Yaklaşık 40 yıldır Yiba Çarşısı’nda esnaflık yapan Kemal Demirhindi, satışlarının gittikçe azaldığını, her geçen yılın bir önceki yılı arattığını söyledi. Ürünleri dolar üzerinden satın aldıklarını kaydeden Demirhindi, “Sattığımız malı yerine koyamaz hale geldik. Malzeme istiyoruz, onu da yapamıyoruz. Niye; önümüzü göremiyoruz. Ne olacağını tahmin edemiyoruz çünkü. Çark dönsün diye elimizdeki malzemeyi şuan veriyoruz. Verdiğimiz malı yerine koyamıyoruz. Kısacası gidişat hiç iyi değil” şeklinde konuştu. “ÜÇ KATTAN HARİÇ ÇALIŞAN DÜKKAN YOK” 1980’den beri Yiba Çarşısı’nda çalıştığını belirten Demirhindi, “O günden bugüne çarşı bir çok değişim geçirdi. Esnaf sayısı azaldı, el değiştiren dükkanlar oldu. Üç kattan hariç çalışan dükkan yok. Geride kalan katların çoğu depo görevi görüyor. Piyasanın durumu oldukça berbat. Bunu net olarak söyleyebilirim” dedi. Demirhindi, “Bu dükkanda gördüğünüz malzemelerin hepsi dolar üzerinden geliyor. Sattığımız malı yerine koyamaz hale geldik. Malzeme istiyoruz, onu da yapamıyoruz. Niye; önümüzü göremiyoruz. Ne olacağını tahmin edemiyoruz çünkü. Çark dönsün diye elimizdeki malzemeyi şuan veriyoruz. Verdiğimiz malı yerine koyamıyoruz. Kısacası gidişat hiç iyi değil. Bu şekilde gittiği müddetçe de iflas etmiş oluruz. Her yıl bir önceki yılı kesinlikle aratıyor. Birçok kriz geldi geçti fakat bu çok farklı duruyor” ifadelerini kullandı. “PİYASAYA DOLARIN SÜRÜLMESİ GEREKİR” Piyasaya doların sürülmesi ve doların sabitlenmesi gerektiğini vurgulayan Demirhindi, “Bizler de sattığımız malları aynı fiyattan almış olacağız. Müşteride rahat etmiş olacak. Müşteriye ürünün fiyatını söylüyoruz bize yüksek diyor. Gel listeden bakalım, bu mallar dolar üzerinden geliyor diyorum, adam ise doları karıştırma diyor. Hem yerli deniliyor hem de dolar deniliyor. Eskiden bizim zamanımızda Mark vardı. Cebinde Mark bulunan yakalandığı zaman yaka paça alınıyordu. Cebinde bulunması yasaktı. Malboro da öyleydi. Hepsi yasaktı. Yapılacak tek şey Türk parası üzerinden alışveriş ve herkesin eşit olacağı bir durum yaratmak” diye konuştu.   “HEP MAĞDURİYET HEP MAĞDURİYET” Yiba Çarşısı’na geldiği gün mum ışığında çalıştıklarını hatırlatan Demirhindi, “Çarşıda pek bir canlılık yaşanmadı. Hep bu şekildeydi. Kuş avlıyor gibiyiz. Baksanıza sanki bayram tatilindeyiz. Çarşı yönetimi üzerine düşeni yapmıyor. Paraya, aidata gelince varlar fakat çalışmaya filan yoklar. Çarşının önüne çıkın bakın. İki araç yan yana geçebilecek durumda değil. Biri geliyor orayı, devletin yolunu kapatıyor. Kimse de bu adamlara dur diyemiyor. Şikayet ediliyor, gelen yok giden yok. Vergisini veren küçük esnaf ama küçük esnafı gören yok. Hep mağduriyet hep mağduriyet. 5 yıldır belediyenin birisine iş yapmışım. Hala para yok hala yok. Adamlar paramız yok. Beş yıl boyunca bekletilen paradan artık hayır gelmez. O parayı alsaydım belki şuan iki katına çıkarmıştım. Adamlar seninle dalga geçiyor. Paramız yok diyorlar. Olunca vereceğiz diyorlar. Vermiyoruz da demiyorlar” şeklinde konuştu. “MALIN, HEM UCUZU HEM DE İYİSİ OLAMAZ” ‘AVM’lerde başlayan ürün satışları satışlarımızı etkiledi’ diyen Demirhindi, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Fakat AVM’lerdeki ürünler farklı. Bizim ürünler ile orada satılan ürünler arasında kalite olarak çok fark var. Onların kalitesi çok ama çok düşük. Müşteri de bunu biliyor fakat bütçesine göre hareket ediyor. Bizde de aynı ürünün değişik markaları ve fiyatı mevcut. Müşteri kendi işini göreni satın alıyor. hem ucuz hem de iyi olsun diyemezsin. Bu iki durumun bir arada olması imkansız. Bu şekilde sadece kendimizi kandırmış oluruz. Kısaca her malın kendine göre bir alıcısı var. Tüketicilere şunu söyleyebilirim hem ucuz hem kalite aynı arada olamaz. Müşteri ürünü aldığında kesinlikle karşısında bir muhatap aramalı. Çünkü yüz yüze görüşmelerde ürünün nasıl kullanıldığını müşteriye anlatıyoruz. Müşteri sayısız kere arayıp bizden bilgi alabilir. Fakat aynı ürünü internet üzerinden aldığını düşünsenize. Kimi arayacaksınız, nereyi arayacaksınız. Adamlar telefona çıkmıyor ki. Bir kere aldığın siparişi ikinci kere bulamıyorsun. Muhatap olacak kimseyi bulamıyorsunuz. Ne aldığını bile bilmiyorsunuz. Aldığınız şeyi birkaç ay sonra sayısız kere tamire götürüyorsun. İyi mal alıp senelerce kullanmak var, kötü mal alıp birkaç ay kullandıktan sonra tamire götürmek var. Tüm bunlar göz önünde alınarak alımlar yapılmalı. Yoksa tüketici aldığı malzemeden pişman olmuş olur. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim