İnsan süregelmiş yaşamında birçok bilgiyi öğrenme açlığı hisseder. Bu açlığı bastırabilmek için soru sorar, araştırır. Bunların dışında alternatif yollardan biri de kitap okumaktır. Okumak uzun bir yolculuktur ve kültürlü bir insan olmanın en büyük yolu okumaktan geçer. Bir arayış içine girmeyi sağlar, heyecanı ve umudu tetikler. Bunun sonu yoktur. Ne kadar okursan o kadar umut dolar o kadar kaliteli bir yaşam sürersin. Okuyan insan hayatının her alanında başarılı ve saygınlık gören birisi olur. Ruhu besler, değer katar. İnsan hiçbir bilgiye sahip olmadan doğar. Aile’nin bilgi birikimi onu bir yaşa getirir daha sonra birey kitap okuyarak ve araştırmalar yaparak kendini geliştirir. Bu yeteneği geliştirmek yine ve yine okumaktan geçer. Bu sebeple bir kitabı okuduktan sonra etkisinde kalmalı ve daha derin hissetmelidir. Mutluyum, özgüvenim yerinde, insanları tanıyabiliyor anlayabiliyorum diyebildiği takdirde okumak amacına ulaşmıştır. Başarılı insanlardan oluşan toplum dünyaya hükmeder. İnsanı diğer canlılardan ayıran düşünebilme yeteneği iste bu yeteneği, geliştirebilmek okumaktan geçer. Yapılan araştırmalara göre insan uyku dışında ortalama 10 saat faaliyet gösterir, 10 saat içerisinde 1 saatini kitap okumaya ayırmaz. 1 saat ayırarak hayatı sorgulayabilir kendimizi cahillik denen kara deliğe düşmekten kurtarabiliriz. Sorgulanmamış bir hayat anlamsız ve yaşanmaya değmez. Türkiye’de kitap okuyanların yüzde 45’i aşk, yüzde 43’ü dini, geri kalanını ise siyaset ve kişisel gelişim kitapları takip ediyor. Mesela Japonya’da bir kişi yılda 25 kitap, Fransa’da 7 kitap okurken bu oran Türkiye’de 6 kişiye tek 1 kitap şeklinde düşüyor. Boş zamanlarını hiçbir eğitici katkısı olmayan televizyon ve telefonlar karşısında vakit harcamaktan ziyade kitap okumaya vakit ayıran insanlar edindikleri kültürel bilgi sayesinde hayatlarının her alanında daha özgüvenli ve aktif bir yaşam sürerler. Kitaplar bize beynimizi, dilimizi, özümüzü, ulusumuzu geçmiş ve geleceğimizi tanımak için olanak sağlar.

Editör: TE Bilisim