Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile haziran ayının sonunda kapatılacak olan Etüt Merkezleri adına basın açıklaması yapan Etüt Merkezleri Birliği Başkanı Can Taylan Bulut, etüt merkezlerinin kapatılmasıyla binlerce kişinin ekmek kapısının kapatılması demektir ifadelerini kullandı. Bu kapatılma kararının ekonomik, sosyal ve akademik mağduriyetlerinin en aza indirilmesi bağlamında uygun görülürse bir geçiş sürecine başvurulması gerektiğini vurgulayan Bulut, “Kapatma işleminin bir süreliğine ertelenmesi ya da tüm mevcut etüt merkezlerine ruhsat yenileme zorunluluğu getirilerek yeni bir konsepte etüt eğitim merkezlerinin devam etmelerinin sağlanması gerektiğini” söyledi. “DEVLETİN YAPTIĞI BÜTÜN DÜZENLEMELERİ DESTEKLEMEK VE ONAY VERMEK VATANDAŞLIK GÖREVİMİZDİR” Etüt merkezlerinin devletin bekası, milli irade ve istikrardan daha önemli görülmediğini belirten Bulut, “Nasıl ki ecdadımız canlarıyla bu vatanı bize emanet etti, 15 Temmuzda nasıl ki milletimiz canları pahasına devletinin yanında durdu, bizim de bu düşüncede olmamız bir tercih değil görev ve sorumluluk gereğidir. Bu bilinçle devletin yaptığı bütün düzenlemeleri desteklemek ve onay vermek vatandaşlık görevimiz” şeklinde konuştu. Etüt merkezlerinin hazırladığı raporda şu bilgilere yer verildi: ETÜT EĞİTİM MERKEZİ NEDİR? Etüt eğitim merkezi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin akademik, sosyal, psikolojik ve sanatsal destek aldıkları temel ihtiyaçlarının da karşılandığı (güvenli bir ortamda barındırma, beslenme, ulaşım vb. ) Milli Eğitim Bakanlığına bağlı gerekli denetimlerden geçmiş ve ruhsatını almış özel öğretim kurumlarıdır. Ekonomik olarak etüt merkezi, ruhsat başvurusu yapan yatırımcılar dışında hâlihazırda 2006 kurum, 40 bin kayıtlı istihdam, yaklaşık 500 bin öğrenci ve veliyi buluşturan bir hizmet sektörüdür. Sosyal bağlamda etüt merkezi, her ikisi de çalışan aileler, eğitim düzeyi düşük aileler, parçalanmış aileler ve çocuğuyla iletişim sorunları yaşayan ailelerin can simidi ve güvenli bir eğitim kurumudur. Öğrenci açısından etüt merkezi, akademik gelişim kadar sanatsal ve sosyal etkinliklere yer vermesiyle kalabalık sınıflardan, sıkıcı okul algısından ve boyunu aşan ödev- projelerden kurtulma alanlarıdır. Öğretmene göre etüt merkezi, atanamamanın, ekonomik sorunların, başka sektörlerde düşük ücretle çalışma zorunluluğunun ve toplumsam değersizlik algısının çıkış noktasıdır. OLASI MAĞDURİYETLER NELER OLABİLİR? Olası mağduriyetlerin en önemlisi geleceğimiz olan çocukları etkileme potansiyelindedir. Çocuklarımız, güvenli, rahat ve profesyonel bir eğitim hizmeti yerine; kaçak, merdiven altı, uzmanlık düzeyi bilinmeyen kişilerce ve milli eğitim denetimi olmayan şartlarda özel ders almak zorunda kalabilecektir. İkinci olarak, başarı odaklı sisteme ayak uydurmak zorunda kalan pek çok velinin mağdur olabileceği söylenebilir. Sosyoekonomik şartları uygun olmasa da her bir veli, özel ders ve sanatsal etkinlikler için başka seçenekler aramak zorunda kalabilecektir. Bu seçeneklerin olası ekonomik ve diğer yükleri nedeniyle pek çok anne işinden ayrılmak zorunda kalabilir. Özellikle okul çıkış saati (maksimum 16:45 olur ise) ile anne-babanın eve geliş saati(18:30 olur ise) uyuşmadığından veli çocuğunu bırakacak güvenli yer bulamazsa işinden vazgeçmek durumunda kalabilir. Dönüşen ya da kapanmak zorunda kalan kurum sahiplerinin SGK, vergi, banka kredi ve diğer borçların altında ezilebilme durumları üçüncü olası mağduriyet olarak belirtilebilir. Zira bu kişiler orta sınıfı temsil eden, çoğunluğu borçlanarak kurum açmış ve mesleği eğitimcilik olan küçük yatırımcıdır. Bu kurumlar binlerce kişi için ekmek kapısıdır. Kapatılma durumunda önemli bir mağdur kitlesinin (40 bin atanamayan öğretmen), işsiz kalacağı ihtimali öngörülmektedir. Bu kitlenin büyük bir kısmını oluşturan öğretmen grubu atanamamanın ağırlığı, sosyal baskı ve ekonomik sıkıntılarla baş başa kalabileceklerdir. Kadir GÜRHAN

Editör: TE Bilisim