Hepimizin birçok “keşke”si vardır ya da yapmakta, görmekte, tatmakta, okumakta geciktiğini düşündüğü şeyleri. Mesela “Bu yemeği neden bugüne kadar tatmadım” diyebilirsiniz. “Neden buraya bugüne kadar gitmedim.” Neden bu kitabı okumakta gecikmişim”… Elbette yeme, gezme konusunda benim de “keşke”lerim çok. Başka çok keşkelerim de bir kitabı geç keşfettiğimde yaşıyorum. Nihal Atsız ve eserleri de bunlardan. Gençliğimde şu ya da bu nedenle okumadığım “Bozkurtların Ölümü” kitabını bir süre önce bir solukta okudum. Kitabı bitirince durdum ve “Şu ya da bu nedenle ne mücevherleri elimizin tersiyle itiyoruz” dedim. "… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme hem de realizme yer olmakla beraber bizzat hayatın akışından ayrılmayacağım ve buna olduğu kadar tarihe de sadık kalacağım. Bir roman ki size 1300 yıl öncesini yaşatacak ve birbiri ardınca sahneye çıkan kahramanlar günümüze kadar gelecek. Bir roman ki içinde yalnız bir tek kahraman bulunmayacak. İçindeki her şahıs, tıpkı hayatta olduğu gibi başlı başına bir kahraman olacak." Bu sözler Hüseyin Nihâl ATSIZ’a ait. Atsız, sağlam tarih bilgisi, Türkçeye hâkimiyeti ve tekniğiyle edebiyatımıza kazandırdığı, tarihî roman türünün en güzel örneği "Bozkurtların Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor"… Bozkurtların Ölümü, Çin hanedanına isyan eden Kürşad ve kırk arkadaşının yiğitliğinin romanı. Romanın kahramanı Kürşad, Çuluk Kağan’ın küçük oğludur. Yiğitliği ve Çinlilere başkaldırmasıyla yüzyıllar boyunca örnek bir şahsiyet olmuştur. Kitabı da kısaca özetleyeyim: Göktürkler yaptıkları savaşlar ve Türk boylarının birleşmesi sonucunda güçlü bir devlet haline gelmiştir. Ancak Çinlilerin gönderdiği bir kadın sebebiyle içten içe sıkıntılar baş göstermiştir. Çuluk Kağan’ın küçük oğlu Kürşad, kadınının ülkelerine gelişinden beri ona kin beslemektedir. Ancak Türk geleneklerine göre, Kağan’a saygısızlık yapmak mümkün değildir. Günler geçer ve Türkler iyiden iyiye zayıflar. Çinlilerle yapılan savaşta da kaybederler. Birçoğu esir edilir, kötü muamelelere maruz kalır. Esirlerden Kürşad ve kırk arkadaşı ise isyan bayrağını çeker. Daha fazla anlatmayım. Kitabı geç olmadan siz de mutlaka okumalısınız…