Karagöz ve Hacivat’tan korkardım. TRT siyah-beyaz iken gösterilen karagöz gösterileri ve kukla oyunlarını korkutucu buluyordum. Kukla ve karagöz ustası ve yapımcısı ya da siz ona ne derseniz deyin bir arkadaşım bu konuya açıklık getirdi: “Sen izlerken kötü karaktere denk gelmişsin.” İlk başta anlamadım. Geleneksel oyunlarımızdan kukla ile karagözdeki karakterler toplumumuzda var olanları bize yansıtıyor. Kültür tarihi uzmanı Prof. Metin And bu sınıflandırmayı şöyle yapıyor: Eksen Kişiler (Karagöz, Hacıvat) Kadınlar (Zenneler, Kanlı Nigar, Salkım İnci, vs) İstanbul ağzı konuşanlar (Çelebi, Tiryaki) Anadolulu kişiler (Laz, Bolulu, Kayserili, Kastamonulu) Anadolu dışından gelen kişiler (Arnavut, Arap, Acem) Müslüman olmayan kişiler (Rum, Ermeni, Yahudi) Kusurlular (Kekeme, Kambur) Kabadayılar ve sarhoşlar (Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Sarhoş) Eğlendirici kişiler (Köçek, Çengi, Cambaz, Hokkabaz) Olağanüstü kişiler ve yaratıklar (Cazular ya da Cadılar), Cinler, Canan) Geçici, ikincil kişiler ve çocuklar (Çeyiz taşıyıcıları, Satıcılar vs.) Benim ilk izlediğim gölge oyununda sanırım cadılar denk geldi. Aslında tam tersine korkutmakta çok eğitmek, iyi ile kötünün gösterilmesi, bunların değerlendirilmesi gibi eğitici bir eğlence. Tam anlamıyla çocuklar için bir ders. Zaten eğitimciler de kuklanın, eğitim alanında, çocukların hayal gücünü geliştirmek için kullanılması gerektiğini söylüyorlar. Örneğin Çek Cumhuriyeti’nde kukla o kadar gelişmiş ki tatil yörelerinde biz nasıl nazar boncuğu satıyorsak oralarda da sokaklarda kuklalar satılıyor. Ana-babalar çocuklarını kuklalarla eğitiyor ve eğitimde büyük başarılar sağlanıyor. Türkiye'de de bu uygulamanın olumlu sonuç vereceğine inanlardanım. Kukla ve karagöz ustası arkadaşımın dediklerini tekrar edeyim: Kuklalarla yapılan etkinlikler çocuklar için dili akıcı, anlaşılır şekilde kullanma ve konuşmalarında Türkçe dil kuralların iyi kullanma, kendini rahatça ifade etmesi gibi ilerlemelerin görülmesine faydalı olacak. Türkiye’deki tek kukla yapım atölyesi Altındağ’da Altınköy’ün içinde. Gidin, görün. Anadolu’da karaçör, korkolçak, koğurcak, ve çömce gelin gibi isimlerle de anılan başka kuklalar da var. Osmanlı zamanında el kuklası, ipli kukla, sopalı kukla, iskemle kuklası gibi çeşitleri bulunan kuklacılık, en parlak dönemini on yedinci yüzyılda yaşamış. Kuklalar çocukları eğlendiriyor ve fark etmeden öğrenmelerini sağlıyor. Kukla ve karagözü beyaz camdan değil yerinde, sahnesinde izlemek hem eğlenceli hem de öğretici. Kukla yalnızca küçükler için değil büyükler için de var.  Buradan ustalara selam edelim.  
Editör: TE Bilisim