Mimarlar Odası Ankara Şubesi, AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki’nin projelerini masaya yatırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi,” Bugün bize çok büyük alanlar değil, bir yeşil senaryoya ihtiyaç var. Yeşil alanların ve çocuk oyun alanlarının artırılmasına ve okulların yeşil alanlar içinde olmasına ihtiyaç var’’  dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki’nin 31 Mart yerel seçimlerine yönelik projelerine ilişkin genel değerlendirmelerinin yer aldığı bir basın toplantısı düzenledi. Candan, Ankara’yı yakından takip eden bir meslek örgütü olarak bütün adayları yakından takip ettiklerini ifade ederek Özhaseki’nin 11 başlık altında projelerini açıkladığını anımsattı. ‘’KENT MERKEZİNDEN ÇIKMASI VE OLABİLDİĞİNCE YAYALAŞTIRILMASI GEREKİYOR’’ Candan, Özhaseki’nin ulaşım politikalarına ilişkin şunları söyledi: “Ulaşım politikalarına ilişkin konuşuldu. Bildiğiniz üzere metro ve raylı sistem Ankara’da artık Ulaştırma Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Yani belediyenin metroya ilişkin verdiği her vaat yerel politika değil bir merkezi hükümet politikası olarak karşımızda duruyor.  Yol genişletmek ve paralel yol açmakla trafiğin rahatlamayacağını söylüyor doğru söylüyor. Lakin bunun arkasından otomobiliyle hava alanından kesintisiz ulaşmayı öngörüyor ki bu bir önceki ile çelişiyor. Hava alanına kesintisiz ulaşımdan bahsediyor. Kesintisiz ulaşım demek Ulus’ta bugün davalık olan ve gerçekten Ulus’un potansiyelini alt üst edecek Roma dönemini ve Ulus Tarihi kent Merkezi’ndeki Ulus tünelini refere etmektir. Metro istasyonlarının her birinde park et ve devam et yaklaşımı getireceğini söylüyor. Bunun mümkün olmadığı çok açık. Bunun arkasında yatan istasyonların bulunduğu yere otopark yapacağım demektir. Güvenpark’ın, Zaferpark’ı otopark yapacağım demektir. Bir otopark sistematiğinin içine gireceğini okuyoruz. Oysa kent merkezinin araçtan arındırılması, dolmuşların kent merkezinden çıkması ve olabildiğince yayalaştırılması gerekiyor. ‘’ANKARA’NIN ÇOCUK KÖYÜNE  DEĞİL, KENTTE ÇOCUK DOSTU BİR KENT POLİTİKASINA İHTİYACI VAR’’ “Yine Ankaray’ın AŞTİ’ye olan uzantısının ne zaman açılacağı belli değil. Zaten AŞTİ bağlantısı 6 yıl gecikmiş durumda. Bunun arkasında yatan ise biliyorsunuz orada YDA’nın bir inşaatı var orada henüz bitmedi. Müteahhitte onu bitirebilecek bir ekonomik sıkıntıda anlaşılan. Bunun açılamamasının tek nedeni müteahhidin buna izin vermemesi olması gerek ki, açılamıyor diyen Candan, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün bize çok büyük alanlar değil, bir yeşil senaryoya ihtiyaç var. Yeşil alanların ve çocuk oyun alanlarının artırılmasına ve okulların yeşil alanlar içinde olmasına ihtiyaç varken millet bahçeleriyle bir yeşil projemiz var deniyor. Yine açıklanan çocuk köyü projelerini Ankapark’ın yanındaki AOÇ arazisine yapacakmış. Ankapark’taki çadırların yanıcı olduğunun farkında bile değil. Ankara’nın çocuk köyüne  değil, kentte çocuk dostu bir kent politikasına ihtiyacı var. Bugün bebekli anneler çocuklarıyla sokağa çıkamıyorlar. Üzerine tezgahlar ve lavabolar düşerek çocuklarımızı kaybettik. Bugün çocuk köyüne değil çocuk dostu mahallelere ihtiyaç var.” ‘’ÖNEMLİ OLAN ANKARALI OLMASI DEĞİL, BAŞKENTİN RUHUNU VE HER BİR METREKARESİNİ HİSSETMESİDİR’’ Candan, Ortak akılla yönetilecek bir Ankara’ya ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “'Vedat Dalokay ve Murat Karayalçın da Ankaralı değildi' diyerek birtakım söylemler üretiliyor. Dalokay, Mimarlar Odasının yöneticiliğini yapmış bir dolu organlarında görev almış, Ankara’nın ruhunu ve her bir metrekaresini hissetmiş bir belediye başkanıdır. Önemli olan Ankaralı olması değil, Başkentin ruhunu ve her bir metrekaresini hissetmesidir.  Dalokay, gerektiğinde direnen ve politikalar ortaya koyan bir belediye başkanıydı. ‘’ Toplumun bütün katmanlarıyla birlikte bir yönetim anlayışı oluşturulmalı Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan ise şunları söyledi: “Yerel yönetim aşağıdan yukarıya bir örgütlenme modelidir. Toplumun bütün katmanlarıyla birlikte bir yönetim anlayışı oluşturulmalı. Ulaşım başlığı altında pek çok şey söylüyor  bu konuda  Mimarlar Odasını takip etmediklerini görüyorum. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bunları gündeme getirmiş ve hatta sonuçlarına da ulaşmıştır. AOÇ mücadelesi ortadadır. EGO hangarları projesi Ankara’nın kent kemliği ile ilgi iç içe bir konudur. Ankara ulaşılabilir bir kent değil, çünkü yaya değil taşıt öncelikli bir kent.  Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kızılay meydan olsun demiştir. Kızılay’ı yayalaştırma projesi üretmiştir. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan uluslararası alanda çocuk mimarlık çalışmalarının yürütücüsü. Bütün dünya Mimarlar Odası genel merkezinin yürüttüğü bu çalışmanın peşinde. Buna niyet göstermek ve biraz takip etmek gerekiyor. Temas edecekleri nokta Mimarlar Odası’dır.  Ulaşımı da havadan insana ve doğaya dokunmadan çok güzel çözdüğünü düşünmüş bizim talebimizin tam tersine bir tavır var. Tam tersine insana ve doğaya dokunmaları gerekiyor." EVİRGEN: ‘’SİTELER’İN BUGÜN NASIL BİR ÇÖKÜNTÜ ALANI HALİNE GELDİĞİNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ’’ Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ise Ankara üzerinden genel siyasetin nasıl işlediğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Evirgen şunları kaydetti: ‘’Vaatlerden biri Ankara’nın değeri olan meslekleri yeniden canlandırmak üzerine ve ilk örnek Siteler. Siteler’in bugün nasıl bir çöküntü alanı haline geldiğini hepimiz biliyoruz. Suriye’den gelen göçle ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Sitelerde çok düşük ücretle Suriyeli mülteciler istihdam ediliyor. Büyük bir emek sömürüsü ve emek hırsızlığı var. Bunların hepsi ciddi soru işaretleri. Türkiye’nin ayağa kalkması gereken çok ciddi bir konu yaşandı çok yakın zamanda. Ceren Damar Şenel cinayeti ve bu noktaya nasıl gelindiğine ilişkin hepimizin bir kez daha durup düşünmesi gerekiyor. (Merve ŞEN)