Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yaptığı basın açıklaması ile Saraçoğlu Mahallesinin Koruma Amaçlı İmar Planının Çevre Şehircilik Bakanlığı’nda askıya çıkarılmasını eleştirdi.  Bu karar ile Saraçoğlu Mahallesi’nin altına otopark alanı yapılacağının altını çizen Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Saraçoğlu bizim için cumhuriyet değeridir. İlk toplu konut alanıdır. Ülkenin ortak kültürel mirasıdır. Bu bölgedeki nefes koridorumuz ve nefes alanımızdır. Burada bütün bu ada parseli altında yapılacak otoparkı kabul etmemizi kimse bizden beklemesin” dedi. Bu plan çerçevesinde binaların, ağaçların korunmasının güzel bir gelişme olduğunu söyleyen Candan, “Ama tescilsiz ağaçların da bizim yaşamımızda bir varlık olduğunu ve onun gölgesinde çocukların büyüdüğünü, onun gölgesin de bürokratların planı olarak ülkenin en önemli sorunlarını tartıştığını düşündüğünüzde de bir bütünlük içerisinde ele alınması gerekir. Saraçoğlu Mahallesi üzerinde ki bu otopark yaklaşımı ve bütün alanların otoparka dönüştürülmesi sadece bir Saraçoğlu Mahallesi planı olarak görülemez” diye konuştu. “DEVLET MAHALLESİ OLMA ÖZELLİĞİ TAŞIYOR” Saraçoğlu Mahallesinin cumhuriyet döneminin ilk toplu konut alanı olduğunu belirten Candan, Saraçoğlu Mahallesinin 1944 yılında Alman mimar tarafından tasarlandığını söyledi. Candan, “Aslında bir devlet mahallesi olma özelliği ile birlikte, bakanlığa yakınlığıyla orada yaşayan bürokratların barınma sorununu çözen ve mahalle kültürü açısından da insancıl, komşuluk ilişkilerini geliştiren bir yaklaşımla tasarlanmış durumda. 1979 yılında bu alanın tamamı kentsel sit alanı olarak tescil edilmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından bu karar alınmıştır” şeklinde konuştu. KARAR DAHA ÖNCE SÜLEYMAN DEMİREL TARAFINDAN VETO EDİLMİŞ Saraçoğlu Mahallesinde 1994 yılında başlayan bir yok edilme ve yıkılıp yeniden yapılma konuları gündeme geldiğini hatırlatan Candan, “1994 yılında özellikle mahallelinin tepkisi ve Mimarlar Odası Ankara Şubesinin tepkisiyle kanun Süleyman Demirel tarafından veto edilmiştir. Sonra uzun yıllar boyunca Saraçoğlu Mahallesi devlet bürokrasisinin ihtiyacını karşılamıştır. Konut yerleşkesi olarak kentin içerisinde gece gündüz yaşayan ve güvenliğin sigortası haline gelmiş bir yerden bahsediyoruz. Bugün beki de kent merkezinde yaşadığımız patlamaların bir gerekçesi de kent merkezinde konut yerleşkesinin artık olmaması olarak değerlendirmek de mümkün. Çünkü kentin gece ve gündüz güvenliğini sağlayan insan yerleşkesiydi” ifadelerini kullandı. 14 DAVA VAR 2013 yılına gelindiğinde Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili ile riskli alan karar ile karşılaştıklarını kaydeden Candan konuşmasına şu şekilde devam etti: “Riskli alan kararına ilişkin açılan davalarımız var. O dönemde orada yaşayan halkın da aştığı davalar var. Riskli alan kararları iptal edilince, bu kez de alanın konut olarak kullanımının tahsisini kaldırarak bakanlar kurulu kararı ile Maliye Bakanlığı’na ekonomiye kazandırılması açısından 2014 yılında devredilmişti. Bizim Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili açtığımız 14 dava var. Danıştay Başsavcılığının bu konu da görüşü var. Bu görüş bizim de bakış açımızı yansıtıyor” “KIZILAYIN ÖNEMLİ ALANLARINDAN BİR TANESİ” Bugün karşı karşıya kaldığımız durum; 16 Mart itibariyle Saraçoğlu Mahallesine bir koruma amaçlı imar planını yapıldığıdır. Sabah ilk kontrolümüz de karşımıza çıkan bu planı aldık ve hemen kısa bir değerlendirme yaptık ve kamuoyu ile paylaştık. Daha önce Emlak Gayrimenkul ortaklığıyla bizim zorlamamız ile bir görüşme yapılmıştı. Burada ki görüşmede de bizim söylediğimiz şeylerin aynısı onlara da iletilmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşülmüştü. Burası kentsel ölçekte Kızılayın önemli alanlarından bir tanesidir. “K2 VE K1 DEDİKLERİ ALANDA KONUT YAPILACAK” 16 Mart’ta askıya çıkan planda genel olarak Saraçoğlu Mahallesi anlatmak gerekirse; o dönemde mahalle kültürü ile yaşayan, akşamları da devletin bütün sorunlarını takip eden ve 7-24 saat çalışan bir bakış açısının ürünü olarak planlanmış bir mahalledir. Bu süreç içerisinde okuluyla, dükkanıyla ve yönetim anlayışıyla yeni bir bakış açısı getirmiş bir mahalle kültürü oluşmuş durumda. Gelen plan ile birlikte K2 ve K1 dedikleri alanda buraları konut bölgesi olarak tanımlıyorlar. Bu kamu bölgelerinin olduğu alanda yeni bir yapılaşma asla olamaz. Zaten bazı bölgeleri emniyet tarafından işgal altındadır. İşgal altında olan bölge de konut alanı oluyor. Diğer alan ise turizm ve ticaret alanı olarak belirleniyor. Eğimin en yüksek olduğu alan da otopark alanı olarak şekillendiriliyor. “KARAR, SARAÇOĞLU MAHALLESİNİ BETONLAŞTIRMAK DEMEKTİR” Saraçoğlu Mahallesi’nin tamamı bir kültürel peyzaj alanı olduğu için, her dokusu ve her noktasının bir yeşil alan potansiyeli var ve bu yeşil alan potansiyeli sadece bir alana mahkum edilemez bir durumdur. Bu yeşil alanları görmemezlikten gelmemeleri en büyük sorunlardan bir tanesidir. İkincisi zemin altı parsellerin hepsinde otoparkların yapılabileceğini söylüyor. Bu karar; Saraçoğlu mahallesinin üstünü koruyorum, altına otopark yapıyorum diyor. Bu plan 1984 yılında Güvenpark’ın altına otopark yapıyorum yaklaşımının benzeridir. Bunun ne kadar otopark olacağı ne kadarı kullanılacağına ilişkin herhangi bir belirti yok. Kentsel doğal bir alanın otopark yapılması buranın koruma amaçlı bir imar planının olmadığının göstergesidir. Parselin tamamının otopark olarak kullanılacağı düşünülüyor. Kaç katlı otopark yapılacağını da bilmiyoruz. Bu plan, Saraçoğlu Mahallesini betonlaştırmak demektir.  (Kadir GÜRHAN)            
Editör: TE Bilisim