Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Ankara İl Temsilciliği binası açılış töreninde konuşan Necmettin Bilal Erdoğan, “Kula kul olanlardan çok çektik. Makama mevkiye, para pula ve şana şöhrete kul olanlardan bu ülkeye hayır gelmedi” ifadelerini kullandı. TÜGVA hızlı bir şekilde büyüyorsa;  motorun gençlerin bizzat kendisi olmasıdır diyen Erdoğan, “TUGVA, gençlerimizin hangi alanda olursa olsun yapmak istedikleri çalışmalara destek sağlayacak, önlerini açacak, onları gerekli mercilerle bir araya getirecek ve böylelikle gençlerimizin hayallerinin çok ötesinde işler yaptığına şahit olacak” diye konuştu. Açılışa AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, TÜGVA Genel Başkanı İsmail Emanet, TÜGVA Ankara Şube Başkanı Abdülkadir Kocatepe, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan katıldı. “BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLANIN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ” Dünyanın çalkantılar içinde, bir bilinmeze doğru sürüklendiğini belirten Erdoğan, “Üçüncü dünya savaşını bile konuşmak adet haline geldi. Kuzey Kore’sinden, Ortadoğu’ya oradan da Amerika’sına varana kadar çeşitli sıkıntıları konuşuyoruz. Bir yandan ülkemizin yanı başında Irak ve Suriye’de olanlarla ilgili kendi sınırlarını, kendi hukukunu, kendi geleceğini korumak adına bir mücadelen, bir uğraşın içindeyiz. Bağımsız bir ülke olmanın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Peki bizim ülkemize biçilen karar bu muydu? Birinci Dünya Savaşında bölünmeye ve parçalanmaya çalışılan koca bir imparatorluğun bakiyesiyiz neticesinde. Bizi o zaman işgal etmeye gelen Avrupalı güçler işgal edemeyeceklerini anlayınca çekildiler. Çekildikten sonra da taşeronlarını üstümüze saldılar. Kurtuluş Savaşında onları da mağlup ettik. Ve böylelikle bu vatan topraklarının işgal edilemeyeceğini dünyaya göstermiş olduk” dedi  “TÜRKİYE KENDİ KADERİNİ KENDİ ÇİZMEYE ÇALIŞIYOR” Geldiğimiz noktada Türkiye ile çok fazla uğraşılmaya çalışıldığına dikkat çeken Erdoğan, “Neden Türkiye’nin bu kadar cephede köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını düşününce; özellikle son dört yılda Gezi kalkışmasıyla başlayan süreci inceleyecek olursak, 15 Temmuz darbe girişimine varıncaya kadar olan bitenler, halkımızın bu resmi çok net görmesini sağladı. Dünyanın büyük güçleri ile olan ilişkilerimiz de olan bitenlere baktığımız da; sözünden çıkmaya çalışan çocuğu dayakla yola getirmeye çalışan birisi gibi davranılmaya çalışıldığını görüyoruz. Türkiye’de, bu dayağı yemeyeceğim, ben kendi kaderimi kendi çizmeye çalışacağım diyor. Ülkemin, vatandaşımın ve halkımın menfaatleri neyi gerektiriyorsa, yeniden ecdada yaraşır bir şekilde kendine yön veren, kendi istikametini çizen bir ülke olmak için ne yapmam gerekiyorsa onu yapacağım dedikçe üstümüze gelmeye devam ediliyorlar” şeklinde konuştu. “HAYATIN HER KÖŞESİNİN BİR EĞİTİM BİR, TERBİYE ALANI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ” Eğitim sisteminin batının bize dayatmaya çalıştığı kadere göre kurgulandığını vurgulayan Erdoğan konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu sadece bizim için böyle değil, bu etkin sömürgeci dediğimiz güçler, dünyada tasarlamaya çalıştıkları eğitim sistemlerini kurdular. Ve oradan yetiştirilen çocukların bu sisteme uygun bir şekilde yetişmesini sağlamaya çalıştılar. Bize de aynısını yapmaya çalıştılar. Nitekim eğitim sistemimizden beklenen, sadece tek tip insan yetiştirmek oldu. Bizler hayatın her köşesinin bir eğitim bir terbiye alanı olduğunu düşünüyoruz. Onun için TÜGVA’nın okul dışında gençlerimizin geçirdiği vakitlerin de onların bu istikameti dolu dolu yaşayabilmeleri, kendi kaderlerini kendilerinin belirleyeceği anlayışını idrak edebilmeleri için bir araya geliyorlar ve buna inanan gönüllüler gün geçtikçe artıyor.” “KENDİ GELECEĞİNİ KENDİ TAYİN EDEBİLEN BİR GENÇLİK İDEALİ PEŞİNDEYİZ” “Kula kul olanlardan çok çektik. Makama mevkiye, para pula ve şana şöhrete kul olanlardan bu ülkeye hayır gelmedi. Sadece Allaha kul olan, dinini, inancını doğru kaynaklardan doğru bir şekilde alan ve bu doğrultuda kendi geleceğini kendi tayin eden, bilimin ve teknolojinin geldiği nokta nere ise, orayı çok iyi bilen, dünyanın hiçbir köşesinde yaşananlardan habersiz olmayan bir gençlik ideali peşindeyiz.” “ GELİŞİMİN MOTORUNU GENÇLERİN KEDİSİ OLUŞTURUYOR” “Birilerinin gençlere; şunu yapacaksın, bunu yapacaksın dediği gençlik oluşumu değil, gençlerin kendi projelerini hayata geçirdikleri yerdir. Biz buraya en fazla şunu diyebiliyoruz; burası yoğun olarak kullanılıyor mu, gençler girip çıkıyor mu? Bizim yaptığımız sadece budur. Bizim buradaki rolümüz kendi tecrübelerimizi arkadaşlarımıza aktarmaktır. TÜGVA bugün bu kadar hızlı Türkiye’nin her yerinde varsa, bu kadar hızlı büyüyorsa; bunun sebebi, bu büyümenin, bu gelişimin motorunun bizzat gençlerin kendileri olmasıdır. İnşallah Ankara’da da TÜGVA teşkilatımızın hayata geçirilmesi ile çok daha güzel etkinlikler, çok daha güzel buluşmalar gerçekleşecek. Mekan önemli değil, içindeki çalışmalar önemlidir. Burada yapılacak faaliyetlerle, buraya gelecek insanlarla, buraların şereflenmesini ve bu güzel mekanın hakkının verilmesini istiyoruz. “ “ÜLKEMİZDE Kİ VAKIF GELENEĞİNİN DE YÜKSELDİĞİNE ŞAHİT OLURUZ” TÜGVA ortaokul çocuğundan, çalışan gençliğe varıncaya kadar nesillerin bir araya gelmesini ve birbirlerine ağabeylik, kardeşlik etmelerini ve inşallah bize biçilen bu kaderin bizim olmadığını bilen, anlayan gençlerin buralardan geçmesini diliyorum. Buranın hayata geçmesin de katkısı olanlara başta Büyükşehir Belediyemize çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmalar gerçekten bu tür kuruluşların katkısı olmadan olmuyor. Buraların bu şekilde hayata geçmesi bizler için çok önemlidir. İnşallah ülkemizde ki vakıf geleneğinin de yükseldiğine şahit oluruz. Böyle güzel yerler sosyal hayatın her yerin de olmalıdır. Kuşların dahi vakıfları var. Kuşun meselesine dahi eğilen vakıflarımız mevcut. Ecdadın yapı taşında vakıfların yeri önemlidir. Bu vakıflar ülke genelinde var olan sosyal sorunlara, devletin göremediği sorunlara da eğilmelidirler ve bu meseleleri kamuoyunun önüne getirmelidirler. “İNSANOĞLU ÖZGÜR OLDUĞU ZAMAN, HARİKALAR YARATMAYA MUKTEDİRDİR” TUGVA, gençlerimizin hangi alanda olursa olsun, yapmak istedikleri çalışmalara destek sağlayacak, önlerini açacak, onları gerekli mercilerle bir araya getirecek ve böylelikle gençlerimizin hayallerinin çok ötesinde işler yaptığına şahit olacak. Bugün dünyada bilimde, fende ileri olanlar, okulları çok iyi olduğu için buralara gelmiyorlar. İnsanın önünü açtığın zaman, onu özgür bıraktığınız zaman, ona imkanlar sağladığın zaman insanoğlu harikalar yaratmaya muktedirdir. Yaratılıştan gelen bir güç var. Bunu ülkemizde geçtiğimiz 200 yıl da batılılaşma adı altında ket vuramaya çalıştılar. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim