Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım CHP’ye yüklendi. Yıldırım, grup toplantısında; "Ülkücü kardeşlerim ülkenin bekası için duruş sergiledi. CHP ise FETÖ ve PKK'yla iş tuttu. Kararsız olan vatandaşlarımız da var. Çeşitli endişelerle meseleye çekingen yaklaşan vatandaşlarımız var. Bizim görevimiz herkese ulaşmak. Bütün vatandaşlarımıza meseleyi her yönüyle anlatacağız. Milletimize bu meseleyi anlatacağız. Cumhurbaşkanlığının ne getirdiğini neden bu değişime ihtiyaç olduğunu insanlarımızla paylaşacağız." dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Bu gazi ve aziz millet tüm zorluklara tarihin her döneminde göğüs gerdi. İnsanlık mazisinde bir örnek daha gösterin ki 16 kez yıkılsın ama milleti 17'nci kez devletini kursun. Biz, AK Parti'nin siyaset anlayışının temelini bu harçlarla doldurduk. Bu yüzden girdiğimiz her seçimden AK Parti olarak yüzümüzün akıyla çıktık. Seçimlerin ertesi günü yine insanımıza koşup hizmet üretmeye devam ettik. Ömrübillah bir araya gelemez denilen çevreler, bir araya geldiler, beraber çalıştılar. Hepsini en acı şekilde tecrübe ettik. Ama milletimiz için yeri geldi duymadık, geri geldi görmedik, yeri geldi sustuk. Ama hep mücadele ettik. Olanda bir hikmet var dedik. “SİZ FETÖ İLE PKK İLE BÖLÜCÜ ÖRGÜTLERLE İŞ TUTARAK MİLLETİN GÖNLÜNE GİREMEZSİNİZ” "Bazı çevreler bunu suistimal etmeye kalkmadı mı; elbette kalktılar. Yumuşak başlılığımız anlayamadılar, bizi uysal koyun zannetiler. Siyaset mühendisliği yapmaya çalıştılar, 100 yıl sonra bile hukuk ve siyaset çerçevesinde utançla anılacak 367'yi çıkardılar. Bu anayasa değişikliğinin müsebbibi CHP. 2007'ye gidelim. Meclis'in en büyük partisine cumhurbaşkanı seçtirmeyen, hukuk ikdas eden ana muhalefet partisi bu işin başlangıcına sebep olmuştur. Cumhurbaşkanı seçtirmemek için vesayet odaklarının sözcülüğünü yapan ana muhalefet partisi bugün bütün marjinal odaklarla aynı fotoğrafı veriyor. PKK hayır, FETÖ hayır dediği için biz bu değişikliğe evet diyoruz dedik. Biz cevabı muhataplarından beklerken cevap CHP'den geldi. CHP zaten onların kayığına binmiş vaziyette, Allah ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak milletin gönlüne giremezsiniz” "DAHA NE YAPACAKTIK? AMA TIS YOK" "2017 Türkiye'nin kaderinin ve bahtının güneş gibi parlayacağı bir yıl olacak. Gelecek daha güzel olacak. TBMM'de 339 oyla kabul edilen bu değişiklik milletin onayına sunulacak. Anayasa değişikliğini hazırlarken çok titiz bir çalışma yaptık. Süreç bütün vatandaşlarımızın izleyeceği bir şeffaflıktan geçti. Her safhada milletimizin şahitliğinde geçti. Meclis çatısı altında, milletimizin hiç de arzu etmediği olaylar da yaşandı. Söylenmemesi gerek sözler söylendi. Muhalefet sözlü, fiziksel, psikolojik şiddetin her türünü kullanmaktan çekinmedi. İçimiz, vicdanımız rahat. AK Parti kapalı kapılar ardında gizli gündem kurgulayan parti değil. Milletinin emrinde yol haritası çizen partinin adı. Meclis'te grubu bulunan bütün parti başkanlarına çağrı yaptık. Gelin bir araya gelelim dedik. Ana muhalefet partisi genel başkanı, siz cumhurbaşkanlığı sistemine karşısınız, o zaman ne yapmamız lazım, buyurun siz teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, Meclis'ten ittifakla geçirelim. Milletin kararı başımız, gözümüz üstüne. Daha ne yapacaktık? Ama tıs yok. Millete gitmeye korkuyorlar. Milletin kararı en doğru karardır. Ülkücü kardeşlerimiz parti hesaplarını bir kenara bırakmıştır. MHP'nin geçmişte yaşanan krizlerde ülkenin geleceği bekası için bir duruş gösterdiği hepimizin hafızalarındadır. "BU BİR GENEL SEÇİM DEĞİLDİR; REFERANDUMA PARTİLER CEPHESİNDEN BAKMAK YANLIŞ OLUR" Ortada bir sandık var. Siyasi rekabet havası da aldı başını gidiyor. Bu havaya kapılıp kimse şunu unutmasın: Bu referandum Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören, yargı ile milletvekilleri ile hususları öngören anayasa değişikliği oylamasıdır. Bu bir genel seçim değildir. Sadece AK Parti ve MHP seçmeni değil, diğer partilerin seçmenlerinden de Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren, daha hızlı, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı sağlayacak sisteme oy verecek. Görülecek ki, yapılan değişiklik milletimin lehinedir. Referanduma partiler cephesinden bakmak yanlış olur. AK Parti burada taşın altına koydu ve artık söz milletindir, karar milletindir dedi. Biz üstünlerin anayasasını korumak için değil, milletin anayasasını oluşturmak için referanduma gidiyoruz. "NİYE SİYASET HOKUS POKUSÇULARI DEDİK?" "Milli irade 2007'de kendisini köşeye sıkıştırmaya çalışan vesayet odaklarına ilk cevabı 2010'da verdi. Referandum süresince her yere gideceğiz, her vatandaşımızla buluşacağız. Türkiye'nin geleceğini aydınlatacak bu tarihi fırsatı her yerde vatandaşlarımıza anlatacağız. "Niye siyaset hokus pokusçuları dedik? Bunlar olmayan şeyleri var göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. En sevdikleri iş korku senaryoları ile milletin aklını karıştırmak. Bunlar samimi değil. Anayasa değişiklik teklifinin görüşülmesinden bu yana "üniter yapı bozulacak" diyorlar. Yine tek Meclis var. "Rejim değişikliği olacak", rejim tartışması 1923'te bitti. Türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir, nokta. Rejime en büyük zararı, rejimi ağzına sakız edenler veriyor. AK Parti yargı gücünü de elinde toplayacakmış. Biz yargı milletin gücü olsun istiyoruz. "MALUM ÇEVRELERİN TEDİRGİNLİK DUYDUĞU ŞEY, TEK ADAMLIK DEĞİL" "Bu anayasa değişikliğiyle milletin tam anlamıyla iktidarı gerçekleşmiş olacak. Millet hükümetini sandıkta belirleyecek. Millet vekilleri seçiyor, bir türlü hükümet kurulamıyor. Her zaman güçlü iktidar olamayabiliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde iki tane sandık gelecek. Seçim bittikten sonra Türkiye'yi 5 yıl yönetecek kadrolar belli olacak. 5 yıl boyunca vatandaşın ihtiyacı olan hizmetleri verecek. Bundan sonra hiçbir siyaset mühendisliği projesi milli irade üzerine sökmez. Gündemi değiştirmek için yapmadıkları hokkabazlık yok. İnsanların yaşam tarzların müdahale edilecekmiş. Madem müdahaleden bahsediyorlar, maziye bakalım. 27 Mayıs 60'ta geldiler, öğrenciler kıyma makinelerine atıldı dediler, darbe yaptılar. Bir başbakan, iki bakanı darağacına yolladılar. Aynı odaklar, kendi yaptıkları anayasa kesmedi 12 Mart'ta hükümeti alaşağı ettiler. 12 Eylül'de kapıyı çaldılar, bir oradan bir buradan diyerek gençleri astılar. Sonra 28 Şubat'ta yine rahat durmadılar, yaşam tarzı diye hak hukuk edebiyatı yapanlar ikna odalarında genç kızlarımızın yaşam haklarına tecavüz ettiler. 15 Temmuz biraz da bu vesayetçi odakların ürünüdür. 2007'de fiziki muhtıralar elektronik muhtıralara döndü. Seçilmiş hükümeti hedef aldılar. Diktatörlük masalı var. Bu anayasa değişikliği kabul edilirse, ülke tek adam sistemine geçecek. Açıkça ifade ediyorum, malum çevrelerin tedirginlik duyduğu şey, tek adamlık değil. Böyle bir rahatsızlıkları varsa işe tek parti döneminden başlamak gerek. (Güçlü ANADOLU)