Zeytinyağlım işletmenin sahibi Yasemin Ceylan, Güvenpark ve 15 Temmuz darbesinden sonra yaşanan ekonomik krizi Güçlü Anadolu Gazetesi’ne değerlendirdi.  Güvenpark’taki patlamadan sonra iş yapmamaya başladıklarını dile getiren Ceylan, “Tam toparlandık derken 15 Temmuz darbesi bizi tamamen yıktı. Bu süreçte devletten yardım bekledik. Fakat devlet bize yardım etmedi” dedi. “İŞE ELEMAN OLARAK BAŞLADIM” Daha önce Gaziosmanpaşa’da sanat atölyesi olduğunu söyleyen Ceylan, “Dans ve enstrüman kursları veriyorduk. Daha çok milletvekili çocuklarına hitap ediyorduk. Ortağım balerindi. Onun yurtdışına tayini çıkınca ben de engel olmadım. Burayı devrettik çıktık. 7 sene önce de Menekşe Pasajı’nda zeytinyağlı yemeklerde eleman olarak başladım. Orada ortaklar anlaşamayınca. Biz ablamızla bir araya gelerek burayı devraldık. Burayı devraldıktan sonra Sümer Sokak’a taşındık. Tabi ki bu geçen süre boyunca işlerimiz gittikçe büyüdü. Üç senemiz de burada geçti. Fakat o arada Kızılay bizi iyi tanımaya başladı. Sonra herkes daha merkezi bir yer olsun isteyince İzmir Caddesi’ne taşındık. Burada zeytinyağlı yemeklere devam ediyoruz” şeklinde konuştu. “GÜVENPARKTAKİ PATLAMADAN SONRA İŞLERİMİZ İYİCE DÜŞTÜ” İşlettiği işletmenin on kişilik bir kapasitesi olduğunu belirten Ceylan “Güvenpark’taki patlamadan sonra işlerimiz çok düştü. Ben baba ya da eş parasıyla gelmedim bugünlere. Küçük küçük kredilerle buraya geldim. Güvenpark’taki saldırının etkisinden kurtuluyoruz derken 15 Temmuz darbesi oldu. Bu darbe ile iyice alt üst oldum. Ondan sonra bir türlü toparlanamadım. Mücadeleye devam ediyorum. Eşim devreye girerek bana yardım etmeye çalışıyor. Bizim şuana kadar hiç kimseyle sıkıntımız olmadı” diye konuştu. “YURT DIŞINDAN SİPARİŞ ALIYORUZ” Yurt dışından sipariş aldıklarını dile getiren Ceylan, “Özellikle yılbaşında dışarıdan ailesinin yanına gelen misafirlerimiz internetten bizi bulup, ev yemekleri için bize sipariş veriyor. Bizde siparişleri alıp yemekleri hazırlıyoruz. Sipariş ödemesini de önden gönderiyorlar. Biz bu şekilde tanındık” ifadelerini kullandı. Devletin kendilerine yardım etmediğini kaydeden ceylan konuşmasına şu şekilde devam etti: “BANKAYA BORCUM VAR FAKAT PERSONELİME BORCUM YOK” Ben dükkânımı da kapatamam. Bu mücadeleyi sonuna kadar götürmek zorundayım. Çünkü çok borcum var. Bankalara borcum var. Fakat hiçbir personelime borcum yok. Çünkü çalışanlarımın hepsi ev geçindiriyor. Kimi hem okuyup hem çalışıyor, kimi de annesine ve babasına bakıyor. Onları mağdur etmemek adına sıkıntıya girdim. Bu sıkıntım da büyüdükçe büyüdü. Zaten darbeden sonra yaklaşık on gün hiç iş yapamadık. Bir tek ben değil, bütün esnaf iş yapamadı.   “BORCUM YOKSA KOSGEB İLE NE İŞİM OLUR” Küçük esnaf devlet tarafından verilen 50 bin TL’den yararlanamıyor. Çünkü oraya şartlar konulmuş. Yani vergi borcun ve banka borcun olmayacak ancak o şekilde bu krediden yararlanırsın. Benim borcum yoksa benim KOSGEB ile ne işim var. Darbede bize bas bas bağırdılar; tuvaletlerinizi açın ve hiç çekinmeyin biz sizin elinizden tutarız. Hani neden sahip çıkan olmuyor. Kapıdan suya geleni boş çevirmedik. Ama hiçbir şey yok ortada. İhtiyacı olmayan kişiler KOSGEB kredisinden yararlandı. İhtiyacı olanlar için ise değişen bir şey olmadı. KOSGEB’in verdiği para, benim gibi borcu olan bir esnafa lazım. “PATLAMALARA KADAR KENDİ YAĞIMDA KAVRULUYORDUM” Güvenpark’taki patlamaya kadar devletten bir şey istemiyordum. Çünkü ben yağımda kavruluyordum. Aylık 15 bin TL’ye kredi ödememi çok rahat yapabiliyordum.  Geçimimi kolayca sağlıyordum. Patlama ve darbeden sonra tamamen sarsıldık. Bize de yazık. Ben burayı kapatırsam o borçlarımı ödeyecek bir yer bulamam. “ASKER VE ÇEVİK KUVVETE YÜZDE 50 İNDİRİM” Bizim konseptimiz esas zeytinyağlı olarak başladı. Yaklaşık 40 çeşit zeytinyağlı yemekler var. Sarmalar, dolmalar, börekler ve çörekler gibi. İnsanlara açık büfe kahvaltı sunuyoruz. Her gün altı çeşit yemeğimiz ve sıcak çorbalarımız oluyor. Müşterilerimiz genellikle esnaf ve bankacılardan oluşur. Asker ve çevik kuvvet polislerine indirim yapıyoruz. Yaklaşık yüzde 50’ye yakın bir indirimimiz var. Çünkü vatan ve millet şuan onlara emanettir. Bu sıkıntılarıma rağmen askerlerden çay parası almıyorum. Küçük esnafa sahip çıksınlar onlar daha iyi biliyor kul hakkının ne olduğunu. Yazık günahtır. (Güçlü ANADOLU / Kadir GÜRHAN)    

Editör: TE Bilisim