Atatürk Kültür Merkezi’nde(AKM) düzenlenen Kars-Iğdır-Ardahan günlerinde kilim standı açan Iğdır Halk Eğitim Merkezi El Sanatı Hocalarından Esra Çelik kilim kültürünün unutulmaması için halk eğitim kursları sayısının artırılması gerektiğini dile getirdi.  Iğdır Halk Eğitim Merkezi ile geldiklerini dile getiren Çelik, “Halk eğitim merkezine bağlı kilim kurslarımız açılıyor. Hepsi Iğdır’da yapılıyor ve hepsi el emeği, el dokumasıdır. Kursiyerler bu kilimleri teker teker ellerinde dokuyorlar. Bu kilimler, Iğdır Karabağ kilimleri şeklinde geçiyor, halı değildir. Hepsinin iplikleri saf yündür. Boyaması kökboyaları aracılığıyla yapılıyor. Kilimlerimizde Osmanlı motiflerini kullanıyoruz. Osmanlı motifleri ayrıdır, güllü olanlar Iğdır Karabağ desenidir. Bu şekilde geçiyor” diye konuştu. “KIYMETİNİ BİLEN DUVARA ASIYOR” Kilimde çok çeşit olduğunu ifade eden Çelik, “Çünkü motifleri hepsinde farklı işlenir. Yani kilim tektir ama motifler işin içine girince çok farklı çeşitler ortaya çıkıyor. Karabağ özellikle Iğdır’ı simgelediği için önemli. Bunun dışında, Osmanlı motifi farklıdır, eli belinde isimli bir motif var o da farklıdır hepsi çeşit çeşittir. Duvar halısı ve dekoratif olarak da kullanılabiliyor ama yere serilmek için üretiliyor. Kıymetini bilen duvara asıyor. Ama yerde de kullanılıyor. Böyle çok fazla alıcısı var evinde halı gibi her yere kilim seriyorlar çünkü çok kullanışlı. Yıkama yapılabiliyor, renk atma saf yün olduğu için kesinlikle olmaz, yıllarca kullanılabilir, hiçbir sıkıntı olmaz” şeklinde konuştu. “KİLİMİN DEĞERİNİ BİLEN ÇOK AZ İNSAN KALDI” Kilimleri tanıtmak için Ankara’ya geldiklerini söyleyen Çelik, “Kilim artık eskisi gibi kullanılmıyor. Değerini bilen çok az insan var. Biz de elimizden geldiğinde Iğdır’da üretiyoruz, burada Ankara’da da insanların görmesini ve kilimlerin değer kazanmasını istiyoruz. Burada daha fazla insanların tanımasını istiyoruz. Yani bunu dokurken, insanlar çok büyük emek veriyorlar. Mesela bir kilim, minimum 1,5 ayda dokunuyor. El emeği çok fazladır. Bu beşikten mezara gitsin, geçmişten geleceğe aktarılsın istiyoruz. Artık günümüzde çok modern şeyler var. İnsan bu el dokuması kilimlere bin 500 lira vermektense, bin 500 liraya 5 tane halı alırım diye düşünebiliyor. Tabi o halıda alınır ve kullanılır ama buradaki emek çok farklıdır” dedi. “FİYATLAR METREKARESİ 200-250 LİRA ARASINDA DEĞİŞİYOR” Kilimlerin fiyatının işlenme şekline ve desenine göre değiştiğini kaydeden Çelik konuşmasına şu şekilde devam etti: “Ama ortalama bir fiyat söyleyecek olursam, metrekaresi ortalama 200-250 lira arasında değişiyor. Desenlerinden de anlaşıldığı gibi çok zahmetli bir şekilde dokunuyor. Örneğin bir kilimi dokuyan bir kursiyerimiz, 15 yıldır kilim dokuyor. Yani bazı motifleri yeni başlayan birisi hayatta yapamaz. Kısacası 15 yıllık emeği olan insanlar bu motifleri dokuyor. Acemi birinin yaptığı kilimle usta birinin yaptığı kilim arasında farklar belli oluyor.” “SATIŞLARIMIZ GEÇEN SENE DAHA İYİYDİ DİYEBİLİRİM” “Kilimlere ilk gün ilginin çok fazla ama satışlarımız çok azdı. Bunun yanında hediyelerimiz çok fazla oldu. Çünkü bakanımız geldi, valilerimiz geldi onlara hediye verdik. Geçen sene yine buradaydık. Örneğin geçen sene bir kadın stanttaki bütün kilimleri satın almış. Böyle müşterilerimiz de oluyor yani. Kadın bu kadar kilim hayranıymış ve elinde 30 küsur kilim varmış. Elindeki çanta 2 bin liraymış, bu çantayı alacağıma kilim alsaydım demiş. Pazar gününe kadar buradayız. El sanatları unutulmasın.” “DEVLETİN KURSLARI DESTEKLEMESİ ÇOK BÜYÜK AVANTAJDIR” Halk eğitim merkezine bağlı kurslarımızı İŞKUR aracılığı ile açıyoruz. Kursiyerler geldikleri her gün için ücret alıyorlar. Bu şekilde de desteklemesi oluyor. Kadınlar bunu iş olarak yapıyorlar. Yani hem emeklerinin karışlığını alıyorlar, hem de boş gitmemiş oluyorlar. Bu nedenle devletin desteklemesi çok büyük bir avantajdır. Yoksa insanlar, saatlerce bunun başında durmazlar. Doğu halkının biraz daha çok çocuklu olması sebebiyle, kültürden kaynaklı olarak kadınlar evden çıkmak istemiyorlar. Batı’nın insanı biraz daha hobi amaçlı kurslara katılıyor. Evde vakit geçmiyor dışarıya çıkayım diyor ve katılıyor. Doğu’nun insanında bu yok. Çünkü ihtiyaçları daha önceliklidir. Burada hem el emeği ile parasını kazanıyor, hem de iş öğreniyor. Meslek sahibi oluyor. İŞKUR bu konuda çok aktif. İnşallah her ilde aktif olur. Iğdır’da İŞKUR’un çalışmaları çok iyi. Elazığ’da bir arkadaşım var. Mesela orada hiç kurs açılmıyormuş. İlden ile durum değişiyor.” “OKULLARDAKİ DERS MÜFREDATI YETERSİZ OLUYOR” “Ben gazi üniversitesi sanat ve tasarım fakültesi mezunuyum. Güzel sanatlar ve mesleki eğitim fakülteleri ayrıdır. Okulda, o kadar çok kapsam var ki, şöyle söyleyeyim; ben kilim dokuma dersi gördüm. Ama dokuduğum kilim küçük boyuttaydı. Ama bu büyük kilimleri dokumak 1,5 ayınızı alıyor. Bu nedenle okullarda ders müfredatı bu duruma çok yeterli olmuyor. Çok fazla öğrenci olduğu ve derslerde her şeye değinildiği için çok fazla ustalaşamıyorsunuz. Ama mezun olduktan sonra, ilgi duyulan alana yönelirseniz böyle güzel ürünler yaratabilirsiniz.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim