Yenilenebilir enerjinin Türkiye’de son beş yılda oldukça ilerlediğini ve Avrupa’ya yetişmek üzere olduğunu söyleyen Tan Canbay, fakat bunun yeterli olmadığına dikkat çekti. Yenilenebilir enerjinin devlet tarafından kesinlikle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Canbay, “Bu enerjiyi makro düzeyden mikro düzeye indirmek gerekir. Enerji halka inmeli. Mesela bizde büyük firmalar bu işi yapmaktalar. Avrupa’ya veya güneşi daha az olan yerlere gittiğiniz zaman halkın çatısında bu enerjilerin olduğunu göreceksiniz” şeklinde konuştu. Güneş enerjisinin hem stratejik hem de yararlı olduğunu dile getiren Canbay, “Stratejik olarak santraller, şunlar, bunlar hepsi merkezidir. Yarın bir gün bir savaş ya da bir doğa olayı meydana geldiğinde ve merkezi sistem çöktüğü zaman buralara elektrik vermek çok uzun zaman alıyor. Ama Türkiye genelinde herkes bir güneş enerjisine sahip olsa, elektrik kesintileri Türkiye’de sıkıntı yaratmayacaktır. Yani riskleri dağıtmış oluyorsunuz” dedi.  “ÜLKEMİZDE OLDUKÇA FAZLADIR” Yenilenebilir enerjiyi tanımlayan Canbay, “Yenilenebilir enerjinin dünyadaki anlamı, dışarıya atık madde vermeyen, geri dönüşümü olan, çevreyi kirletmeyen ve maliyeti biraz pahalı fakat işletim maliyetlerinin ucuz olduğu bir sitemdir. Bu da bizim ülkemizde, Türkiye’de oldukça fazladır. Bunlardan bazıları güneş, rüzgar enerjisidir. Birde derelere arazinin durumuna göre yapılan GES’ler var. Yani doğaya göre yapmak gerekiyor” ifadelerini kullandı. “ARGE ÇALIŞMASI YAPILMALI” Son beş yıldır Türkiye’de yenilenebilir enerjinin oldukça hızlı bir şekilde ilerlediğini söyleyen Canbay, Avrupa’ya yetişmek üzere olduklarını belirtti. Canbay, “Ancak burada bir sıkıntı bu enerji halka inmeli. Mesela bizde büyük firmalar bu işi yapmaktalar. Avrupa’ya veya güneşi daha az olan yerlere gittiğiniz zaman halkın çatısında bu enerjilerin olduğunu göreceksiniz. Bunu makrodan mikroya indirmemiz gerekir ki verimli bir şekilde çalışalım. Bir de bunun maliyetini düşürmek için üniversitelerin Türkiye’de ARGE yapısını çalışması gerekir. Her ne kadar solar yapıyoruz desek de, Bunların hücrelerini filan hep yurtdışından ithal ediyoruz. Yani para yine yurtdışına gidiyor. Bunun bir ARGE çalışmasını yapıp, kendi markalarımızı oluşturmalıyız. Bunun için uğraşıyorlar fakat bu yeterli değil. Bununla daha çok üniversiteler uğraşmalı. Birçok üniversitede bu bölüm var ve bu işi de biliyorlar. Onların önlerini biraz açmak gerekir” diye konuştu. “DEVLET DESTEĞİ OLMALIDIR” Almanya’nın ultraviyolesinin Türkiye’nin üçte biri kadar olduğunu belirten Canbay şunları söyledi: “Türkiye’nin hemen hemen en kötü bölgesi bile Almanya’dan yüksek güneş enerjisi alıyor. Bu gerçeklik var. Yani bu şu demek oluyor; artık teknoloji çok ilerledi, Türkiye’nin her yerinde bu iş yapılır. Ancak bu işin yapılabilmesi için biraz devlet desteği olması gerekir. Birde halkın çatılarına, örneğin sanayi siteleri çatılarına, hastane çatılarına bu enerjiyi kurmaları gerekir. Bunu biraz daha aşağıya indirmeyi başardığımız da bundan büyük yarar sağlamış olacağız. Büyük çiftlikler kurmak elbette ki yararlıdır. Bir de bunu minimuma indirmemiz gerekir. Mesela vatandaş bu enerjiyi çatısına kursun ve enerjinin üçte birini çatıdan üçte ikisini ise devletten alsın. Vatandaş klimasını çalıştırabiliyorsa güneşten alsın. Bu büyük bir kar demektir. Bunu düşündüğünüzde hepimizin çatıları bomboş şekilde duruyor. Bu teknoloji gelmiş bu teknolojiyi kullanmak ve uygulamak gerekir.” “GÜNEŞ VE RÜZGAR NERJİSİ AVANTAJINI DEĞERLENDİRMELİYİZ” ‘Mezralara, tarım arazilerine güneş ve rüzgar enerjisi kurulabilir’ diyen Canbay, “Devletin hatlar çekmesine gerek yok. Bunlarla sondaj kuyuları çalıştırılabilir. Boşuna büyük hatlar çekmenin, büyük maliyetlere girmesine gerek yok. Enerji kaynaklarından kömürü de kullanmak gerekir. Ancak yeni teknolojik termik santraller kullanılmalıdır. Çünkü Türkiye’de kömür rezervi var. İthal olmayan bir kömür var ve bunu enerjide kullanmalıyız. Ancak bunu da mantıklı, iyi fitresi yapılmış tesislerde gerçekleştirmek lazım. Ondan sonra doğal gazın çevreye yararı var diyoruz ama doğal gazın hepsini boru hatlarıyla ithal ediyoruz. Sorun enerji kaynağının yerel olması. Yerel olmasının sebebi şudur; güneş de, rüzgar da bizim buna da doğal olarak kimse karışamaz. Bu büyük avantajı değerlendirmeliyiz.” Açıklamalarında bulundu.   “GÜNEŞ ENERJİSİ HEM STRATEJİK HEM YARARLIDIR” Canbay: “Güneş enerjisinin bir şöyle bir avantajı var; stratejik olarak santraller, şunlar, bunlar hepsi merkezidir. Yarın bir gün bir savaş ya da bir doğa olayı meydana geldiğinde ve merkezi sistem çöktüğü zaman buralara elektrik vermek çok uzun zaman alıyor. Ama Türkiye genelinde herkes bir güneş enerjisine sahip olsa, elektrik kesintileri Türkiye’de sıkıntı yaratmayacaktır. Yani riskleri dağıtmış oluyorsunuz. Güneş enerjisi he stratejik hem de diğer türlü çok yararlıdır. Doğal gaz aldığın ülke vanayı kapattığında her şey bitmiş oluyor. Ya da elektrik santralleri, herhangi bir savaş olduğunda ilk hedef buralar oluyor. Dolayısıyla herkesin bir güneş enerjisi paneli olsaydı kesintilerden kimse etkilenmeyecektir. Bu teknolojiyi biraz daha geliştirmek gerekir” dedi. “AİLELER VE KOBİ’LER DESTEKLENMELİ” Büyük firmaların zaten bu işi yaptığını vurgulayan Canbay konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu iş için devletin en büyük desteği küçük yatırımcılar olmalı. Devlet KOBİ’leri, aileleri, siteleri desteklemeli. Yani karbon salınımından az bir üretim yapılıyorsa. Onun elektriğini ucuza vermeli, fazlasını satın almalı ki insanlar bunlara yatırım yapsın. Bankalar bunlar için kredi açmalı, yani bir megavatlık bir tesisin yapımı yaklaşık bir milyon dolardır. Bunun için bir finansman gerekir. Devletin bu finansmanı desteklemesi gerekir. Ülkemiz şuan bu alanda hızlı bir şekilde ilerliyor. Bir ara rüzgarda iyi ilerliyorduk. Şimdi ise solara döndük solarda da iyi ilerliyoruz.” “KİM NE KADAR ENERJİ HARCIYOR BİLMELİDİR” “Şuan elimizde olan Konya’da Huawei’nin yaptığı bir yatırım var. Bildiğim kadarıyla lisanslı projeler çıkartacaklar. Devletin bu konu da çalışmaları olduğunu görüyoruz. Bunlar makro düzeydedir. Mikro düzeye de indirmek gerekir. Yani birden 500 megavatlık güzel, ancak bunu halka indirmek çok önemlidir. Herke kendi enerjisini bilmelidir. Kim ne kadar enerji harcıyor bunu öğrenmelidir.” “İYİ PARTİNİN DİNANİZMİ KİMSE DE YOK” “İyi partiyi tercih etmemin nedeni; kadrolarının dinamik ve profesyonel olduklarını görüyorum. Diğer partileri gözden geçirdiğinizde İyi partinin dinamizmi kimse de yok. Bu yüzden İyi partiyi tercih ettim. Bu partiye çok katkıda bulunacağımı düşünüyorum. Yurt dışında çok çalıştığım için bu ihale kanunlarını çok iyi biliyorum bu kanunları biraz daha Avrupa’ya ve Dünyaya açılım şeklinde fayda var. Devletin bu konu da çalışması gerekir. Bu durum yabancı yatırımları çekecektir. Yatırımcılar mevcut sistemden ürküyor. Ancak büyük firmalar yatırım yapıyor. Onlar da devlet destekli yapıyorlar. TAN CANBAY KİMDİR? İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunuyum. 1997’den beri yenilenebilir enerji ile uğraşıyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinde çalıştım birçok firmada üst düzey yöneticilik yaptım sonra da kendi firmamı kurdum. Yurt dışında birçok iş aldım. Sonra Türkiye’ye gelerek yenilenebilir enerji solar üzerine çalıştım.” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim