Bitkisel yağ sektörünü tek çatı altında birleştiren  Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin (BYSD) 39’uncu Olağan Genel Kurulu, Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında yer alan Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye'de bitkisel yağ sektörünün dünyayla rekabet edebilecek bir güce sahip olduğunu dile getirdi. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin (BYSD) 39’uncu Olağan Genel Kurulu, Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Genel Kurul’un açılışında konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye'de bitkisel yağ sektörünün dünyayla rekabet edebilecek bir güce sahip olduğunu belirterek, "Bitkisel yağ sektörü hammadde bakımından dışarıya bağlı, bunun önlemlerini almak gerekiyor. Bu üretim planlamasıyla olabileceği gibi bizim gerek dağıttığımız kota sisteminin uygulama zamanlarını ayarlayarak gerekse dâhilde işleme rejimini yerli üretimi destekleyecek şekilde ayrıntısını planlamak suretiyle sektöre destek vermemiz lazım’’ dedi. “EN ÇOK İTHALATA BAĞIMLI SEKTÖRLERDEN BİRİ BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜDÜR’’ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tarımın stratejik bir sektör olduğunu, yağlı tohumların ise ayrı stratejik öneme sahip olduğunu ifade ederek, “En çok ithalata bağımlı sektörlerden biri bitkisel yağ sektörüdür. Her sene, milyarlarca doları, dışarıya kaptırıyoruz. Oysa bitkisel yağ sanayimiz, güçlü firmalara, önemli bir üretim kapasitesine ve modern teknolojiye sahip ama ülkemiz bitkisel sanayicisinin, hammaddeye ulaşma gibi, ciddi bir sorunu var. Hammadde ihtiyacının büyük kısmı, ithalatla karşılanıyor. Bu nedenle, yağlı tohum üretiminin artırılması, stratejik bir önem taşıyor. Bu kapsamda, ayçiçeği ekim alanını, 2‘ye katlamamız lazım. Zira, ayçiçek yağının yüzde 70’ini yurtdışından alıyoruz. Ayrıca, sözleşmeli tarımla ve uygun destekleme politikalarıyla, ayçiçeğini, çiftçiye yeniden sevdirmeliyiz. Diğer bir önemli sorun, tağşiş; hem üreticiyi, hem de tüketiciyi mağdur ediyor. Bu konuda sizlerin, bu dernek çatısı altında, büyük bir mücadele verdiğinizi biliyorum. Biz de TOBB olarak, sizlerin yanındayız. Hep birlikte, sektörümüzü daha iyi seviyelere getireceğimize inanıyorum. Genel Kurulunuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE, TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNDE DÜNYADA ÖNEMLİ ÜLKELERDEN BİRİ KONUMUNDADIR’’ BYSD Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil ise, bu sene 44’üncü yılını kutlayan BYSD’nin 9 milyar dolarlık işlem hacmine sahip bitkisel yağ sektörünü temsil ettiğini söyledi. Sektörün genel durumunu değerlendiren Büyükhelvacıgil, tarım ve gıda sektörlerinin, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye için de en kritik sektörlerden biri olduğunu aktardı. Büyükhelvacıgil, “Türkiye, tarım ürünleri ticaretinde dünyada önemli ülkelerden biri konumundadır ve coğrafi konumu ile farklı iklimsel farklılıkları sayesinde birçok tarımsal ürünün yetiştirilmesine imkân veren bir avantaja sahiptir” dedi.   “TÜRKİYE, AYÇİÇEK YAĞININ YÜZDE 70’İNİ YURTDIŞINDAN TÜKETİYOR’’ Türkiye’de üretilen yağlı tohum miktarının yaklaşık 2,5 milyon ton, yağlı tohumlar içerisindeki ayçiçeği tohumu üretiminin ise 1,3 milyon ton civarında olduğunu ifade eden  Büyükhelvacıgil,  “Türkiye, ayçiçek yağının yüzde 70’ini yurtdışından tüketiyor. 2018 yılı ham yağ ithalatımız 937 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yağlı tohum ithalatımız ise 3,5 milyon tona dayandı. Ne yazık ki, yağlı tohum ve türevleri ithalatı tarımsal ürün ithalatında ilk sırada yer alıyor. Bir diğer ifadeyle, petrol, makine ve demir – çelikten sonra yaptığımız en büyük 10 ödeme kalemi içinde bulunuyor. 2018 yılında rafine Ayçiçek yağı ihracatımız ise 405 bin ton civarında gerçekleştirildi. Pazar kaybının önüne geçilecek tedbirleri almalı ve pazar çeşitliliğimizi artırmak zorundayız. Ham yağ ithalatımızı ise 1 milyon tonun altına düşürmek durumundayız. Hammadde ihtiyacımızı karşılamak için ekim alanlarımızı 2 katına çıkarmalıyız” diye konuştu.   15,6 MİLYAR DOLAR ÜLKEDE KALIR Büyükhelvacıgil: “Çiftçimize ayçiçeğini yeniden sevdirmeliyiz. Bunun için çiftçiye destek verilmesi gerekiyor. Sözleşmeli tarımın en iyi uygulanabileceği alanlardan biri yağlı tohum üretimidir. Sözleşmeli tarımla destekleme politikalarının entegrasyonu üretim artışımızın ana kaynaklarından birini oluşturacaktır. Desteklerin artırılması sanayicinin sözleşmeli üretime daha çok ilgi duymasını sağlar. Böylece, 2030 yılına kadar bunu iyi yönetirsek 15,6 milyar dolar ülkemizde kalır.”   Sektörün karşılaştığı sorunlara da değinen Büyükhelvacıgil, ikili anlaşma gereği Bosna Hersek’ten ithal edilen sıfır gümrüklü ham ve rafine ayçiçeği yağı ithalatının sektörde fiyat dengesizliğine yol açtığını ifade ederek bu durumun sektörde haksız rekabete yol açtığını ve ayçiçeği tohum üretimini olumsuz etkilediğini belirtti. Büyükhelvacıgil, ithalatta uygulanan gümrük vergilerinin belirlenmesi sırasında Ticaret Bakanlığı ile iş birliği yapılmasının da önemini vurguladı.   ‘’SORUNLARI AŞMANIN TEK YOLU SEKTÖRÜN DESTEKLENMESİ VE ÜRETİMDİR’’ 2018 yılında sektörün, ülkemizle birlikte zor bir yıl yaşadığını aktaran Büyükhelvacıgil, sözlerine şöyle devam etti:   “Bu sorunları aşmanın tek yolu sektörün desteklenmesi ve üretimdir. Hedefimiz; daha güçlü bir şekilde el ele vererek yağlı tohum ihtiyacını ülke içinden karşılayan bir sektör olabilmektir. Bitkisel yağ sektörü olarak ülkemiz için var gücümüzle çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.”   (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)