Çankaya Belediyesi’ne bağlı temizlik işçileri, çöpe atılmış veya çöpün kenarına bırakılan kitapları toplayarak kütüphane kurdular. Ankara'nın İmrahor Mahallesi'nde atıl halde bulunan bir tuğla fabrikasını restore ederek kütüphaneye dönüştüren İşçiler, hem çöpleri hem de çöpe atılarak değersizleştirilen kitapları topluyorlar. 17 ayrı kategoride 4 bin 200 kitabın yer aldığı İşçi Kütüphanesi’nin yüzde 75’i çöpten toplanan kitaplardan oluşuyor. Yüzde 25’i de bağış yapılan kitaplardan oluşan kütüphaneden herkes yararlanabiliyor. Kütüphanenin oluşum sürecini gazetemize anlatan Sema Keşkaya, kütüphaneye sadece Ankara’dan değil, Türkiye’nin ve dünyanın dörtbir yanından ilginin olduğunu ifade etti. “KÜTÜPHANEMİZİ İŞÇİ ÇOCUKLARI İLE BULUŞTURALIM FİKRİ İLE YOLA ÇIKTIK” Çankaya Belediyesi sınırları içerisinde çöp toplama işi yaptıklarını dile getiren Keşkeya, “Çöp toplama işini yürüten arkadaşlarımız çöplerin yanına koyulmuş, ya da çöpe atılmış kitapları bulup bize getiriyorlar. Kitaplar çoğaldıkça, onları nasıl değerlendirebiliriz düşüncesi oluşmaya başladı. İşletme müdürümüz ‘bir kütüphane oluşturabiliriz’ dedi ve bu düşünce ile yola çıktık. Önceden çalıştığımız yer, kütüphane için elverişli bir ortam değildi. Buraya, şuan çalıştığımız yere geldiğimizde geniş yer bulduk ve bu yeri restore etmeye başladık. Kütüphanemizi işçi çocuklarıyla buluşturalım fikri ile yola çıktık” dedi. “DEĞERSİZLEŞTİRİLEN KİTAPLARI DEĞERLEŞTİRDİK” Beklenilen ilginin üzerinde bir ilgi ile karşılaştıklarını belirten Keşkaya, “Sınırsızlar takımı diye bir sosyal medya gurubu var. Bu grup, ihtiyacı olan çeşitli köy okullarına yardımlarda bulunuyor ya da o okullara kütüphane oluşturuyor. Biz bu grubu duyunca kendilerini aradık, belki bize faydası olur dedik. Biz aradıktan sonra, bize 150-200 civarında kitap bağışında bulundular. Biz bu bağış ile hız almaya başladık. Çöpten bulunan ve artık değersizleştirilen kitapları alarak, değerleştirdik ve onlara bir ivme kazandırdık” diye konuştu. “YÜZDE 70’İ ÇÖPTEN ÇIKAN KİTAPLARDAN OLUŞUYOR” Kütüphanede 17 kategoriye ayrılmış 4200’e yakın kitap olduğunu vurgulayan Keşkaya, halen kontrol edilip yerleştirilecek olan 800 kitabın da bekletildiğini belirterek, “Özellikle Aynı kategoride ve aynı isimde olan birçok kitabımız bulunuyor. Ansiklopediler, elimizde en çok bulunan kitaplardır. İnternetin gelişmesiyle birlikte ansiklopediler önemini kaybetti. Fakat daha birçok köy okulunda internet yok. Biz bu ansiklopedileri interneti olmayan köy okullarına göndermeyi düşünüyoruz. Çocuklarımızın bu bilgilerden yaralanması ve bu ansiklopedileri okuması gerekir. Kütüphanemizin yüzde 70’i çöpten topladığımız kitaplardan, yüzde 30’u ise bağış yoluyla gelen kitaplardan oluşuyor” şeklinde konuştu. “KİTAPLARI ÇÖPE ATMAYIN BİZİ ARAYIN” “Biz herkese şunu söylüyoruz; kitapları çöpe atmayın, toplayıp bir kenara koyun ve bizi arayın” diyen Keşkaya, “O kitapları, Ankara’nın neresinde olursa olsun almaya gidiyoruz. Bu sistem ile çalışıyoruz. Kitap bağışlayanlara, kitapları çöpe atamadıkları için bir teşekkür belgesi veriyoruz. Yaklaşık üç aya yakındır sosyal medyada duyulmaya başlandık. Duyulduktan sonra da çok güzel tepkiler ile karşılaştık. Buraya gelip bizi ziyaret edenler oldu. Gelip ziyaret edenler, çok güzel şeyler söylediler. Burası herkese açıktır, sadece işçi çocuklarımıza ait değildir. Herkes buraya gelip bu kütüphaneden yararlanabilir.  Kitap alanı isim ile kaydediyoruz. Kendisine 15 günlük bir süre veriyoruz. 15 günü dolduktan sonra kişiye şu mesajı gönderiyoruz; 15 gününüz doluştur, isterseniz 15 gün daha ek zaman alabilirsiniz. Toplamda bir aylık bir süre veriyoruz. Sonrasında kitabı teslim alıyoruz. Burası işçilerimize yönelik açtığımız bir kütüphane olabilir. Fakat şuan herkese açık bir halk kütüphanesidir” ifadelerini kullandı. “ÇÖP ARACINDAN GEZİCİ KÜTÜPHANE OLUŞTURACAĞIZ” Kütüphaneyi oluşturarak, halka bir mesaj verdiklerini kaydeden Keşkaya konuşmasına şu şekilde devam etti: “Okumak çok kıymetlidir. Kitabı sadece rafı süslemesi için almayalım. Daha sonra da sıkıldıktan sonra onu bir kenara atmayalım. Gerçekten okumak adına kitabı alalım. Eğer okumayacaksak ta, okuyanlara bağışlayalım. Okumaya aç olanlara bir faydamız dokunsun. Biz bu şekilde, bu düşünce ile yola çıktık. Hatta bir çöp aracımızı restore ederek gezici kütüphane haline getirmeyi düşünüyoruz. Dışarıdan bakıldığında bir çöp aracını andıran ama içinde kitaplar olan gezici bir kütüphane olacak. Ankara’da bölgeleri gezerek kitap okumak isteyenlere kolaylık sağlayacağız.” “GELMEK İSTEYENLERİ ARAÇLA ALIYORUZ” “Kütüphanemizi merkeze taşıma gibi bir düşüncemiz yok. Bizim yerimiz burası ve burası bu şekilde duyuldu ve değer kazandı. Biz buradayız, işçilerimiz burada. Sonuçta burayı işçilerimizin çocukları için açarak bir halk kütüphanesine dönüştürdük. Gelmek isteyenler bizi arıyorlar. Bizde onlara yolu tarif ediyoruz. Gelen kişilerin araçları yoksa biz onlara araç gönderip, geldikleri yerden alıyoruz. İleriye dönük bir ulaşım ağını oluşturacak mıyız? Şu an onunla ilgili herhangi bir çalışmamız yok. Ulaşım sorununu şuan kendimiz çözebiliyoruz. Sadece Ankara’dan değil, Türkiye’nin dört bir yanından bizi arıyorlar. Hatta dünyadan bizi arayarak durumu haberleştirmek isteyen kanallar bile oldu. Dünya çapında böyle bir şey yok diyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor. Amacımız işçilerimize ulaşmaktı. Fakat şimdi okumayı seven herkese ulaşıyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor.” “BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR” “Kitapların yırtık olduğunu düşünmeyin. Bizi arayın biz alırız. Onların yok olmasını engelleyelim, daha çok kişiye ulaştıralım. Kitaplar çok pahalı olduğu için, onlardan yararlanamayan birçok insan bulunuyor. Hala doğudaki birçok köyün ansiklopediye ihtiyacı var. Bilgiye ihtiyacı var. Onlara bu kitapları ulaştırmalıyız. Burayı merak edip, ziyaret etmek isteyen halkımıza kapımız açıktır. Bizi arasınlar biz onları yakın bir yerden alırız. Bilgi paylaşmaktır. Bilgi paylaştıkça çoğalır.” “SINAV SİSTEMİ DEĞİŞTİĞİ İÇİN, SORU BANKALARINDAN KİTAP RAFI OLUŞTURDUK” Biz de çöplere atılan birçok soru bankası mevcut. Hiç çizilmemiş, el değmemiş bir sürü soru bankasından bahsediyorum. Bu kitaplar bize geldikten sonra, onları bağışta bulunmayı düşünüyorduk. Ancak sınav sistemi değişti. TEOG kaldırıldı. Elimizde işlevini bu şekilde yitiren soru bankalarından raflar oluşturduk. İşlevsizleştirilen kitaptan kitap rafı oluşturduk. Kütüphane de bir de satranç masamız bulunuyor. İsteyen satrançta oynayabilir. İşletme olarak temel politikamız; eğitim şarttır. Biz bunu lafta bırakmıyoruz. İçini gerçekten dolduruyoruz. Bu konu da bize katkı sunan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim