Tüketici Hakları Derneği, 2017-2018 eğitim öğretim yılının başlamasına az bir zaman kala, yeni düzenlemelerle ilgili basın açıklaması yaptı. Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, okul döneminde öğrencilerin kullandıkları malzemelerden, kılık kıyafet yönetmeliğine kadar birçok konunun aktarıldığı toplantıda özellikle okul servisleri konusuna değinerek, ‘’Bu servislerde çalışanlar eğitimden geçmeli, belgesiz çalışmamalı. Sadece şoförler değil servis sahipleri de eğitilmeli’’ dedi. Tüketici Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ergün Kılıç ise, tüketicilerin gerekli şikayet ve bilgilendirmeleri yapmaları konusunda uyararak, ‘’Tüketiciler özellikle şikayet hakkını kullanmalı’’ ifadelerini kullandı. Tüketici Hakları Derneği, genel merkezde yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Öğrencilerin kullandıkları okul malzemelerinden, kılık kıyafet yönetmeliğine ilişkin birçok konunun aktarıldığı toplantıda dernek adına açıklamayı Turhan Çakar yaptı. Çakar, ‘’Gerekli mekanizmalara bir araya gelerek bu sorunlara bir çözüm bulmalıdır. Öncelikle servis araçlarındaki teknik eksiklikler giderilmelidir. Örneğin havalandırma sistemi yok. Çocuklar aracın içinde her şeyi yapabilirler. Çocukların güvenliğini sıkıntıya sokmayacak, tehlikeye sokmayacak şekilde araçlar dizayn edilmeli. Birçok araç bu dizayndan yoksun. En son ne oldu? Şoför gitti, rehber öğretmen gitti, çocuk aracın içinde havasızlıktan öldü. Servislerde çalışan bütün personel belgeli olmalı. Eğitimini alacak, sınavdan geçecek. Bunun dışında servis sahipleri de eğitilmeli. Herkese bu yetki verilmemeli. Bunun dışında 0,3 km’de 10 lira yazıyor. Diyelim ki 7-8 km’de, bir de geliş gidişi var 20 lirayı aşıyor. Günlük öğrencinin gidiş geliş parası 20-30 lirayı buluyor düşünebiliyor musunuz? Otobüsle gidip gelse 2,5-3 lira tutacak. Bu nedenle özellikle yoksul ailelerin çocuklarına otobüsler ücretsiz olmalı. Belediyeler destek versin ve özellikle yoksul ailelerin çocukları ücretsiz bir şekilde belediye otobüsleri ile taşınsın’’ diyerek yoksul öğrencilere belediye otobüslerinin ücretsiz olması gerektiği vurgusunu yaptı. TÜKETİCİLER ŞİKAYET ETME HAKKINI MUTLAKA KULLANMALI Genel Başkan Yardımcısı Ergün Kılıç aileleri, yaşadıkları sorunlar konusunda gerekli mercilere şikayette bulunmaları için uyararak ‘’Ev ile okul arasındaki güzergah, oda veya esnaf odasından en azami ücret veriliyor. Bunu velilere, bizim fiyatımız şu, bu tarifeden gitmek zorundasınız şeklinde söylüyorlar. Gidiş ve geliş olarak 10 km’nin altında bir yerdeyseniz, size 15 km’den ücretlendiriyor. Bu da ne demek ailenin bütçesine 350 lira ek bir masraf demek. Bu haksızlıklar konusunda tüketiciler dikkatli olmalı. Tüketiciler özellikle şikayet etme hakkını kullanmalı, belediyelere, zabıtaya, jandarmaya, polise mutlaka şikayet etme hakkını kullanmalı. Çocuğuma yarın servis tarafından bir sıkıntı doğar endişesi asla olmamalı. Çünkü çocuklar bizim için çok kutsal ve bu tavır çok yıldırıcı bir şey. Bundan uzak durmalılar. Ayrıca da Tüketici Hakları Derneği’ne bu şikayetleri ile ilgili bir bilgi göndermeli. Biz de veliler adına bu kurumlarla yazışma yaparak ne gibi önlem aldınız, şikayetleri çözdünüz mü diye soru soralım. En önemlisi de tüketicilerin, bu kurumlarda özellikle, evrensel hakkı olan temsil edilme hakkını kullandırmıyorlar. Biz de o komisyonlarda teftiş örgütleri yer almalıdır. Bunun için bu konuda yasal bir düzenleme ivedilikle yapılmalı’’ dedi. Okullarda yaşanan sorunları Çakar, ‘’2017-2018 Eğitim Öğretim dönemine başlarken okullarda yaşanan sorunların ana başlıklar olarak şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Kılık-kıyafet ve giysi sorunu, 2) Okul çantası ve beslenme çantası sorunu, 3) Kalem, silgi, pastel boya ve plastik okul malzemeleri sorunu, 4) Okul kantini sorunu, 5) Öğrencilerin beslenme sorunu, 6) Servis araçları sorunu, 7) Müfredat ve eğitimin niteliği sorunu, 8) Öğrenci velilerinden ücret alınması sorunu, 9) Devlet okullarından desteğin kesilerek özel okulların desteklenmesi sorunu, 10) Derslik sorunu, 11) Öğretmen sorunu, 12) Çocukların karanlıkta uyanıp karanlıkta okula gitmelerine ilişkin kış dönemi uygulaması sorunu’’ şeklinde sıraladı. GIDA VE OKUL MALZEMELERİNDE İÇERİĞE DİKKAT EDİLSİN Okul malzemelerinin üretimi sırasında kullanılan kimyasal maddelerin içeriğine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Çakar, ‘’Birçok ilkokul, ortaokul ve lisede belirli kılık-kıyafet uygulaması bu alanda tekelleşmeye ve öğrencilerin kılık-kıyafetinin pahalılığına neden olmaktadır. Kılık-kıyafet, ayakkabı ve diğer giysilerle birlikte okul çantası, beslenme çantası, kalem, silgi, pastel boya ve diğer plastik okul malzemelerinde sağlığa aykırı kimyasal maddelerin izin verilen sınırın üzerinde bulunması olasılığı vardır. Kırtasiyecilerde çeşitli renklerde okul ve beslenme çantaları, kalem, silgi, pastel boya ve çocukların kullandığı kırtasiye malzemeleri satılmaktadır. Gerek kılık-kıyafet ve giysilerde, söz konusu renkli okul ve beslenme çantası ile renkli kalem, silgi, boya ve kırtasiye malzemelerinde azorenklendiriciler, azoboyar maddeler, fitalatlar, ağır metallerin izin verilen miktarın üzerinde bulunması olasılığı yüksektir. Söz konusu kimyasal maddeler kanserojen etkiye sahiptir. Kılık-kıyafet ile okul ve beslenme çantalarının büyük çoğunluğunda üretici/ithalatçı firmaların iletişim bilgileri, bu ürünlerin nerede üretildikleri ve özelliklerini belirten bilgileri içeren Türkçe tanıtma kullanma kılavuzu ile etiket bulunmamaktadır’’ diye konuştu. Ailelerin kantin konusundaki hassasiyetlerini hatırlatan Çakar, zararlı gıda malzemelerinin kantinlerde satılmaması gerektiğini söyleyerek, ‘’Milli Eğitim Bakanlığı genelgesi ile okul kantinlerinde satışına izin verilmeyen gıda ve içeceklerin sayısının arttırılması ile birlikte sağlıklı olan ve satışına izin verilen gıda ve içeceklerin belirlenmesi olumludur. Ancak, bir takım enerji kriterlerini sağlaması koşulu ile ambalajlı-hazır kek, bisküvi, kraker ve çeşnili/aromalı yoğurtlar-içecekler-sütler, meyve suyunun yanı sıra poğaça, tuzlu hamur işleri, sandviçler, makarnalar, burgerler, salam, sucuk, sosis gibi gıda katkı maddesi içeren ve riskli olabilecek gıdaların satılmasını uygun bulmamaktayız. Ne yazık ki, çocuklar harçlıklarının neredeyse tamamını bu riskli gıdalara harcamaktadır’’ yorumunu yaptı. EN DÜŞÜK ÜCRET 10 TL Okul servisi konusunun gündeme geldiğini belirten Çakar, ‘’Servis araçlarından kaynaklanan sorunlar devam etmektedir. Bu konudaki Yönetmeliğe aykırı uygulamalar söz konusudur. Ehliyeti olmayan şoförlere, rehberi olmayan servislere rastlanılmaktadır. Birçok servis aracı teknik olarak çocukların güvenliğine aykırıdır. Yönetmelikte eksiklikler bulunmaktadır. Okullar, servis aracı sahiplerinin çatışma alanı haline gelmiştir. Öğrencilerin güvenliği tehlikededir. Servis araçları ücretleri son derece yüksektir. Öğrenciler belediye otobüsü ile okula gidip gelmiş olsalar günlük 2,5-3,5TL ödeyeceklerdir. Oysa servis aracına verilen en düşük ücret günlük 10TL’nin üzerindedir’’ dedi. Yeni ders müfredatından sosyoloji ve mantık derslerinin çıkarılmasını eleştiren Çakar, ‘’Belirli kılık-kıyafet uygulaması, okul kantinleri ve servis araçları nedeniyle, okullar ne yazık ki, bir ticari rant aracı durumuna getirilmiştir. Seçmeli olan sosyoloji ve mantık dersleri müfredattan çıkartılmıştır. 11.sınıflarda okutulacak olan seçmeli felsefe dersinin içeriği ise öğrencilerin bilimsel düşünmesini, olaylar arasında bağ kurmasını, olayları sorgulamasını, ilişki ve çelişkileri kavramalarını sağlayacak nitelikten ve bütünsellikten yoksundur. Eğitim sistemi ve müfredat, öğrencilerin en iyi yapabileceği en başarılı olabileceği şekilde yeteneklerini ortaya çıkarabilecek nitelikte değildir’’ ifadelerini kullandı. DEVLET OKULLARINDA DERSLİK SORUNU DEVAM ETMEKTE Devlet okullarında yaşanan derslik sayısı problemine de değinen Çakar, ‘’Özellikle, devlet okullarında derslik sorunları ile öğretmen sorunları ağırlığını devam ettirmektedir. Birçok okulda derslik ve öğretmen açığı bulunmaktadır. Devlet okullarına giden yoksul ve dar gelirli öğrenci velilerinden kayıt ücretleri alınmaya devam edilmektedir. Birçok nedenden dolayı, öğrencilerin birçoğu sabah kahvaltılarını yapamadan karanlıkta okula gitmektedirler. Bu durum, kahvaltı yapamayan çocukların sağlığını ve performansını olumsuz etkilemektedir. Zaten, dar gelirli, satın alma gücü düşük, işsiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan aileler ile çocukları yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeden yoksun olmakla birlikte, birçok yönden büyük sıkıntı altında yaşamaktadırlar’’ şeklinde konuştu. BAKANLIĞA ÇAĞRIDA BULUNDULAR Devlet okullarına verilen desteğin artırılmasını savunan Çakar son olarak, ‘’Hükümete, Milli Eğitim Bakanlığına ve diğer ilgili bakanlıklara, kurum ve kuruluşlara şu çağrıda bulunuyoruz: Okulları bir ticari rant aracı olmaktan çıkarınız.  Devlet okullarına önem ve destek veriniz, sorunlarını çözünüz. Özellikle, açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin çocuklarının belediye otobüsü ile ücretsiz olarak okula gidip gelmelerini sağlayınız. Okul kantinlerindeki sağlıksız ve riskli gıdaların satılmasına izin vermeyiniz. Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin ve çocuklarının yeterli-dengeli ve sağlıklı beslenme dahil olmak üzere her çeşit okul giderlerini karşılayacak ekonomik destek politikasını uygulamaya koyunuz. Servis araçlarından kaynaklanan sorunların yaşanmaması ve ivedilikle çözümü için ilgili tüm tarafların eş güdüm içerisinde çalışmasını sağlayınız. Özellikle, devlet okullarında dar gelirli ve yoksul aileleri büyük sıkıntıya sokan kayıt ücreti uygulamasına son veriniz. Okullarda kılık-kıyafet tekelini kaldırınız. Giysi, çanta, kalem, silgi ve okul kırtasiye malzemelerinde sınırın üzerinde kanserojen kimyasal madde kullanılmasına izin vermeyiniz ve bu konudaki denetim ve analizler ile imalatçı/ithalatçı ve satıcı firmalar üzerindeki yaptırımları arttırınız. Kılık-kıyafet ile okul ve beslenme çantalarında Türkçe Tanıtma ve Kullanma Kılavuzu Yönetmeliğine uygun olarak tanıtma ve kullanma kılavuzu bulundurulması için üretici ve satıcılardaki denetimleri, yaptırımları arttırınız. Sosyoloji ve mantık dersleri yeniden müfredata konulsun. Ancak, bu dersler ile felsefe dersi seçimlik değil zorunlu duruma getirilsin. Ancak, bu derslerin içerikleri, öğrencilerin gerçekten doğru ve bilimsel düşünebilmesini, olaylar arasında bağ kurabilmesini, ilişki ve çelişkileri görebilmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Kısaca, eğitim sistemi ve müfredat gerçekten bilimsel temele dayalı olmalıdır. Eğitim sistemi, öğrencilerin en iyi yapabileceği, en başarılı olabileceği şekilde yeteneklerini ortaya çıkartabilecek şekilde düzenlenmelidir. Öğrencilerin karanlıkta uyanıp, karanlıkta okula gitmelerine neden olan uygulamayı kaldırınız’’ diyerek hükümete ve bakanlıklara çağrıda bulundu. (Rozita Merve Hamidi)  

Editör: TE Bilisim