TEOG'un yerine gelen yeni sistemin adı ve detayları belli oldu. "Veli Tercihine Bağlı Serbest Kayıt Sistemi" adı verilen sistemin temel mantığı, adrese dayalı yerleştirme, isteğe bağlı sınav olarak belirlendi. Öğrencilerin, liseye kayıt sırasında yapacakları 3 farklı tercih okullarını belirleyecek. Yeni sistemin artılarını ve eksilerini, Eğitim Uzmanı Mustafa Kayaalp ile konuştuk. 3 FARKLI TERCİH SİSTEMİ KULLANILACAK Liselere geçişte yeni getirilen sistem ile öğrencilerin 3 farklı şekilde, tercih yapabileceklerini söyleyen Eğitim Uzmanı Mustafa Kayaalp, ‘’Genel olarak bakıldığında, aslında sistemde, 3 farklı liselere geçiş sisteminden bahsediliyor. Birincisi Milli Eğitim Bakanı, İsmet Yılmaz’ın açıkladığı eve yakın okullara kayıt yaptırma olarak belirlendi. İkinci tercih, belli başlı okullara sınav ile giriş yapma hakkı. Üçüncü tercih yöntemi ise okulların kendi sınavlarını yapması ya da Milli Eğitim’in kendi yaptığı merkezi sınav ile liselere girme şansı var. Genel olarak bakıldığında, aslında sınavın zorunlu olmaması olumlu özellikler arasında sayılabilir. Çünkü geçmiş yıllarda yaşadığımız, herkesin TEOG’a girme zorunluluğunun kalkması sağlıklı görünüyor fakat sınava hangi okulların katılacağı, adrese yakınlık mevzusu ile okulların düzeyi ile ilgili birçok soru işareti var’’ ifadelerini kullandı. NİTELİKLİ OKUL SIRALAMASI KAFALARI KARIŞTIRIYOR Nitelikli olarak belirlenen okulların, sınav ile öğrenci almaya devam edeceğini kaydeden Kayaalp, ‘’Şu anda nitelikli ve niteliksiz okullar olmak üzere bir ayrım yapıldı. Nitelikli okullar sınav ile öğrenci alacak. Dolayısıyla velilerimizin kafasında şöyle bir soru meydana geldi; nitelikli okullara sınavla giren öğrenciler olacak, geri kalan okulların nitelik sıralamasını neye göre yapmalıyız? Genel olarak bakıldığından, hem küçük yerleşim birimlerinde, hem de büyük şehirlerdeki ilçeler bazından bakıldığında, yapılacak 5 tercih sayısını göz önünde bulundurduğumuzda, örneğin çevrede 5 tane Anadolu lisesi bulunmayabiliyor. Bu da şöyle bir sonucu doğuruyor; önce Anadolu lisesini tercihlerine yazacaksın, orada kontenjan kalırsa, oraya yerleşeceksin. Orada yer kalmadıysa meslek lisesini tercih edeceksin. Bu hakkın da bittiği zaman Anadolu İmam Hatip lisesine gideceksin gibi bir durum söz konusu oluyor. Velilerimizin de bu anlamda tedirginlikleri var’’ şeklinde konuştu. FEN LİSESİNE YAKIN OTURMAK BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMİYOR Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, proje okulları gibi liselerin yalnızca sınav ile öğrenci alacağını hatırlatan Kayaalp, ‘’İkinci bir durum, ilçelerde yeterli sayıda Anadolu lisesi olsa dahi, bu liseler de aslında kendi aralarından bir sıralamaya ve niteliğe sahip.  Burada da, öğrencilerin, kendi mahallelerindeki Anadolu liselerinden, kendi istedikleri okula nasıl kayıt olacakları sorusu akıllara geliyor. Şu anda bu konuların hepsi tartışılan konular. Velilerin de öğrencilerin de kafalarını karıştıran sorunlar bunlar. Diğer taraftan sınavla öğrenci alacak okullar var. Fen liseleri, sosyal bilimler lisesi, proje okulları gibi. Yapılacak sınav için de çocukların 6-7-8.sınıf müfredatlarına hazırlanmış olmaları gerekiyor. Aslında şu an eğitimciler de bir kriz içindeler’’ dedi. YÜZDE 60 ORANINDA KATILIM BEKLENİYOR Yapılacak olan sınava, en az yüzde 60 oranında katılım beklediklerini dile getiren Kayaalp, ‘’Şu anda öngörülerimiz, toplamda yüzde 60 oranında öğrencilerin çoğu bu yapılacak sınava girecekler. Onlar da kendi aralarında, bu üstte yer alan okullara girmek için bir çaba harcayacaklar. Şu anda birçok evde aynı durum yaşanıyor. Şu anda çocuklarda, sınav kalktı algısı var. Böyle olunca da çocuklar artık bir şeye çalışmamaları gerektiğini düşünüyorlar.  Nasıl olsa şu anda mahallemdeki okula girebileceğim diye düşünüyorlar. Eve yakın olması, lise çağındaki çocuklar için çok daha avantajlı oluyor. Çocuk, nasıl olsa evime yakın, mahalleyi biliyorum, yol derdim de olmayacak o yüzden benim çalışmama gerek yok diye düşünüyor. Bu nedenle aslında şu anda veliler zorlanıyor’’ şeklinde konuştu. SEMTLERDE GÖÇ KAÇINILMAZ İyi Anadolu liselerinin bulunduğu semtlere bir göç yaşanacağını söyleyen Kayaalp, ‘’Okula yakın yerde yaşamak iyi okulların bulunduğu semtlere göçü artıracak. Fakat burada şöyle bir sorun ortaya çıkıyor, çoğu veli çocuğunun iyi okula gitmesini istiyor. Bu nedenle bir göç yaşanacak. Ama şöyle bir durum var, okulların bütün öğrencileri kabul edecek kontenjanı yok. Sınırlı sayıda öğrenci alacaklar. Kontenjan fazlası için bu sefer öğrenciler arasında bir sıralamaya gidilecek. Burada da öğrencinin ortaokul not ortalaması ön plana çıkacak. Dolayısıyla sadece taşınmak çözüm olmayacak. Öğrencinin diploma puanının da yüksek olması beklenecek’’ ifadelerini kullandı. SINAV, OKULLARIN NİTELİKLERİNİ YÜKSELTİYOR Sınav sistemi ile okulların niteliklerinin yükseldiğini ifade eden Kayaalp, ‘’İlkokul ve ortaokul kayıtlarında, eve yakın olma özelliği aranıyor. Bu durum da kayıtlar sırasında, aynı ilkokul kayıtlarında olduğu gibi lise kayıtlarında da sıkıntılar yaşanabilir. Veli ve okul yönetimi arasında hoş karşılanmayan tavırlara girilebilir. Bu yeni sistem ile okulların nitelikleri aslında biraz daha düşecek. TEOG çok iyi bir sistem değildi, öğrenciler yıl içerisinde girdikleri sınavlarla çok yoruluyorlardı. Ama sınavla okul kazandığının farkında olan öğrenci, okulun niteliğini yükseltiyor’’ yorumunu yaptı. FEN, SOSYAL BİLİMLER LİSELERİ SADECE SINAV İLE ÖĞRENCİ ALACAK Özel okulların, öğrenci kriterlerini kendilerine göre belirleyeceğini söyleyen Kayaalp, fen liseleri için yalnızca sınavın geçerli olacağını, yakın mesafe oturmanın bir şey ifade etmediğini hatırlatarak, ‘’Özel ve yabancı okullarda, durum tamamen okulların kendi isteğine bağlı olarak gerçekleşecek. Bir yabancı ya da özel okul kendi sınavını yapabilir, kendi kriterleri belirleyebilir ya da Milli Eğitim Bakanlığı’nın Haziran ayında yapacağı sınavla öğrenci alabilir. Aslında temel sorun en çok istenen okulların olması. Mayıs ayında bir liste açıklanacak. Bu listede, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, proje okulları dediğimiz liseler kesin bulunacak. İlçelerin iyi okulları olacak mı, temel sıkıntı burada. Bunun da cevabını Mayıs ayında öğreneceğiz. Bu konuyla ilgili, bakanlığa çok sayıda şikayet ve öneriler yapılıyor. Mayıs ayından önce listede bulunacak bu okulların açıklanması ve gerekiyorsa, listelerde düzeltmeler yapılması önerildi. Yani çıkan yanlış anlaşılma şu, fen lisesine yakın bir yerde oturan öğrenci fen lisesine gidecek diye bir şey yok. Fen lisesi çünkü sadece sınavla öğrenci alacak. Sistemde, fen, sosyal bilimler ve proje okullar dışındaki Anadolu liseleri için göç yaşanması bekleniyor’’ dedi. ANADOLU LİSESİNİN ESKİ TARİHİ NİTELİĞİNİ BELİRLİYOR Okulların, hepsinin Anadolu lisesi olmasının, eskiden beri Anadolu lisesi olan okulların niteliğini etkilemediğini belirten Kayaalp, ‘’Okullar arasında, ister istemez bir kalite sıralaması mevcut. Bu eski sınav sistemlerinden kalan kemikleşmiş bir yapıdan ve algıdan kaynaklı olabilir. Sonuçta yeni Anadolu lisesine dönüşmüş liseler var ve zaten geçmişten beri iyi bir Anadolu lisesi olarak belirlenen liseler var. Yani aslında Anadolu liseleri, Anadolu lisesi olma yıllarına ve sürelerine göre belli bir sıralamaya oturuyorlar. Bu nedenle aslında, tercihlerde, belli başlı Anadolu liselerinin tercih edilmesi çok fazla görülen bir şey. Sınavla girilecek okulların sayısını arttırma aslında biraz adres değişikliğinde yaşanacak sayıları azaltabilir’’ yorumunu yaptı. 60 SORU, 90 DAKİKA Nitelikli okullar olarak belirlenen liselerin, Haziran ayının ilk haftasında yapılacak sınav ile öğrenci alacağını kaydeden Kayaalp, ‘’Nitelikli okulların öğrenci alması aslında tamamen sınava bağlı olacak. Haziran ayının ilk haftası, 60 sorudan oluşan 90 dakikalık bir sınava girecekler. Soru sayısı aslında az. Çünkü sınava zaten az öğrenci girecek, bu nedenle soru sayısını az tutalım gibi bir mantık var ama sınava az öğrenci gireceğini biz eğitimciler olarak düşünmüyoruz. Çünkü hiçbir veli, öğrencisinin sınavla girebileceği nitelikli okulları varken mahalledeki herhangi bir okula gitmesi taraftarı değildir. Önce sınavı bir denesin sonucu görelim diyecekler. Olmuyorsa bile, yani sonucun olmayacağını bilse dahi öğrencisinin o sınava katılmasını isteyecek. Dolayısıyla soru sayısı bu durum için az. Hangi dersten, ne kadar soru gelecek bunu bilmek de önemli. Bu nedenle soru sayısının da, derslerin öneminin de belli bir derecede artırılması gerekiyor’’ dedi. ÖĞRENCİNİN OKULA İLGİSİ AZALABİLİR Öğrencilerin, birçoğunun sınav odaklı olduğunu ve sonucunda bir sınava girmeyeceği için okulu önemsememe potansiyeli içinde olduklarını belirten Kayaalp, ‘’Çünkü biz bir şekilde çocuklarımızı sınava yönelik yetiştiriyoruz. Bundan sonra sınav odaklı davranmasak bile şu an 8.sınıfta olan bir öğrenci zaten bu yaşa kadar sınav odaklı bir eğitim sistemi ile geldi. Bu nedenle, dönemin sonunda bir sınav olmaması, öğrencinin okula olan ilgisini ve derslere olan katılımını azaltacak. Bu nedenle bu durumu dengede tutarak hareket etmek gerekiyor’’ dedi. 5 TERCİH YETERSİZ GELEBİLİR Yeni sistem ile özel okullara olan yönelimin artmasının kaçınılmaz olduğunu dile getiren Kayaalp, ‘’Nitelikli okullar için yapılan açıklamaya göre, not ortalaması ve diploma puanına ihtiyaç duyulmayacak. Sadece sınav ile öğrencinin okulu kazanması beklenecek. Not ortalaması ve diploma puanı, adrese yakın kayıt yapılacak okullar için bir faktör niteliği taşıyacak. Nitelikli okullar için, 60 sorular bir sınav ve sonuçlara, yapılan 5 tercihe dayalı bir yerleştirme söz konusu olacak. Bu konuda 5 tercihin yetersiz olması ile ilgili eleştiriler yapılıyor. Özellikle büyük şehirlerde çok fazla okul var. Bu nedenle 5 tercihin yetersiz gelmesi gibi bir durum söz konusu olacak. Özel okullar konusunda da şöyle bir duru söz konusu olabilir, öğrenci eğer, çevresindeki iyi bir okula kayıt olamıyorsa, meslek lisesi ya da İmam Hatip lisesini tercih etmek istemiyorsa, özel okula yönelebilir. Çünkü özel okullarda bakanlığın verdiği bir teşvik var ve bir şekilde mali denge kurulabiliyor. Dolayısıyla, özel okullara karşı bir artışın olacağını söylemek mümkün’’ ifadelerini kullandı. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim