Çok emek isteyen ve yapım süreci zor sanatlar arasında yer alan cam üfleme sanatına ilişkin cam sanatçısı Mehmet Emin Gelir ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Küçük yaşta bir atölyede çırak olarak cam sanatına başlayan sonrasında da kendi dükkanını açarak yoluna devam eden Gelir, cam sanatına olan ilginin gittikçe düştüğünü belirtti. Gelir, çırak bulmada zorlandıklarını ifade ederek cam sanatının yavaş yavaş unutulmaya yüz tuttuğuna da değindi. Mehmet emin bey sizi tanıyabilir miyiz? Adım Mehmet Emin Gelir. 1972 Muş doğumluyum. 1999 yılında İstanbul’a gittim. İstanbul’da aşağı yukarı 17-18 sene kaldım. Ama devamlı cam üfleme üzerine çalıştım. 2007’de Safranbolu’ya gittim. 10 senedir de Safranbolu’da yaşıyorum.  Safranbolu’da Eski Çarşı’da tarihi bir mekanda dükkanım var, orada çalışıyorum. Cam Sanatını nasıl öğrendiniz? Küçük yaşta bir atölyeye çırak olarak girdim. Daha sonra yavaş yavaş işi öğrenmeye başladım. Çıraklığın aşamaları vardır çünkü. Çıraklıktan yetiştim. Usta olunca da askere gittim geldim ve kendi dükkanımı açtım. Hala devam ediyoruz. Cam üfleme sanatı ile ne gibi ürünler üretiyorsunuz? Bizim ürettiğimiz ürünler genelde süs eşyası veya takı malzemesidir. Üretim sürecinden bahseder misiniz?  Biz genelde tüp şeklinde alıyoruz camları, daha sonra bunlara şekil veriyoruz. Fabrikalardan hazır tüp halinde geliyor bize. Daha sonra o tüpleri ısı yardımıyla şekillendiriyoruz. Cam ani soğutulmuş alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle, diğer bazı metal oksitlerin çözülmesinden oluşan akışkan bir malzeme olup ana maddesi silisyumdur. Ana maddelerin hazırlanması ve eritme evrelerinden sonra sıra dinlendirilmiş cam hamurunun biçimlendirilmesine gelir. Bunlar üfleme, dökme, presleme, lif haline getirme, kesim işlemi, temperleme, işleme, renklendirme vs. Borulardan mesela nar, semazen, sürahi, her türlü malzemeyi çıkartabiliyorum. Karşımdaki insan istediği şeyi tarif etsin, çıkartırım. Teknikler arasında ben en çok üfleme tekniğini kullanıyorum, kendimi bu teknikte geliştirdim. Dükkanımın Safranbolu’da olması nedeniyle de üfleme tekniğini kullanıyorum. Çünkü yerli yabancı turist yoğunluğunun olduğu bir bölge orası. Cama üfleme tekniği de ilgilerini çekiyor ve hatta denemek istiyorlar. Cam Üfleme Sanatı Nasıl Yapılır? Cam üfleme sanatı çok zor ve emek isteyen bir sanattır. En küçük hata yüzünden sanatçının tüm emeği yok olabilir. Cama şekil verme ve cam eşyaların üzerine boya ve desenlerinin işlenmesi oldukça sıra dışı ve büyüleyicidir. Bu işlem yapılırken en çok uygulanan teknik üfleme tekniğidir. Cam işlenmek için eritilerek akışkan hale getirilir ve ‘‘pipo’’ adı verilen içi boş bir boru yardımı ile üflenerek istenilen şekil verilir. Düşünüldüğü gibi cama şekil vermek için saatlerce üfleme işlemi yapılmamaktadır. Cama şekil vermek için pipodan, normal nefes alıp verir gibi üç kere üflenmesi yeterli olmaktadır. Cama şekil verilirken ve işlenirken asla ateşten uzakta tutulmamalıdır. Ateşten uzak tutulduğu zaman cam soğur bundan dolayı işlenmesi ve şekil verilmesi zorlaşır. Cam üfleme yapılırken en önemli işlem sap çekmektir. Çünkü cama üfleme işlemi yapılırken ince içi boş bir borunun belli bir noktası ısıtılır. Bu ısıtma işlemi yapılırken ince boru belirli bir hızda ve sürekli döndürülerek yapılması gerekir. Cam üfleme ile yapılan eşyaların üzerine boya ve desen işlenmesi şeklinde yapılan cam işleme sanatına ‘‘vitray adı verilmektedir. Vitrayın asıl ustalık isteyen kısmı kırık camların birleştirilmesi ile deseni oluşturmaktır. Çırak yetiştiriyor musunuz? Yetişmiyor. Eskiden yetiştirdiklerim oldu ancak onlar da şu an cam işiyle uğraşmıyorlar. Farklı alanlara yöneldiler. Şu anda da bir çırağım yok. En çok üzüldüğüm nokta eleman yetiştiremiyor olmamız. Ağustosta atölyede sıcaklık 60 dereceyi bulunca ‘Bu iş bana göre değil’ deyip, kaçıyorlar. Bu yüzden cam üfleme sanatçısı Türkiye’de 50 kişiyi geçmez. Cam bambaşka bir dünya. Cam eriyip de şekil vermeye başladığınızda çok hoşunuza gidiyor. Ürettiğim bir parçayı vitrinde görünce dünyalar benim oluyor. Cam işi şu anda hangi il olursa olsun, bir tane camcısı olsun illerin, kendini geçindirir o. Yaptığınız ürünlerden talep görenler hangileri? En çok talep gösterenler kadınlar. Bu yüzden de en çok rağbet gören ürünlerim ise takılar. Kolye ucu ve küpe en çok satılan ürünlerimden. Bayanlar bibloya da önem gösteriyorlar. Kadınlar sağolsun. Ama genel olarak işlerim güzel, kendi ekmeğimi kazanıyorum. Ürünlerim talep görüyor. Bazı insanlara ürünlerim pahalı geliyor ancak üretim sürecini, ham maddesini ne kadara aldığımızı bilse bize hak verir. Camı nasıl renklendiriyorsunuz? Kendinden renkli camlar kullanıyoruz. Bu camlara Murano camları diyoruz. Murano camlarının şöyle bir hikayesi var: Murano Adası cam işçiliğinin merkezi. 1200’lü yılların sonunda cam yapımının şehir içerisinde yangın çıkmasına neden olacağından, bu işin tehlikeli olduğu düşünülüp cam işiyle uğraşan herkesin Murano Adasına gitmesi istenmiş. Bir başka inanışa göre de cam ve ayna yapımı herkes tarafından bilinmediği için, Venedik’liler bu maharetlerini yabancılardan sakınmak ve saklamak için cam ustalarını bir adada toplamış. Ne bu adaya girişe, ne de girenlerin çıkışına izin verilmiş. Herkesten izole bir şekilde kendini işine veren Murano’lular zaman içerisinde bu dalda epey ilerlemiş ve dünyanın en iyi cam ustalarını yetiştirmiş. Adada kendinden renkli camlar bulunuyor. (Türkan ÇATAL YILDIZ)  

Editör: TE Bilisim