Ankara’nın 200 yıllık ticaret merkezi olan İtfaiye Meydanı Esnafı, meydanın yıkılacağı söylentilerinin kendilerini yıprattığını ve çarşının katma değerini düşürdüğünü söyledi. ‘İtfaiye Meydanı yıkılacak’ yönünde bir kamuoyunun oluşmasından rahatsız olan Çarşı Esnafı, söylentilere itibar edilmemesi gerektiğini belirtti. Öte yandan bu asılsız iddiaların çarşıya olan ilgiyi de azalttığı ifade ediliyor. Diğer bir adı Her Gelen Meydanı olan İtfaiye Meydanı’nın Ankara’nın son esnaf kalesi olduğuna dikkat çeken Ankara Halı Kilim İmalatçıları İkinci El Tekstil Ürünleri ve Ev Eşyası Satıcıları Odası Başkanı Mükerrem Korkmaz, “İtfaiyenin özü, kültürü yardımlaşmadır. İtfaiye esnafı, ahlakın en üstün noktası, insan değerlerinin en üst noktasından kurulan bir değerler topluluğudur. Burada maneviyatın her türlüsü mevcuttur” şeklinde konuştu. “GÜN GEÇTİKÇE MÜŞTERİ KAYBEDİYORUZ” 13 Nisan’da İtfaiye Meydanı için Bakanlar Kurulundan acil kamulaştırma kararı çıktığını vurgulayan Korkmaz, “Fakat bu karar sadece ön tarafta bulunan oteller içindi. Biz bunu Başbakana ilettiğimizde altında imzası olmasına rağmen bundan haberi olmadığını söyledi. Bize itfaiye esnafının rahat etmesini söylediler. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz dediler. Buralar zamanla bir iyileştirme ve düzenleme projesi içindedir. Ama bu senelere yayılarak yavaş yavaş olacağını söylediler. Esnaf da bu karışıklıktan rahatsız. Çünkü git gide müşterimiz ciddi derecede azaldı. Burası günün şartlarına göre hazırlanıp işletmecilere açılırsa, aynı esnaflar topluluğu burada istihdam edilirse ve aslına uygun restore edilip esnafımıza devredilirse buranın ticareti bozulmadan devam eder. Ama burası dağılırsa 200 yıllık ticaret merkezi olan İtfaiye Meydanı diğer adı ile Her Gelen Meydanı dağılır” diye konuştu. “ESNAF SÖYLENTİLERDEN YIPRANIYOR” Çarşıda 200 lira sermaye ile evini, çoluğunu çocuğunu geçindiren esnafların olduğunu vurgulayan Korkmaz, “İtfaiye meydanın yıkılacağı söylentisi esnafı yıpratıyor. Buranın katma değerini düşürüyor. Yatırım yapılması gerekirken, söylenti çıkıyor kimse de yatırım yapmıyor. Söylentilere itibar edilmemesi gerekir. Yıkılacak yönünde kamuoyunun oluşmasından rahatsızız. Böyle bir şey söz konusu değil. Burası muz cumhuriyeti değil. Bunun zamana yayılarak yapılması gerekir” dedi. “SEÇİMLERE ÖZGÜR İRADEMİZİ YANSITAMIYORUZ” Oda seçimlerinde karşı taraftan şiddet gördüğünü dile getiren Korkmaz, sandığa gitmeden kendisine saldırdıklarını ifade etti. Korkmaz: “Sırf Yiğiner’in karşısındaki listede yer aldığım için dayak yedim, şiddet gördüm. Yiğiner’in kendisi de bana saldırdı. TESK Başkanı Palandöken’e buradan sesleniyorum; Yüksek Seçim Kurulu ile istişareye girip oda seçimleri, birlik seçimleri, federasyon ve konfederasyon seçimlerini normal yerel seçimler gibi sandıkları en az beş metre uzak kurulması gerekir. Sandıkların güvenliğinin bir şekilde sağlanılması gerekir. Hiç kimsenin seni gözetmediği, insanların öz iradesi ile istediği adaya, istediği delegeye ve partiye oy vereceği bir seçim güvenliği sağlanmalıdır. Çünkü bu şekilde kimse özgür iradesini sandığa yansıtamıyor.  Acilen bir tedbir alınması gerekir. Bizim burada yaşadığımıza başka esnafımız maruz kalmasın. Esnaf buna layık değil. Esnaf ticaretin lokomotifidir. Bu sistem böyle devam edemez, bunlar çözülecek.” “BUNLARIN AHİLİK VE ESNAFLIKLA ALAKASI YOK” “Esnaf kendisini temsil eden adayı öz iradesi ile seçip başa geçiremiyor”  diyen Korkmaz, “Yukarıdakiler toplanıyor, belirledikleri isim üzerine karar kılıyorlar ve esnafa bu insan senin başkanın diyorlar. Bunlar esnaf için parmak bile kıpırdatmıyorlar. İkna edemedikleri esnafa yıldırma politikası uyguluyorlar. Sandıkların başlarına kendi adamlarını koyuyorlar, polis de bir şey yapamıyor. Senin oyunu kime verdiğini kontrol ediyorlar. Oyları kendilerine göre değiştiriyorlar. Beni sırf bu yüzden darp ettiler. Bunların ekmeğinin peşinde olan ve ahilik geleneğinden gelen esnafıma zarar vermesini kabul edemiyorum. Bunların ahilik ve esnaflıkla alakası yok” açıklamalarında bulundu. “BENİM ESNAFIM AHLAKLIDIR” “İtfaiye esnafı, ahlakın en üstün noktası, insan değerlerinin en üst noktasından kurulan bir değerler topluluğudur” şeklinde konuşan Korkmaz konuşmasına şu şekilde devam etti: “Dışarıdan belki bir şer gibi gözükebilir ama İtfaiye Meydanı esnafına bir teneke altın emanet et, bir ay sonra gel o altını saymadan evine götür. Ben bu adar iddialıyım esnafım konusunda. Çünkü benim esnafım ahlaklı. Yani burada bir insana laf atıldığında itfaiye meydanı esnafı onun karşısında durur. Burası Kızılay ve Çankaya’dan daha güvenlidir diyebiliriz.  İtfaiye meydanı Ankara’nın son esnaf kalesidir. On liraya bu memlekette karnını doyuran insanlarımız var. İtfaiye Meydanını tanımak lazım, buranın insanını tanımak gerekir. Burada maneviyatın her türlüsü mevcuttur.” “YAPTIKLARIMIZ YAŞANTIMIZIN BİR PARÇASIDIR” ‘Bu meydana kim gelirse biz karnını doyururuz’ diyen Korkmaz şunları söyledi: “Ayakkabısından çorabına kadar giydiririz. İtfaiye Meydanı’nın en az üç mecnunu olur. Şu anda bile üç tane mecnunumuz var. Buranın esnafı bu üç mecnunu ve gıyabında gelen Suriyelileri de saymıyoruz, hepsine yardımcı oluyoruz. Mutfağına da yardımcı oluyoruz. Bunları övünmek için söylemiyoruz. Bu yaptıklarımız yaşantımızın bir parçasıdır. Sosyal ve insanlık görevimizdir.” “DEVLETİN BU KİŞİLERE SAHİP ÇIKMASI GEREKİR” Korkmaz: “Ankara Halı Kilim İmalatçıları İkinci El Tekstil Ürünleri ve Ev Eşyası Satıcıları Odası Başkanlık görevini yürütüyorum. Burada bulunan dükkanların hepsi benim üyem. 300 tane resmi üyemiz var. Sosyal güvencesi ve elinde hiçbir şeyi olmayan esnafımız var. Çünkü bu parayı yatıramıyor. Kazandığı ile ancak çocuklarını geçindiriyor. Tek gözeli odada yaşayan esnafımız var. Günlük 30-40 TL kazanıp geçiniyorlar. Dükkanı olmayıp eşyasını bizim dükkanımıza bırakan arkadaşlarımız da çoktur. Sermayesi olmayan arkadaşlarımıza biz borçla yardım ederiz. Paramızı kazandığında veriyorlar. Biz bunlara sahip çıkıyoruz. Elimizdeki 10 TL’yi paylaşıyoruz. Devletin bu kişilere sahip çıkması gerekir” dedi. “BİZİ, BİZ YÖNETELİM DİYORUZ” İtfaiyenin özü, kültürü yardımlaşmadır. Biz birbirimizle o kadar iç içe geçmişiz ki bu para babaları, patronlar bizim bu bağlılığımızı çözemezler. Bizi dağıtamazlar. Bizi yönetenler, bizden değil. Bizi, biz yönetelim diyoruz. Benim özüm bu; beni ben yönetmeliyim. Bizi para babaları, ağalar, beyler, mafya babaları yönetmesin. Biz burada kendi temsilcimizi seçerek, kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Ahilik ile alakası olmayan yöneticilerin bize hiçbir faydası olmadı olmayacakta. Esnaflık geleneğinde şiddet olmamalı. Sırf ben diğer tarafın listesinde yer aldığım için linçe maruz kaldım. Bunu hak edecek bir şey yapmadık biz. (Kadir GÜRHAN)