN HER ALANINDA Tombakoğlu, dünyada geçtiğimiz 200 yıldaki dönüşümün temel unsurlarının başında teknolojide yaşadığı gelişmelerle vizyonda oldukça yer alıyor diyerek şunları ekledi: “Geçmişi inşa eden teknoloji artık geleceğimizi de inşa ediyor. Ulaşımdan sağlığa, haberleşmeden eğitime kadar farklı birçok alanda geçmişle mukayese edilemeyecek ürünler, teknolojik araçlar hayatımızın artık hep içindeler. Farklı bir çok teknolojide ve mobil internet, dijital veri, yapay zeka, 3 boyutlu yazıcıların çığır açan yapısı bugün artık yeni bir dönemi başlattı. Üretim ve hizmet sistemleri günümüzde dijital bir dönüşüm yaparak yeni bir yapıya bürünüyorlar. Özellikle elektronik, bilgi ve iletişim alanında yaşanan bu gelişmeleri daha da hızlandırıyor. Artık akıllı robotlar, sensörler, 3b yazıcılar, dronelar, analiz sistemleri ve daha birçok yeni teknoloji bu kilit dönüşümde rol oynuyor.” Tombakoğlu: “Fiziksel objelerin interneti sayesinde artık bir biri ile konuşabilen akıllı ve bağlantılı sistemler var. Kendi kendini yönetebilen, denetleyen bu sistemler hayatımızı da şekillendirmeye başladı. Elbette ki kolay bir süreç değil. Teknoloji hızlı bir şekilde değişirken alışkanlıklarımız da değiştirmek zorundayız. Aslında insan süreç ve teknolojiyi birlikte dönüştürmeyi gerektiren bir zaman diliminde bahsediyoruz. Dijital dönüşüm geçmiş, bugün ve geleceği aynı anda planlamayı gerektiren ve sürekli bir süreç. İnsanlar sermayesini bilgiye, fiziki sermayeyi ise teknolojiye hızla dönüştürülebilen bir dünyada Sayın Başbakanımızın da dediği gibi alın teriyle akıl terini buluşturmamız gerekiyor. Biz de ülke olarak küresel dünyada aktif rol üstlenmek, kurumsal ünümüzü artırmak adına hızla ilerlemeliyiz. ARGE ve yeniliklerin geliştirilmesi için yenilikler yapıyor, teknoloji geliştirmeyi ve en önemlisi de yerli üretim programlarını destekliyoruz.” “EKONOMİNİN DOĞASI TALEP” İş dünyasının, hayatın tüm dinamiklerini, geleceğe yön veren teknolojiler ile birleştirmesi çok önemli olduğunu vurgulayan Tombakoğu, sanayiciler olarak teknolojik gelişim ve değişmelerin hem ekonomik hem sosyal hem de bireysel yaşamla birlikte dönüştüğünü görüyoruz diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Elbette ki küresel gelecek için küresel hedeflerimiz var. 2023, 2053 ve 2071 yılına kadar yaşayacağımız yollar çok özel. Çünkü kuşak değişimlerinin daha dinamik, daha hisli yaşayacağı bir çağ başladı. Hiçbir sektör, hiçbir yönetici, birey; teknoloji ve dijitalleşme ile gelen değişimi artık göz ardı edemez. Bu ezber bozan bir değişim. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi aslında ekonominin doğası talep üzerine kurulu. Bu talebi ne robotlar ne de finansal araçlar üretiyor. Talebi sadece insanlar ortaya çıkarıyor. Sürdürülebilir büyümenin yolu da insandan daha doğrusu bizlerin huzur ve refah içerisinde yaşama imkânlarımızı genişletmekten geçiyor. Önümüzdeki yıllarda kazananı belirleyecek olan da bu teknolojik üstünlüklerle birlikte gene insan olacaktır. Ülkemizde bilgi ve iletişim projelerinde ilk sırayı %45 ile eğitim, %32 ile kamu hizmetleri, %11 ile de ulaştırma sektörünün izlemesi doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.” “ANKARA TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLABİLİR” Tombakoğlu: “ASİAD olarak bugün biz yaklaşık 5,3 milyonluk nüfusu ile Türkiye’nin en büyük ikinci şehri başkent Ankara’nın 7’si faal, 12 organize sanayi bölgesi ve Ankara merkezli sayısı 30’a yaklaşan firmanın ülkemizin sanayileşme ivmesine katkısının tartışılmaz bir gerçek olduğunu vurgulamak istiyorum. Tıpkı Türkiye’nin 2013 yılında 500 milyar dolarlık ihracat ve en büyük 10 ekonomi arasına girme hedefine ulaşmasında ülkemizin yüksek katma değerli ürün ve hizmet kapasitesinin artırılması büyük bir önem taşıdığını vurgulamak istediğimiz gibi Ankara teknoloji yatırımı konusunda çok ileri seviyelerde gelecek birikim ve güce sahip bir başkenttir. Coğrafi konumu, bürokrasiye olan yakınlığı, genç nüfusu, üniversite birikimi ile ileri teknoloji yatırımları ile son derece uygundur. Bu alanda inovasyon, ARGE faaliyetleri, üniversite sanayi iş birliği büyük önem taşımaktadır. Ankara’nın 17 üniversitesi, 258 bin öğrencisi ile her geçen gün artan sayılarla artık önemli bir başkenttir. Bunlarla Ankara Türkiye’nin teknoloji üssü haline gelebilir.” KAMU BİLİŞİMCİLERİ DERNEĞİ 3. ASİAD Zirvesi’ne konuşmacı olarak katılan Kamu Bilişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin, Kamu Bilişimcileri Derneği yeni bir dernek olmakla birlikte yaptığı çalışmalarla kısa zamanda önemli bir rol almıştır diyerek: “Derneğimizin amacı kamuda bilişimcilerin bilgi ve deneyimlerini paylaştığı bir platform olmak, kamuda bilişimin kullanımını artırarak ülke kaynaklarımızın etkin kullanılmasını sağlamak, kısaca kamuda dijital dönüşümün sağlanmasına yardımcı olmaktır. ASİAD ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ‘Dijital Dönüşüm’ temalı 3. ASİAD zirvesinde olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ayrıca Sayın başbakanımızın bilişimde gelişim yılı ilan ettiği 2017 yılında da bu zirveyi düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. “KAMU HİZMETLERİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM YAŞIYOR” Özbilgin, dijital dönüşümün yoğun alanda yaşandığı sektörlerden birisinin de kamu sektörü olduğunu vurgulayarak: “Bugün vatandaşlarımız e-devlet hizmetleri ile adli sicil kaydı temininden vergi borcu sorgulama ve ödemeye kadar tüm kamu hizmetlerini online bir şekilde alabiliyorlar. Bunu geliştirmek adına da birçok proje hala yapılmaktadır. Örneğin Fatih Projesi. Eğitimde Fatih Projesi ile eğitim-öğretimde fırsat eşitliği sağlanıyor, okullarımızda iletişim teknolojisinin araçlarının etkin kullanımı hedefleniyor. Tarım Bakanlığımız tarafından geliştirilmiş ve dünya üzerinde ilk olan, tarım sektöründe tutulan envanter ile tüm Türkiye’nin tarım çalışmaları takip ediliyor, izleniyor. Özetle kamu hizmetleri her alanda dijital dönüşümü yaşamaya devam ediyor. Bununla birlikte sanayi kuruluşlarımız da dijitalleşiyor ve hep birlikte dijital Türkiye’nin doğmasına şahit oluyoruz. Tüm dünyada ekonomik kuralların değiştiği yepyeni bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Dijital dönüşümün bu yeni şekillenmedeki etkisi şimdiye kadar olduğundan daha büyük olacak. Bilişimin ekonomide önemli bir kaldıraç yaptığını rakamlar ortaya koyuyor. Bilişime yapılan 1 birimlik yatırım ekonomiye 8 birim olarak geri dönüyor.” DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÇAĞI ASİAD Genel Sekreteri, Çetin Çataloğlu ise dünya ekonomisinde küreselleşme olgusu ile hızlı bir dönüşüm yaşanmakta olduğunu belirterek: “Bu dönüşüm aynı zamanda bilgi teknolojilerine dayalı ekonomik ilişkilerin, mevcut olanaklarının, yeni iletişim ortamlarını kullanarak yeniden şekillenmesine neden olmaktadır. Son 10 yıl içerisinde hayatımızda derinlemesine etki eden dijital dönüşümler ve çeşitlenen teknolojinin yansıması olan verimlilik, rekabet gücü, yenilikçi fikirler, tasarım ve üretim modelleri artık kaçınılmaz bir gerçekliktir. Dijital dönüşüm çağında yaşıyoruz ve bu dönüşüm öncekilerden biraz farklı. Devletlerin, şirketlerin, kamu kuruluşlarının iş yapma biçimlerinin değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki bu değişim insanların toplum içindeki rolünü yakından etkilemektedir. Bu etkiyi pozitife çevirmek ve geleceğin iş dünyasına şekil vermek adına ARGE faaliyetlerine daha çok yer vermek, uzun vadede atılacak adımları belirleyip hedeflere doğru atmak zorundayız.” dedi. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim