Çikolata Kalori değeri yüksek olmasına rağmen pek çoğumuzun karşı koyamadığı lezzetler arasında. Kakao ve sütün birleşiminden oluşan bu tat yıllardır insanlığa mutluluk veren bir karışım. Çikolata çoğu zaman kalorisi yüksek bir atıştırmalık olarak görülse de kaliteli ve bol kakaolu çikolatanın vücuda pek çok yararı mevcut. Dünya üzerinde belirli ülkelerde yıllardır büyük bir titizlik ve ustalıkla üretilen çikolata uzun yıllar boyu damaklarımızı lezzetlendireceğe benziyor. ARMAĞAN: ÇİKOLATA CAN ALICI BİR SEKTÖR Kızılay Karanfil’e yeni bir çikolata mağazası açıldı. Bolu’nun meşhur çikolata markası Bolçi’nin Karanfil şubesinin sahibi İsmail Armağan, ‘Çikolata güzel bir sektör, aynı zamanda etkileyici ve can alıcı bir sektör. İnsanların dayanamayacağı gıda maddelerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Bolçi’nin diğer çikolatalardan çok önemli bir farkı var. Yüzde 100 yerli üretim bir ürün. Kullanılan malzemeler açısından, diğer çikolatalardan farklı olarak, katkı maddesi kullanılmaz. Bu çok önemli bir unsurdur. Bolçi’nin en çok tercih edilen serisi, spesiyal olarak adlandırılan grup. Bir de ‘’Beyoğlu Çikolatası’’ şu anda çok revaçta. Özel günler için üretilen çikolatalarımız da var. Nişan çikolatası, kız isteme çikolatası gibi özel ürünlerimiz mevcut. Bunlar için ayrı olarak tepsi ve gondollar da hazırlıyoruz. Bizim müşterilerimiz, konum itibariyle daha çok gençlerden oluşuyor’’ şeklinde konuştu. 2600 YILLIK GEÇMİŞ Çikolatanın tarihi tahmin edilenden çok daha eskiye dayanıyor. Araştırmalara göre, milattan önce, büyük olasılıkla Olmeklerden oluşan bir grup, Güney Amerika'da kakao ağacı yetiştirir. Mayalar, bir hayvanın bu ağaçtan bir meyve kopardığına tanık olur. Mayalar zamanla bu çekirdekleri nasıl kullanacaklarını öğrenirler. M.S. 600 yılında, Mayalar çikolatalı bir içecek yaparlar. Efsaneye göre, Aztek kralı Moctezuma günde 50 fincan çikolata içiyordu. Azteklerde ve Mayalarda çikolata içmek önemli bir olay sayılırdı. Mayalarda daha çok kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok özel durumlarda içebiliyordu. Azteklerde ise yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler, onurlandırılmak istenen tüccarlar bu özel içeceği tadabiliyordu. İspanyol kâşifler Kristof Kolomb ve Hernán Cortés'in, 16. yüzyılda Orta Amerika'ya yaptıkları gezide Aztek kralı Moctezuma bu çikolatalı içeceği kaşiflere sunar. Kaşifler bu içeceği vatanlarına götürüp hazırlamasını öğretirler. Bu, Mayalar ile Azteklerin öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılmasıyla elde ettikleri bir içecektir. Aztek dilinde "ekşi, acı içki" anlamına gelen "xocoatl" adındaki bu içeceği Aztekler, içine biber ve başka baharatlar katarak soğuk olarak içiyorlardı. İspanyollar ise aynı içkiyi şekerli olarak içmeye başladılar. 80 yıl sonra, İngiltere'de içecek yapılmak üzere katı çikolata satılmaya başladı. Böylece katı çikolata satan "çikolata evleri" bütün Avrupa'ya yayıldı. 1700'lü yıllarda İngilizler bu içeceklere süt katmaya başladılar. Türkiye'nin ilk yerel üretim yapan çikolata fabrikası ise, cumhuriyetten üç yıl sonra, 1927'de Feriköy'de kuruldu. Bugüne kadar bulunan en eski çikolatanın izlerine 2600 yıllık bir çömleğin içinde rastlanmıştır. Rozita Merve HAMİDİ